Keskin Sirke Küpüne Zarar
Öfkesine hakim olamayıp çabucak sinirlenenler; o anda düşünmeden hareket ettiklerinden dolayı kendilerine veya çevresindekilere büyük zarar verebilirler. Çünkü öfkenin başladığı yerde mantık durmaz; kişi tamamen istemsiz davranışlarda bulunur.
Öfke, insanların en büyük düşmanıdır. O kadar sinsidir ki nasıl geldiğini bilemeyiz bile. Ve geldiğinde de büyük yıkımlara sebep olabilir. Bu yıkımlar, bazen kişinin yani öfkelenin bizzat kendisini; bazen de sevdiklerini etkiler. Çabuk öfkelenen insanların yanında kimse durmak veya onlarla arkadaş olmak istemez; çünkü onların ne zaman sinirleneceği ve kişiye zarar vereceği belli değildir. Öfkesine sahip olamamakla ilgili çok güzel bir hikaye anlatılır. Öyle bir hikaye ki; aklı başında birinin gözyaşlarına boğulmasına bile sebep olabilir. ”Bir baba öğle yemeğini yemek üzere iş yerinden evine gelir. Yemeğini yiyip de zamanı dolduğunda evin bahçesine iner. Arabasının yanına geldiğinde aklı başından gider. Çünkü yedi yaşındaki oğlu, elinde bir çivi ile arabaya bir sürü yazı yazmıştır. Velhasıl arabada hal kalmamış, çiziklerle dolmuştur. Zaten çabuk öfkelenen baba, bir anda sinirlenir ve eline aldığı bir değnekle oğlunun ellerine hızla vurmaya başlar. Bu vurmaların sonu gelmez. Adamın öfkesi geçip de vurmayı bıraktığında, tüm parmakların kırık içinde olduğunu anlar. Onu hemen hastaneye götürür. Parmaklarında kırılmadık, ezilmedik kemik kalmadığından tüm parmakları alınır. Adam üzüntüden kahrolur; ancak elden gelen bir şey yoktur. Oğlu kendine geldiğinde ”Babacığım, parmaklarım ne zaman çıkacak?” der ve baba iyice kahrolur, kendisinden geçer. Bir süre sonra, sigara içmek üzere aşağıya iner. arabasının yanına doğru gider ve kaputun üzerine oturur. O an, gözleri arabanın üzerindeki çiziklere ve yazılara çarpar. Çocuğun yazdığı şudur: ”Baba, seni çoook seviyorum!” Dünya adamın başına yıkılır adeta. Kafasını duvarlara vurur da vurur. ama iş işten geçmiş, çocuğun parmakları bir daha çıkmamak üzere kesilmiştir.”
İşte, öfke böyle büyük yıkımlara bile sebep olabilir. Öfkesine sahip çıkmayan kişi önce kendine zarar verir, sonra başkasına. Bir duruma öfkelenmeden önce beklemek, düşünmek, olayı anlamay çalışmak gerek.
Keskin Sirke Küpüne Zarar Kompozisyon
Giriş: Öfke, insanın en büyük düşmanlarından biridir ve kişilerin kendilerine veya çevresindekilere büyük zararlar verebileceği bir duygudur. Özellikle öfkesine hakim olamayan kişiler, sinir anında mantıklı düşünmeyi kaybederek istemsizce hareket edebilirler. Bu nedenle öfke, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemli yıkımlara yol açabilir.
Gelişme: Öfke, kişiyi saran ve kontrolü zorlaştıran bir duygudur. Bu duygu, kişi sinirlenip öfkelenmeye başladığında mantığın devre dışı kalmasına neden olur. Kişi, bu durumda genellikle ani ve düşüncesiz hareketlerde bulunur. Öfke anında yapılan eylemler genellikle geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir ve kişi bu süreçte hem kendisine hem de sevdiklerine zarar verebilir.
Öfkenin kişisel ve çevresel etkilerini anlatan anlamlı bir hikaye vardır. Bir gün, iş yerinden öğle yemeği için evine dönen bir baba, yemeğini yedikten sonra evin bahçesine iner. O an, yedi yaşındaki oğlunun arabasının üzerine bir çivi ile yazılar yazdığını görür. Oğul, arabanın her yerini çizmiş ve yazılarla kaplamıştır. Çabuk öfkelenen baba, bu durumu görünce sinirlerine hakim olamaz ve elindeki bir değnekle oğlunun ellerine hızla vurmaya başlar. Sinirle yapılan bu hareketler, oğulun parmaklarının kırılmasına neden olur. Öfkenin geçmesinin ardından baba, çocuğunu hastaneye götürür fakat parmakların durumunun ağır olduğunu ve kırılan parmakların artık çıkarılamayacağını öğrenir. Baba, çocuğun parmaklarının kesilmesini izlerken derin bir üzüntü yaşar. Bir süre sonra, araba üzerindeki yazılara bakarken çocuğun yazdığı “Baba, seni çoook seviyorum!” mesajını görür. Baba, öfkesinin sonucunda yaşanan trajediyi düşünerek büyük bir pişmanlık duyar.
Bu hikaye, öfkenin büyük ve kalıcı zararlara yol açabileceğini gösterir. Öfkenin kişisel ve çevresel etkileri üzerine düşünmek ve öfke anında kontrolü kaybetmeden önce durup değerlendirme yapmak gereklidir. Öfke, bazen kişisel hatalar ve yanlış anlamalar sonucunda büyük yıkımlara neden olabilir ve bu durum, kişinin hem kendine hem de çevresine olan etkilerini düşündüğünde, öfkenin kontrol altına alınmasının önemini vurgular.
Sonuç: “Keskin sirke küpüne zarar” atasözü, öfkenin sonucunda kişisel ve çevresel zararın kaçınılmaz olduğunu ifade eder. Öfke anında düşünmeden hareket etmek, geri dönüşü olmayan zararlar verebilir ve bu durum, hem kişinin kendisini hem de sevdiklerini etkiler. Dolayısıyla, öfkenin kontrol altında tutulması, durumu soğukkanlı bir şekilde değerlendirmek ve öfke anında ani tepkilerden kaçınmak, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde olumlu sonuçlar doğurur.