İnsan Sevgisi ile İlgili Kompozisyon

 İnsan Sevgisi

İnsan kalbinde yer alması gereken en önemli sevgilerden biri şüphesiz ki insan sevgisidir. Peygamber efendimiz der ki ”İman etmeyen cennete gidemez; insanları sevmeyen ise iman etmiş olamaz. Yani şayet kendimizi bir insan veya bir Müslüman olarak görüyorsak insanları sevmeli, onlara saygı göstermeliyiz. Allah insanları tek bir anadan, tek bir babadan yarattı. Dolayısı ile bütün insanlar bir anlamda kardeş sayılır. O zaman din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapan, kendini üstün veya başkalarını hor gören bir kişi ne gerçekten insan ne de Müslüman olabilir.

İnsan sevgisi deyince halk ozanı, Hak aşığı Yunus Emre’nin şu dörtlüğünü yad etmemek olmaz. Ne diyor Yunus?

Elif okuduk ötürü
Pazar eyledik götürü
Yaratılmışı hoş gördük
Yaratandan ötürü

Yunus Emre gerçek bir halk insanıydı. İnsanlara olan sevgisi büyüktü. İçindeki o insan sevgisinin ana kaynağı ise Allah sevgisiydi. Sevilen Allah’ın yarattıklarını sevmemek ne mümkündü. Allah’ı seven kişi elbette onun yarattıklarının tümünü de sevmeliydi. Günümüzde ne yazık ki Yunus gibi insanların sayısı bir hayli azaldı. Artık kimse kimseyi sevemez, sayamaz oldu. En dindar dediğimiz insanlar bile kendi çıkarları peşinde koşar oldu.

İnsanların sadece bize benzeyenini, Müslüman veya Türk olanını değil, tamamını sevmeliyiz. Gerçek insan sevgisi ancak bu şekilde var olabilir. Birine sırf zenci olduğu için farklı bir gözle bakıyor, onu hor görüyorsak, ilk isyanımız bir nevi Allah’a olmuş olur. Bununla ilgili küçük bir hikaye vermek yerinde olacak. Derler ki siyahi, bizim deyimimizle zenci biri sokaktaki bir kalabalık arasında ilerliyordu. Hemen arkasında iki beyaz adam, onunla ilgili çirkin söylemlerde bulundular ve bunu sadece adam zenci olduğu için yaptılar. Zenci durdu ve arkasındaki adamlara şu unutulamayacak sözleri söyledi: ”Tenimin rengini mi beğenmediniz, yoksa tenime bu rengi vereni mi?” İşte, adamlar, o an nasıl da kötü bir düşünce içerisinde olduğunu fark ettiler. Doğru ya, o insanları siyah renkte yaratan Allah değil miydi? O zaman onları beğenmemek Allah’ı beğenmemek değil miydi?

Yüzde doksanının Müslüman olduğu öz yurdumuzda bile çoğumuz insanlığı bırakmış, ırkçılığın peşinden koşmuyor muyuz? Birbirimiz hakir görüp çeşitli kötü söylemlerde bulunmuyor muyuz? O zaman nerede kaldı Müslümanlık, nerede kaldı insan ve insanlık sevgisi? Allah’ı, Kuran’ı, Hz. Muhammed Mustafa’yı hiç mi anlamadık? Onların bizlere emrettiği ırkçılık yapmak mıydı? Bu dünyada her insanın kalbinde insan sevgisi filizlenmedikçe zulümlerden, savaşlardan, katliamlardan kurtulamayız. Her anne ve babanın, öğretmenin ve imamın, papazın veya rahibenin, hahamın, şamanın veya keşişin ilk gayesi insanlara insan sevgisi aşılamak olmadığı müddetçe birbirimizi asla sevemeyeceğiz. Paranın kölesi olduğumuz müddetçe kendimizden ötesine muhabbet duyamayacağız.


İnsan Sevgisi Kompozisyon

Giriş: İnsan sevgisi, bireylerin kalplerinde taşıması gereken en temel ve en değerli duygulardan biridir. Peygamber Efendimiz’in “İman etmeyen cennete gidemez; insanları sevmeyen ise iman etmiş olamaz.” sözü, insan sevgisinin ne kadar önemli olduğunu vurgular. Bu söz, insanları sevmeyen bir kişinin gerçek anlamda iman etmiş olamayacağını ifade eder. Allah, tüm insanları tek bir ana ve babadan yarattığı için, bütün insanlar birbirinin kardeşi sayılmalıdır. Bu bağlamda, din, dil, ırk ve mezhep ayrımı yaparak insanları dışlamak ya da hor görmek, gerçek insan sevgisini anlamamak anlamına gelir.

Gelişme: Halk ozanı Yunus Emre’nin “Yaratılmışı hoş gördük, Yaratandan ötürü” dörtlüğü, insan sevgisinin kaynağının Allah sevgisi olduğunu anlatır. Yunus Emre, insanlara olan sevgisini, Allah’a olan sevgisinden beslenerek ifade etmiştir. Gerçek insan sevgisi, Allah’ı seven bir kişinin, O’nun yarattığı tüm varlıkları da sevmesi gerektiğini ortaya koyar. Ancak günümüzde, bu sevgiyi yaşamak ve uygulamak zorlaşıyor. İnsanlar, kendi çıkarlarını gözetmeye ve başkalarını küçümsemeye eğilimli hale gelmişlerdir.

İnsan sevgisinin, sadece bize benzeyenleri veya aynı din ve ırktan olanları kapsamadığı, tüm insanları kapsadığı unutulmamalıdır. Birine sadece ten renginden dolayı kötü bakmak, aslında Allah’ı ve O’nun yarattıklarını hor görmek anlamına gelir. Bu konudaki bir hikaye, bu düşünceyi pekiştirmektedir. Siyahi bir adam, arkasında çirkin sözler sarf eden iki beyaz adamla karşılaştığında, onlara şu sözleri söylemiştir: “Tenimin rengini mi beğenmediniz, yoksa tenime bu rengi veren Yaratıcı mı?” Bu söz, insanların ten rengini beğenmemekle, onları yaratan Allah’ı beğenmemek arasındaki ilişkiyi vurgular.

Sonuç: Türkiye’de, çoğunluğun Müslüman olduğu bir toplumda bile, ırkçılıkla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. İnsanlar arasında ayrımcılık yapmak, hakaretlerde bulunmak, aslında gerçek Müslümanlık ve insan sevgisi ile çelişir. İslam’ın temel prensipleri, ırkçılığın kabul edilemeyeceğini ve insan sevgisinin temel olduğunu öğretir. Bu dünyada barış ve huzuru sağlamak için, her bireyin kalbinde insan sevgisi filizlenmelidir. Her eğitimci, her öğretmen ve her dini lider, insanlara bu sevgiyi aşılamalıdır. Para ve çıkarlar, insan sevgisinin önüne geçmemelidir. İnsan sevgisi, toplumsal huzurun ve barışın anahtarıdır.

Yorum yapın

madridbet madridbet giriş madridbet güncel giriş