Havlayan Köpek Isırmaz Kompozisyon

Havlayan Köpek Isırmaz

Tartıştığı kişiyi nefesi çıktığı kadar bağırıp çağırarak, esip gürleyerek korkutmaya çalışan kişi, fiziki müdahalede bulunamaz. Zira o kadar bağırıp gürlediğine göre, fiziki şiddet uygulayacak gücü veya cesareti yoktur. Ulu orta bağırıp çağıranlardan değil de sinsi olanlardan korkmak gerekir. Zira en tehlikeli insanlar, ne yapacağı belli olmayan sinsi insanlardır.

Köpeklerden iyi anlayanlar, asıl saldırgan köpeklerin saldırırken asla havlamadığını, sinsice gelerek ısırdıklarını bilirler. Buna karşı korkak, cesaretsiz, güçsüz köpeklerin yapabildiği tek şey havlamaktır. Bir tehlike gördükleri an var güçleri ile havlamaya çalışır, karşıdakini korkutmaya çalışır. Ancak kişi bir taş almak için hafif yere eğildi mi, arkalarına bakmadan kaçar. İnsanların bazıları da özellik olarak bu köpeklere benzer. En ufak meselede bile aslan gibi kükremeye başlarlar. Oysa aslında korkak bir tavuktan hiç farkları yoktur.

Herkesin içinde bize karşı tehditler savuran, elinden geleni ardına koymayacağını söyleyen, bağırıp çağıran kişilerden korkmamak gerek. Asıl korkulması gerekenler, sesini çıkarmadan, sinsice hareket edenlerdir.

Havlayan Köpek Isırmaz Kompozisyon

Giriş: “Havlayan köpek ısırmaz” atasözü, çok konuşan, tehditkar sözler sarf eden veya agresif tavırlar sergileyen kişilerin genellikle fiili bir eyleme geçmeyeceklerini ifade eder. Bu atasözü, tehdit ve gürültüyle insanları korkutmaya çalışan kişilerin, gerçekte tehlikeli olmadığını ve asıl tehlikenin sessiz ve sinsice hareket edenlerden gelebileceğini vurgular.

Gelişme: Tehditkar bir tavır veya agresif konuşma, genellikle kişinin gerçek gücünün veya cesaretinin eksik olduğunu gösterebilir. Örneğin, bir kişi tartışma sırasında sürekli bağırıp çağırıyorsa veya tehditlerde bulunuyorsa, bu kişinin gerçek bir eylemde bulunma yeteneği veya cesareti olup olmadığını sorgulamak gerekebilir. Havlayan köpekler, aslında genellikle cesaretlerinden ziyade korkularından dolayı havlarlar; bu köpekler, gerçek bir tehlike karşısında genellikle geri çekilirler.

Köpeklerin davranışlarını gözlemleyenler, asıl tehlikeli köpeklerin genellikle sessiz ve sinsice hareket ettiğini bilirler. Bu köpekler, saldıracakları anı anladıklarında, yüksek sesle havlamak yerine doğrudan saldırıda bulunurlar. Bu durum, insanların da benzer bir özellik taşıyabileceğini gösterir. Yani, çok konuşan ve tehditkar sözler sarf eden kişiler, çoğunlukla gerçek bir tehdit oluşturmazlar. Bu kişiler, gürültü yaparak ve tehditlerde bulunarak kendilerini güçlü ve korkutucu göstermeye çalışırlar, ancak gerçek tehlike genellikle sessiz ve sinsice hareket eden kişilerden gelir.

Gerçek tehlike, genellikle sessiz ve içten içe plan yapan insanlardan gelir. Bu kişiler, dışarıdan herhangi bir belirti göstermeyebilir, ancak bir tehlike anında nasıl bir eyleme geçecekleri tahmin edilemez. Bu nedenle, sadece gürültü ve tehditlerle hareket eden kişilere karşı temkinli olmak yeterli değildir; asıl dikkat edilmesi gerekenler, sessiz ve sinsice hareket edenlerdir.

Sonuç: “Havlayan köpek ısırmaz” atasözü, çok konuşan veya tehditkar sözler sarf eden kişilerin genellikle fiili bir eyleme geçmeyeceklerini anlatır. Bu tür kişiler, genellikle gerçek bir tehlike oluşturmazlar ve yalnızca kendilerini güçlü göstermeye çalışırlar. Asıl tehlike, sessiz ve sinsice hareket eden kişilerden gelebilir. Bu nedenle, tehlikeli durumlarda sadece sesli ve tehditkar davranışlara değil, aynı zamanda sessiz ve gizli hareket eden insanlara karşı da dikkatli olmak gereklidir. Bu anlayış, hem kişisel güvenlik hem de sosyal ilişkilerde daha etkili bir yaklaşım sağlayabilir.