Göz Görmeyince Gönül Katlanır Kompozisyon

Göz Görmeyince Gönül Katlanır 

Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur, derler. Aslında burada bahsi geçen ıraklık (uzaklık) uzak olan kişiye karşı sevgimizin bitmiş olduğu anlamına gelmez. İşte, burada tam da ”Göz görmeyince, gönül katlanır.” atasözü devreye girer.

Yakınımızda yaşayan sevdiklerimizle sık sık görüşür, buluşur, özlem gideririz. Araya azıcık bir zaman girecek olsa, onu görmeden edemeyiz, buluşmak için fırsat kollarız. Çünkü ona ulaşabileceğimizi gayet iyi bilir ve içimizde o umudu sürekli yaşatırız. Fakat mekan olarak bizden çok uzaklarda bulunan kişileri göremeyeceğimizi, istediğimiz zaman onlarla buluşamayacağımızı biliriz. İçimizde buna dair en ufak bir ümit bile olmaz. Bu nedenle onu görmemeye katlanır, fazla acı da çekmeyiz.

Marketlerden, oradan buradan aldığımız hazır yiyecekler için de benzer durum söz konusudur. Normalde kendimiz çok titiz, temiz insanlar da olsak, aldığımız gıdanın hangi ortamlarda üretildiğini bilmeyiz. O kirli ve belki de mikroplu ortamı kendi gözlerimizle görmeyiz. Bu da, ona karşı hassas davranmamızı engeller. Olur da o aldığımız besinlerin üretildiği fabrikayı görürsek belki bir daha o ürünü asla almayız. Nitekim yağ fabrikasında çalışıp da bir daha asla hazır yağ almayanların sayısı çoktur.


Göz Görmeyince Gönül Katlanır Kompozisyon

Giriş: “Göz görmeyince gönül katlanır” atasözü, bir kişinin bir şeyi görmediğinde, onun eksikliğine daha kolay dayanabileceğini ve alışabileceğini ifade eder. Bu deyim, gözle görülmeyen veya erişilemeyen şeylere karşı duygusal bağlılığın zayıflayabileceğini belirtir. Gözle göremediğimiz şeyler, zamanla daha az değerli veya önemli hale gelebilir.

Gelişme: İnsanlar, yakın çevresindeki sevdikleriyle sık sık görüşür ve onlarla vakit geçirme fırsatlarını değerlendirir. Bu durum, aralarındaki ilişkiyi canlı ve güçlü tutar. Ancak, uzak mesafelerdeki kişilerle iletişim kurmak ve onları görmek daha zor olabilir. Fiziksel mesafe, kişinin duygusal bağlarını zayıflatabilir. Çünkü uzaklarda yaşayan kişilere dair ümitler azalır ve bu uzaklık, duygusal acıyı da hafifletir. Böylece, göz görmeyince, gönül katlanır ve eksikliğine daha kolay dayanılır.

Bu durum, günlük yaşamda da gözlemlenebilir. Örneğin, marketlerden satın aldığımız hazır yiyecekler konusunda benzer bir durum söz konusudur. Normalde titiz ve temiz insanlar bile, gıdaların üretildiği ortamı doğrudan görmediklerinde, bu konuda fazla endişelenmezler. Oysa ki, gıdaların üretildiği ortamın hijyen durumu hakkında bilgi sahibi olduklarında, bu ürünlere karşı duyarlılıkları artar. Yağ fabrikasında çalışan kişilerin, bir daha hazır yağ kullanmama kararı almaları bu duruma güzel bir örnektir. Gözle görmediğimiz şeylerin eksikliği veya kalitesi hakkında duyduğumuz endişe, görmediğimiz sürece azalır.

Bir diğer örnek, evden uzakta geçirilen zaman dilimlerinde yaşanan duygusal durumdur. Uzaklarda yaşayan dostlar veya aile üyeleriyle düzenli iletişim kurmak zor olabilir. Bu uzaklık, kişilerin bu ilişkilere olan bağlılıklarını zayıflatabilir. Gözle göremediğimiz ve sık sık görüşmediğimiz kişilere karşı hislerimiz, zamanla zayıflar ve bu duruma daha kolay katlanabiliriz.

Sonuç: “Göz görmeyince gönül katlanır” atasözü, görünmeyen veya erişilemeyen şeylere karşı duygusal bağlılığın azalabileceğini ifade eder. Fiziksel mesafe veya gözle görülemeyen durumlar, duygusal bağları zayıflatabilir ve eksikliğine dayanmayı kolaylaştırabilir. Bu anlayış, hem kişisel ilişkilerde hem de günlük yaşamda, gözle görmediğimiz şeylerin eksikliğine karşı daha az hassas olmamızı açıklar. Dolayısıyla, ilişkilerimizi ve çevremizi daha dikkatli gözlemleyerek, duygusal bağlılıklarımızı güçlendirebiliriz.

Yorum yapın

meritking meritking giriş madridbet madridbet giriş madridbet güncel giriş