Deve Boynuz Ararken Kulaktan Olmuş Kompozisyon

Deve Boynuz Ararken Kulaktan Olmuş 

Aza kanaat etmeyen, çoğu bulamaz atasözünün bir derece daha katı hali de ”Deve boynuz ararken kulaktan olmuş.” atasözüdür. İlkinde, elindeki ile yetinmeyenin, daha fazlasını bulamayacağı anlatılmış; ikincisinde ise bırakın çoğu bulamamayı, eldekinin bile kaybolacağı anlatılmıştır.

İnsan, yaradılışı itibarıyla açgözlüdür. Elindeki ile yetinmeyi bilmez. Hep daha fazlasını ister. Bire sahip ola ikiye; ikiye sahip olan, üçe; üçe sahip olan da, dörde sahip olmak ister. Ne verilirse doymaz. Aslında doymayan şey, insanın karnı değildir. Doymayan, gözüdür. Normal bir insan, günlük yeme içme ihtiyacını, giyecek ihtiyacını ve az da olsa gezme, eğlenme ihtiyacını giderebilse gayet de sağlıklı bir ömür sürmeye devam edebilir. Ancak insanoğlu için bunlar yetmez. Daha yemek, daha fazla içecek, daha fazla giyecek ve daha fazla gezmek ister. Tüm bunları karşılasa bile daha fazla para ister. Ancak çoğu defa da, daha fazlasını isterken elindekinden de olur. Bu hem kişinin akılsızlığından hem de Allah’ın gazabından kaynaklanmaktadır. Allah açgözlülüğü sevmez ve dinimiz de bunu uygun görmez.

Açgözlülüğün zararı büyük olabilir. Örneğin tedavi ettiği hasta başına ücret alan bir doktor, daha fazla hasta tedavi ederek daha fazla kazanmayı umar. Acele ettiği için de dikkatini toplayamaz ve bir hastasına yanlış tedavide bulunur. Sağlık durumu bu yüzden kötüleşen hastalar da doktoru şikayet eder ve doktor bu yüzden mesleğinden olur. Teşbihte hata olmaz derler. Buradaki deve, doktoru; boynuz, daha fazla parayı; kulak ise doktorluk mesleğini ifade eder. Kısacası elindeki kazancı ile yetinmeyen doktor, ondan da mahrum kalmış olur. Böylece deve boynuz ararken kulaktan olmuş atasözü tecelli etmiş olur.


Deve Boynuz Ararken Kulaktan Olmuş Kompozisyon

Giriş: “Deve boynuz ararken kulaktan olmuş” atasözü, sahip olunan şeylerin kıymetini bilmeyip daha fazlasını arzulamanın sonucunda eldeki şeylerin bile kaybedilebileceğini ifade eder. Bu atasözü, açgözlülüğün ve doyumsuzluğun insanın elindekini kaybetmesine yol açabileceğine dikkat çeker. Bir kişinin sahip olduğu değerleri yeterince takdir etmemesi ve sürekli olarak daha fazlasını istemesi, nihayetinde onu mevcut değerlerinden mahrum bırakabilir.

Gelişme: İnsanlar genellikle sahip olduklarıyla yetinmeyip, daha fazlasını isteme eğilimindedirler. Bu durum, hem maddi hem de manevi olarak geçerlidir. Elindeki imkanlarla yetinmeyen bireyler, çoğu zaman daha fazlasını elde etme arzusu ile hareket ederler. Ancak bu açgözlülük, bazen eldeki imkanların kaybedilmesine neden olabilir.

Örneğin, bir doktor tedavi ettiği hasta başına ücret aldığında, daha fazla hasta kabul ederek daha çok para kazanma hedefi güdebilir. Ancak bu aceleci yaklaşım, doktorun dikkatini ve özenini azaltır. Bu durum, tedavi edilen hastaların sağlık durumlarının kötüleşmesine ve sonuç olarak doktorun mesleki itibarının zedelenmesine yol açabilir. Neticede, doktor hem daha fazla para kazanma hedefine ulaşamaz hem de mevcut işini kaybedebilir. Burada deve, doktoru; boynuz, daha fazla parayı; kulak ise doktorluk mesleğini temsil eder. Bu teşbih, “deve boynuz ararken kulaktan olmuş” atasözünün somut bir örneğidir.

Benzer şekilde, kişinin sahip olduğu bir eşyayı veya konumu yeterince değerli görmemesi, onun kaybolmasına neden olabilir. Örneğin, bir iş yerindeki çalışan, mevcut görevini yeterli görmeyip başka bir pozisyonda daha yüksek maaş alma hayaliyle hareket ederse, mevcut işini kaybetme riski ile karşı karşıya kalabilir. Bu tür durumlar, kişinin elindekinin değerini bilmemesi ve sadece daha fazlasını arzulamasının, mevcut değerlerin de kaybına yol açabileceğini gösterir.

Sonuç: “Deve boynuz ararken kulaktan olmuş” atasözü, sahip olunan değerlerin ve imkanların kıymetini bilmenin önemini vurgular. Açgözlülük ve doyumsuzluk, kişiyi mevcut değerlerinden mahrum bırakabilir. İnsanların sahip oldukları şeylerle yetinmeyi ve bu değerlerin kıymetini bilmeyi öğrenmeleri, hem kişisel başarı hem de genel mutluluk açısından kritik öneme sahiptir. Elindekilerle yetinmek, daha fazlasını arzulamaktan çok daha değerli olabilir. Bu atasözü, açgözlülüğün ve doyumsuzluğun potansiyel zararlarını ve mevcut değerlerin kıymetini bilmenin gerekliliğini en iyi şekilde anlatan halk bilgeliklerinden biridir.

Yorum yapın

meritking meritking giriş madridbet madridbet giriş madridbet güncel giriş