Varsa Pulun Herkes Kulun Yoksa Pulun Dardır Yolun
İnsanlar, her şeyden çok paraya önem vermeye başlamış, zengin, varlıklı kişilerin etrafında dönmeye, onlara yalakalık yapmaya başlamışlardır. ”İyi insan” kavramı, neredeyse yerini tamamen ”zengin insan” kavramına bırakmıştır. Varlıklı kişilerin hataları artık kimse tarafından görülmüyor veya görmezlikten geliniyor. Fakir fukaradan da herkes uzak duruyor, kimse onlarla dostluk bile kurmuyor. Hatta enteresandır ki artık yardımlar fakire değil, zengine yapılıyor. Çünkü iyilikte, yardımda bulunan kişi karşılık almayı da umuyor. Fakire yapacağı yardımın geri gelmeyeceğini düşünüyor.
Günümüzde sözü en çok geçen kişiler maalesef zenginler olmuşlardır. Parası, gücü olanlar, her yerde tüm istediklerini yaptırabiliyor, dünyayı kendi çarklarında döndürmeyi becerebiliyorlar. Hak etmeyene güzel makamlar veriliyor, yoksulu ezmelerine izin veriliyor. İnsanlar artık Allah’ı bırakmış, kendilerine tanrı olarak parayı seçmişler. Zenginleri ise birer peygamber olarak görmekteler.
Varsa Pulun Herkes Kulun Yoksa Pulun Dardır Yolun Kompozisyon
Giriş: “Varsa pulun herkes kulun, yoksa pulun dardır yolun” atasözü, insanların zenginlik ve maddi güce olan aşırı bağlılıklarını vurgular. Bu atasözü, zenginlerin çevresinde her türlü ilgi ve hizmetin eksik olmayacağını, yoksul kişilerin ise toplum tarafından dışlanıp hor görüleceğini ifade eder. Zenginler, sahip oldukları maddi güç sayesinde herkes tarafından değer görürken, yoksul olanlar ise genellikle göz ardı edilir.
Gelişme: Toplumda zengin olmanın, kişisel değer ve saygınlık anlamında büyük bir avantaj sağladığı görülmektedir. Varlıklı kişiler, çevresindekiler tarafından genellikle övgüyle karşılanır ve onlara hizmet etmek için çaba gösterilir. Zenginlerin çevresindeki insanlar, bu kişilere olan bağlılıklarını göstermek için çeşitli şekillerde yalakalık yapar, onların isteklerini yerine getirmek için ellerinden geleni yaparlar. Varlıklı kişilerin hataları, çoğu zaman göz ardı edilir ve onların her türlü eylemi hoş görülür.
Öte yandan, maddi durumu iyi olmayan kişiler, toplumsal değerler açısından genellikle göz ardı edilir. Yoksul insanlar, toplumda nadiren ilgi görür ve yardımseverlik gösterilmez. Yardımlar genellikle zenginlere yapılır, çünkü bu yardımların karşılık getireceği düşünülürken, fakirlere yapılan yardımların karşılıksız olduğu düşünülür. Bu durum, toplumda zenginlik ve maddi güç karşısında duyulan aşırı saygının ve önemin bir yansımasıdır.
Örneğin, bir zengin iş adamı, büyük bir etkinlik düzenleyebilir ve çevresindeki kişiler, bu etkinlikte yer alabilmek için çaba gösterir. Oysa, maddi durumu kötü olan bir kişi, toplumda yer edinmekte zorluk çeker ve yardım talepleri genellikle göz ardı edilir. Bu durum, zenginlerin toplumda daha fazla değer gördüğünü ve yoksulların ise genellikle ihmal edildiğini gösterir.
Günümüzde paranın, kişisel değerlerin önüne geçtiği bir gerçeklik söz konusudur. Zenginlik, insanlara çeşitli avantajlar ve saygınlık sağlar, bu da toplumsal değerlerin, maddi güce göre şekillendiğini gösterir. İnsanlar artık parayı, toplumsal saygının ve değerinin belirleyeni olarak görmekte, zenginleri ise adeta birer kutsal figür olarak kabul etmektedir.
Sonuç: “Varsa pulun herkes kulun, yoksa pulun dardır yolun” atasözü, zenginlik ve maddi gücün toplumda nasıl bir ayrıcalık sağladığını ortaya koyar. Zenginler, çevrelerinden sürekli olarak ilgi ve hizmet görürken, yoksul insanlar genellikle dışlanır ve göz ardı edilir. Bu durum, paranın toplumsal değerleri nasıl etkilediğini ve maddi gücün kişisel değerlerin önüne geçtiğini gösterir. Toplumda eşitlik ve adaletin sağlanabilmesi için, zenginlik ve maddi gücün kişisel değerlerle eşitlenmemesi gerektiği vurgulanmalıdır.