Fabl Örnekleri – Kısa ve Uzun Fabllar

Fabl Örnekleri – Kısa ve Uzun Fabllar:

Kısa, anlamlı ve eğitici fabl örnekleri hazırladığımız sayfamıza hoş geldiniz. Bu sayfada sizler için çeşitli fabl örnekleri sunuyoruz. Umarız hazırladığımız fablları beğenirsiniz. Fablın ne olduğunu bilmeyenler için kısa bir bilgi vermek faydalı olacaktır.

Fabl Nedir?

Fabl, şiir şeklinde (nazım) veya düzyazı biçiminde yazılan, insanlara bir ders vermek amacıyla hayvanların, bitkilerin veya cansız varlıkların kişileştirildiği kısa metin türüdür. Fabllarda doğal olarak olağanüstü olaylar anlatılmaktadır; çünkü insan dışı varlıkların konuşması mümkün değildir. Bu yönüyle masala benzer. Ancak masallarda her zaman bir ders verme amacı bulunmazken, fabllarda bu amaç her zaman mevcuttur.

Fabl: hayvanlar, bitkiler veya hayali karakterler gibi birçok farklı karakteri içeren kısa hikayelerdir. Aşağıda siz değerli okuyucularımız için çeşitli fabl örneklerini hazırladık.

1) Şiir Şeklinde Fabl Örneği (Nazım olarak yazılmış fabl örneği)

KAPLAN İLE KÜÇÜK KEDİ

Bir zamanlar ormanda yüce bir kaplan vardı,

Sık sık ava çıkar, yiyecek arardı.

Bir gün, o günlerden biri geldi,

Kaplan açtı ama hala uyanık ve canlıydı.

Ormanda gezindi, etrafını inceledi,

Birden bir ses duydu, kulağına tanıdık geldi.

Bir çalılığın ardında bir küçük kedi,

Saniyeler içinde hoplayarak ileri gitti.

Kaplan ona seslendi: “Bekle, küçük kedi!”

“Bu ormanda sana eş olacak biri yok, bil ki.”

Kedi sevindi, biraz da gururlandı,

“Kaplan doğru söylüyor,” diyerek coştu, neşelendi.

Kaplan yavaşça yaklaşıp kediye bir hamle yaptı,

Kedinin canı yanarak, hemen sona erdi, canı sıkıldı.

Öğüt: Dalkavuklara inanmayın, dikkatli olun,

Birkaç güzel sözle aldanmayın, sakın kanmayın.


2) Fabl Örneği

ZEKİ KAPLAN İLE KIBIRLI BAYKUŞ

Kaplan ormanda aç kalmış bir şekilde geziniyordu. Uzun zamandır midesine hiçbir şey girmemişti. Karnını doyurmanın bir yolunu bulmalıydı. Derken bir ağaç dalında bir baykuşun sesi geldi. Kaplan yukarı baktı ve baykuşun gagasında büyük bir böcek parçası gördü. Bu böcek kaplanı doyuracak kadar büyük bir parçaydı. Kaplan hemen seslendi:

“Baykuş kardeş, bu muhteşem ses senin mi? Yıllardır bu ormanda yaşıyorum, ama bu kadar güzel öten bir kuş görmedim.”

Baykuş bu iltifatlardan memnun oldu ve daha fazla övgü almak için şarkı söylemeye karar verdi. Ağzını açar açmaz, gagasındaki böcek yere düştü. Kaplan böceği alıp midesine indirdi. Baykuşa dönüp şöyle dedi:

“Baykuş kardeş, övgüler seni çok mutlu ediyorsa, dikkatli ol. Her iltifata kanma, yoksa tüm nimetlerini kaybedebilirsin.”


3) Düzyazı Biçiminde Fabl Örneği

KENDİ KAZDIĞI KUYUYA DÜŞMEK

Geniş meralarda bir grup zebra yaşardı. Yağmur yağdığında otlar bol olur ve zebra sürüleri açlık çekmezdi. Ancak bu zebraların başını ağrıtan bir sorun vardı: Aslanlar. Aslanlar aç olduklarında zebra sürülerini avlar ve yerlerdi. Bu zebralar da bu durumu biliyordu; ancak kaçınılmazdı.

Bu zebralar arasında kurnaz ve kötü niyetli bir zebra vardı. Bir arkadaşını çağırıp ona şöyle dedi:

“Bu aslanlar bir gün bizi de yiyecek. Önlem almamız gerek.”

“Peki, ne yapabiliriz ki?” dedi arkadaşı.

“Bak, nehrin çok sığ bir bölgesini keşfettim. Aslanlar saldırıya geçtiğinde bu sığ yerden geçip kurtulabiliriz. Ancak bu bilgiyi diğer zebralara söyleme; yoksa hep birlikte bu bölgeden geçip aslanlara yakalanabiliriz.”

Tam planladıkları gibi nehre atladılar, ancak timsahlarla karşılaştılar. Timsahlar onları yakalayıp yedi. Zamanla öğrendiler ki, birlik içinde olmak ve kötü düşünmemek gerekiyordu. Aksi halde kötü sonuçlar kaçınılmaz olur.


4) Fabl Örneği

KIBIRLI TEMBEL KEDİ

Bir zamanlar, iyi bir aile tarafından sokaktan alınan bir kedi yavrusu vardı. Aile, kedinin büyüyünce fareleri kovalamaya başlayacağını ve böylece rahat edeceklerini düşünüyordu. Sahipleri tarafından iyi beslenen kedi hızla büyüdü ve tembelleşti.

Arada bir sokak kedileri ile dalga geçer, kendi konforunu öne çıkarırdı. Ancak zamanla, tembelliği yüzünden hareket edemez hale geldi. Ailesi, kedinin işe yaramadığını düşünüp onu sokağa bıraktı.

Sokakta, yavaş hareket eden kedi fareleri yakalayamaz ve çöpleri karıştırmada zorlanır oldu. Kibir ve tembelliğin cezasını çekti. Zamanla zayıflayıp hasta düştü.

Emek vermek ve çalışmak, canlıların en temel gereksinimidir. Çalışmayanlar zamanla iş göremez hale gelir.


5) Fabl Örneği

KIBIRLI BİTKİ

Bir orman köşesinde, gururlu bir bitki büyüyordu. Kendisini ceviz ağacının meyveleriyle kıyaslar ve sürekli olarak “Beni görün, ne kadar büyük bir bitkiyim!” derdi. Ceviz ağaçları kendisine küçük gelirken, kendisi oldukça büyük bir bitki olduğunu düşünüyordu.

Hasat zamanı geldiğinde, ceviz sahipleri cevizleri toplamaya geldiler. Herkes kibirli bitkinin yanından geçti. Bir kişi diğerine, “Bu büyük bitkiyi alalım,” dedi. Diğeri ise, “O büyük görünüyor ama içi boş,” diye yanıtladı.

Kibirli bitki, bu sözlerden incindi ve cevizlere söylediklerinin farkına vardı. İç güzelliğin, dış görünüşten çok daha önemli olduğunu anladı.


6) Fabl Örneği

RÜZGAR İLE MEŞE AĞACI

Bir dere kenarında, huysuz ve uzun bir meşe ağacı yaşardı. Kendisi en yüksek ağaç olduğundan, sürekli olarak övünürdü. Rüzgar estiğinde, rüzgara sitem eder ve sürekli şikayet ederdi. Bir gün, rüzgara içini döktü:

“Rüzgar, senin hiçbir faydan yok. Sadece beni rahatsız ediyorsun.”

Rüzgar bu sözlerden çok kırıldı ve oradan ayrıldı. Uzun süre geri gelmedi. Meşe ağacının yaprakları döküldü ve kış mevsimi rüzgarsız geçti. İlkbaharda diğer ağaçlar çiçeklenirken, meşe ağacı da çiçeklenmedi.

Meşe ağacı, rüzgarın bitkilerin gelişimindeki önemini anladı ama rüzgarı geri getiremedi. Her şeyin bir görevi ve anlamı vardır. Her şey yerli yerindedir.


7) Fabl Örneği

KALEM İLE SİLGİ

Kalem, sürekli olarak silgi ile alay ederdi ve silgiyi hamal olarak görürdü. Silgi bu durumdan oldukça üzülürdü.

“Kalem kardeş, ben senin yazdıklarından bazı hataları düzeltirim. Beni küçümseme, benim de bir görevim var,” derdi.

Bir gün, kalem ticari bir işlemde hata yaptı. Silgi, kalemin kibrine karşılık vererek düzeltme yapmadı. Sonuç olarak kalemin sahibi iflas etti ve kalem bu duruma çok üzüldü. Silginin önemini anladı ama iş işten geçmişti.


Kısa, anlamlı ve eğitici fabl örnekleri hazırladığımız sayfamıza hoş geldiniz. Bu sayfada sizler için çeşitli fabl örnekleri hazırladık. Umarız hazırladığımız fablları beğenirsiniz. Fablın ne olduğunu bilmeyenler için kısa bilgi vermek yerinde olacaktır sanırız.

Fabl Nedir?

Fabl, şiir şeklinde (nazım) veya düzyazı biçiminde yazılan, insanlara bir ders vermek amacı ile hayvanların, bitkilerin veya cansız varlıkların konuşturulduğu, kişileştirildiği kısa metin türüdür. Fabllarda doğal olarak olağanüstü olaylar anlatılmaktadır; zira insan dışı varlıkların konuşması mümkün değildir. Bu yönüyle masala benzer. Ancak her masalda bir ders verme amacı yokken, bütün fabllar bir ders verme gayesi taşır.

                                    ÇEŞİTLİ FABL ÖRNEKLERİ

1) Şiir Şeklinde Fabl Örneği (Nazım olarak yazılmış fabl örneği)

TİLKİ İLE KÜÇÜK TAVŞAN

Bir zamanlar semizce, kurnaz bir tilki vardı
Sık sık ormanlığa, yemek için uğrardı
Bir gün yine o günlerden biriydi
Tilki açtı ve lakin, yine de çok diriydi
Girdi o ormanlığa, etrafına bakındı
Onun duyduğu ses, bir hayli tanıdıktı
Çalılardan zıpladı, bir küçük yavru tavşan
Birkaç saniyede, dereler tepeler aşan
Tilki seslendi ona: ”Bekle bir tavşan kardeş!”
”Biliyor musun, bu ormanda yoktur sana eş”
Yavru tavşan sevindi, azıcık da gerindi
”Doğru söylüyor tilki.” deyip havalara büründü
Derken, iyice yanaştı, kurnaz tilki tavşana
Tavşan bilemedi, ne gelecek başına
Tilki bir hamle attı, tavşanın boğazına
Tavşanın canı erdi, durdu küçük ağzına
Derler ki dalkavuğa inanmayın, kanmayın
Birkaç güzel söze, sakın hiç aldanmayın
R.ÖZKAN

                            -SON-

2) Fabl Örneği

KURNAZ TİLKİ İLE ÇİRKİN SESLİ KARGA

Tilki aç aç geziyordu. Uzun zamandır hiçbir şey inmemişti midesine. Karnını doyurmanın bir yolunu bulmalıydı. Derken altından geçtiği ulu çınar ağacının üstünden bir karga sesi duydu. Başını yukarı çevirip baktı. Karganın ağzında kocaman bir peynir parçası duruyordu. Bu peyni tilkiyi doyurmaya yeterdi. Hiç vakit kaybetmeden seslendi:
-Karga kardeş o mükemmel ses senin miydi? Yıllardır bu ormanda yaşarım, ama bu kadar güzel öten bir kuş görmedim.

Karganın hoşuna gitmişti bu sözler. Kendini daha fazla ispatlamak için yeni şarkılar söylemeyi düşündü. Daha ağzını açar açmaz, gagasındaki peynir yere düştü. Tilkinin isteği yerine gelmişti. Birkaç güzel söz ile peyniri kapmayı başarmıştı. Peyniri midesine indirdikten sonra aval aval bakan kargaya birkaç söz söylemek istedi.

-Eee, karga kardeş, övülmekten bu kadar hoşlanırsan olacak olan budur. Benden sana nasihat, her dalkavuğun söylediğine inanma. Yoksa ağzındakini de kaparlar böyle.

                                                                    -SON-

3) Düzyazı Biçiminde Fabl Örneği

KENDİ KAZDIĞI KUYUYA DÜŞMEK

Ucu bucağı görünmeyen engin ovalarda zebra sürüleri yaşardı. Yağmur yağdığı müddetçe, otları bol olur, asla açlık çekmezlerdi. Ancak bu zebraların keyfini kaçıran bir sıkıntıları vardı: Aslanlar. Aslanlar acıktığında bu zebra sürülerini avlayıp afiyetle yerdi. Alanlar için gün yine zebra avlama günüydü. Zebralar da bunun farkındaydı; ama ne çare, birileri aslana yem olacaktı.

Bu zebraların arasında kurnaz ve kötü kalpli bir zebra vardı. Bir arkadaşını çağırıp ona şöyle dedi:
-Bak zebra kardeş, bu aslanlar er ya da geç bizi de yiyecek. Bunun için bir şeyler düşünüp önlem almamız lazım.
-Peki, ama ne yapabiliriz ki?
-Bak, kaç gündür nehir kenarında otlanıyoruz. Bu nehrin çok sığ olan bir yerini keşfettim. Aslan sürüsü saldırıya geçtiği an o sığ yerden karşıya geçeceğiz; böylece ikimiz de kurtulmuş olacağız. Ama sakın bu yeri diğer zebralara söyleme, yoksa hepsi oradan geçmeye çalışırsa biz aslanlara yem olabiliriz.
-Peki, güzel bir fikirmiş, öyle yapalım.

Derken, aslan sürüsü çıkageldi. Saldırıya geçince bizim kurnaz zebralar planladıkları gibi nehrin sığ bölgesinden karşıya geçmek için atladılar nehre. Ancak hesaba katmadıkları bir şey vardı: Timsahlar. Daha nehrin ortasındayken koca ağızlı timsahlara yem oldular.

Belki anladılar yaptıkları şeyin kötü olduğunu ama iş işten geçmişti. Zor zamanlarda birlik içinde olunmazsa, engeller aşılamaz, kötü düşünenin sonu kötülük olur.

                                                                    -SON-

4) Fabl Örneği


KİBİRLİ TEMBEL KEDİ

Zamanın birinde, iyi bir aile tarafından sokaktan alınıp büyütülen bir kedi yavrusu varmış. Bu aile, ”Kedi büyüyünce, evimize dadanan fareleri de kovalar, böylece rahatlarız.” diye düşünürmüş. Sahipleri tarafından iyi beslenen kedi kısa zamanda gelişip büyümüş.  Ekmek elden su gölden yaşayıp gidiyormuş.
Arada bir sokak kedileri ile dalga geçer, kendisinin hiç yorulmadan beslendiğini, onlarınsa bir lokma yemek için çöp çöp dolaştığını anlatır dururmuş. Gel zaman git zaman, tembelliğe, yatmaya iyice alışan kedi artık hareket edemez hale gelmiş. Fare kovalamaktan aciz olan bir kediyi evde beslemek akıl karı değilmiş.
Bu aile, hiçbir işe yaramayan kediyi evden atmaya karar vermiş ve kediyi sokağa atmış. Vücudunun ağırlığı ile hızlı hareket edemeyen kedi, ne bir fare yakalayabilmiş ne de çöp konteynırlarına atlayabilmiş. Böylece zamanla zayıflayıp hasta düşmüş. Tembelliğinin ve kibrinin cezasını çekmiş.

İnsanlar başta olmak üzere bütün canlılar, çalışmak ve emek vermek zorundadır. İşlemeyen demir pas tutar misali, çalışmayan insanlar da zamanla iş yapamaz hale gelir ve ele güne rezil olurlar.

                                                                    -SON-

5) Fabl Örneği

KİBİRLİ KABAK

Ulu bir ceviz ağacının dibinde yeşeren bir kabak, büyüklüğü
ile övünürmüş. Hatta gününü ceviz ağacının küçük ceviz meyveleri ile dalga
gçerek geçirirmiş. ”Bak, siz kocaman ağaçta yetişiyorsunuz, ona rağmen
küçücüksünüz; oysa bir de bana bakın, küçücük bitkime rağmen ne kadar da büyük
bir bitkiyim dermiş.

 

Ceviz hasat zamanı gelmiş, ceviz sahipleri cevizlerini
toplamak üzere gelmişler. herkes kibirli kabağın yanından geçmiş ama yüzüne
bakan olmamış. Derken, ceviz sahipleri aralarında şakalaşmışlar. Birisi
diğerine ”Sen cevizleri boşver, şu kocaman kabağı alsana!” demiş. Diğeri ise
”Bırak o kabağı canım, kendisi kocaman; ama içi boş.” demiş.

 

 

Kabak, çok incinmiş ve aklına cevizler için söyledikleri
gelmiş. Cevizlerden özür dilemiş ve fiziki özelliklerin değil, iç güzelliğinin
önemli olduğunu anlamış.

 

                                                                    -SON-

 

6) Fabl Örneği

 

RÜZGAR İLE KAVAK AĞACI

 

Bir zamanlar, bir dere kenarında uzun mu uzun, bir o kadar
da huysuz mu huysuz bir kavak ağacı yaşarmış. Etrafındaki en yüksek ağaç
olduğundan, kendisi ile övünür dururmuş. Çok da mızmızmış. Ne zaman rüzgar
esecek olsa, homurdanmaya, rüzgara sitem etmeye başlarmış.

Bir gün dayanamış ve içindekileri sayıvermiş rüzgara.

 

-Yahu rüzgar kardeş, nesin sen? İkide bir esip beni neden
rahatsız ediyorsun. Bir işe yarayacak olsan tamam; ama hiçbir şeye de
yaramıyorsun. Esip esip beni ve dallarımı rahatsız ediyorsun, demiş.

Rüzgar, bu sözlere çok alınmış. Oralardan uzaklaşıp başka
diyarlara gitmiş. Uzun bir süre uğramamış oralara. Günler geçmiş, sonbaharda
kavak ağacının da yaprakları bir bir dökülmüş. Kış mevsimi de rüzgarsız geçmiş.
Tüm bu süre boyunca, kavak ağacı halinden çok memnunmuş.

Ama gel gör ki ilkbahar geldiğinde hiçbir ağaç çiçek ve
yaprak açamamış. Kavak ağacı da tabii. Civarın en yaşlı ağaçları toplanıp
durumu görüşmüşler, çiçek ve yaprak açamamalarının sebebini anlamışlar.

 

Rüzgarın, ağaçların aşılanmasında, yaprak ve çiçek açmasında
büyük bir öneme sahip olduğunu anlamışlar. Durumu kavak ağacına da anlatmışlar.
Ancak kavak ağacı dizini ne kadar dövse de rüzgarı geri getirememiş. Böylece
diğer ağaçlar gibi kavak ağacı da zamanla kuruyup gitmiş.

 

Evrende hiçbir şey boşuna yaratılmamıştır. Her şeyin bir
görevi ve anlamı vardır. Evreni yaratan büyük yaratıcı, hiçbir şeyi boşuna
yaratmamıştır.

 

                                                                    -SON-

 

 

7) Fabl Örneği

 

KALEM İLE SİLGİ

 

Kalem, sürekli silgi ile alay eder, kendisinin hamallığını
yaptığını anlatır dururmuş. Kalem tarafından bir hamal olarak görülen silgi bu
duruma çok üzülürmüş.

 

-Bak kalem kardeş, ben olmasam senin yazdıklarından bazı
şeyler çok kötü sonuçlar doğurabilir. Beni küçümseme, benim de bir görevim var,
dermiş.

 

 

Ama tüm bu söylenenler, kalemin umurunda bile değilmiş. Bir
gün, sahibinin ticari bir işi ile ilgili yanlış bir şeyler yazmış. Kaleme çok
kırgın olan silgi: ”Kibrinin cezasını çeksin.” diyerek gerekli düzeltmeleri
yapmamış. Bu yüzden kalemin sahibi iflas etmiş ve kalem bu duruma çok üzülmüş.
Silginin ne kadar önemli bir şey olduğunu anlamış ama iş işten geçmiş.

 

 

                                                                    -SON-

 

Sizler için hazırladığımız fabl örneklerini beğendiyseniz lütfen kısa da olsa yorum yapınız.

“Fabl Örnekleri – Kısa ve Uzun Fabllar” üzerine 10 yorum

  1. Çok güzel fabllar var ama çoğaltılması gerek ama çok beyendim ben fablları ellerinize sağlık ben çok beyendşim

    Yanıtla

Yorum yapın

meritking meritking giriş madridbet madridbet giriş madridbet güncel giriş