Düşenin Dostu Olmaz Kompozisyon
Giriş: “Düşenin dostu olmaz” atasözü, bir kişinin başarısızlık yaşadığı veya zor durumda olduğu anlarda çevresindeki insanların, özellikle de kendisine yakın görünenlerin, ondan uzaklaştığını ifade eder. Bu atasözü, gerçek dostların zor zamanlarda ortaya çıktığını ve insanların genellikle sadece varlık ve başarı dönemlerinde yanında durduğunu belirtir.
Gelişme: İnsanlar, genellikle başarılı ve varlıklı olan kişilere yakınlık gösterir ve bu kişilere dostluklarını sunar. Ancak, bu yakınlık çoğu zaman yüzeysel ve menfaat odaklıdır. Zenginlik ve başarı sürdüğü sürece çevredeki insan sayısı artar, ama bu durumun sona erdiği ya da kişinin zor bir dönem geçirdiği zamanlarda bu insanlardan pek azı geride kalır. Zorluk ve başarısızlık dönemlerinde, gerçek dostlar ortaya çıkar.
Gerçek dostluk, zorluklarda ve başarısızlıkta test edilir. Kişi düşüş yaşadığında, yanında kalan birkaç kişi, gerçekten vefalı ve samimi dostlardır. Bu insanlar, kişinin başarısızlığından veya zorluklarından menfaat sağlamak yerine, dostluk ve vefa duygusuyla yanındadırlar. Bu bağlamda, kötü günlerde yanınızda olan insanların gerçek dostlar olduğu anlaşılır.
Bu nedenle, insanın çevresindeki kişilerin gerçek dost olup olmadığını anlaması için zorlukları yaşaması gerekebilir. Aynı zamanda, kişinin daima güçlü ve başarılı olma çabası içinde olması, kendini yalnız hissetmeyi engeller. Ancak, başarı ve güç elde etmenin yanı sıra, gerçek dostluk ve vefalı insanları bulmak da önemlidir.
Sonuç: “Düşenin dostu olmaz” atasözü, gerçek dostların zor zamanlarda ortaya çıktığını ve insanların çoğunlukla varlık ve başarı dönemlerinde yanımızda olduklarını ifade eder. Zorluklar ve başarısızlık anlarında gerçek dostların kimler olduğunu öğrenmek mümkündür. Bu nedenle, gerçek dostların değerini anlamak için zorlukları yaşamak gerekebilir. Ayrıca, kişi güçlü ve başarılı olmaya çalışmalı, ancak gerçek dostları tanımak ve korumak için de çaba göstermelidir.
Düşenin Dostu Olmaz
Varlık ve dirlik içinde olan insanların etrafında çok insan olur. Herkes onu çok severmiş, sayarmış gibi görünür. Oysa o varlıklı kişinin zenginliği bittiğinde herkes bir bir uzaklaşmaya başlar. İşte o zaman, düşenin dostunun olmadığı, gerçek dostun kötü günde belli olduğu daha iyi anlaşılır.
İnsan herkesi dost bilmemeli, kimlerin gerçekten dost olduğunu öğrenmek için kötü günü beklemelidir. Kötü günde insanın yanında bulunan çok az kişi bulunur. Onların sağlayacakları hiçbir menfaat yoktur. Onları yanımızda tutan tek şey vefa ve dostluk duygularıdır.
Kişi asla düşmemelidir. Her daim güçlü olmalı, bunun için de çok çalışmalıdır.