Çivi Çıkar Ama İzi Kalır
İnsanlara karşı gösterdiğimiz kötü davranışlar ve söylediğimiz kırıcı sözleri ortadan kaldırsak, onlardan özür dilesek bile, onların yaptıklarımızı unutması mümkün değildir. Zira yaşanan artık bir kere yaşanmıştır ve biz ne yaparsak yapalım, onun anısını onların hafızalarından veya yüreklerinden silemeyiz.
İnsanların kalplerini kırmak, onları üzmek Müslümanlarca da en büyük günahlardan birisi sayılmıştır. Zira atalarımız ”Bir gönül yıkmak, Kabe’yi yıkmaktan daha kötüdür.” diyerek, bunun önemini vurgulamaya çalışmıştır. söylediğimiz kırıcı sözlerin etkisinin hiç geçmediğine dair çok güzel bir hikaye anlatılır. Hikayeye göre, sözlerine ve davranışlarına hiç dikkat etmeyen, bu yüzden de arkadaşlarının kalbini sürekli kıran, onları inciten bir çocuk vardır. Çocuğun babası durumun farkındadır; ancak onca tavsiyeye, ikaza rağmen, çocuğu kırıcı konuşmaktan alıkoyamaz. Nihayet kendince çok etkili olacağını düşündüğü bir yönteme başvurur. Çocuğa yüzlerce çivi ve genişçe bir tahta vererek, kırdığı her kalp için bu tahtaya bir çivi çakmasını tembihler. Çocuk, bu işi bir oyun gibi görür ve babasının söylediğini aynen uygulamaya başlar. Ertesi gün tahtaya beş on çivi çakılmış olarak evine gelir. Bir gün, iki gün, üç gün derken kısa bir süre sonra tahtada çivi çakılacak yer kalmamış olur. Babası bu sefer de oğlundan, daha önce kırdığı tüm arkadaşlarından özür dilemesini, kendisini affettirmesini ve kendisini affettirdiği her bir arkadaşı için tahtadan bir çivi çıkarmasını söyler. Bu da çocuğun hoşuna gider ve arkadaşlarından özür dilemek için işe koyulur.
Kısa zamanda tüm çivileri çıkarmış olur. Babasına gelerek, sevinçli bir şekilde, ”Kendimi tüm arkadaşlarıma karşı af ettirdim baba, artık bir sorun kalmadı.” der. Fakat babası için iş bitmiştir. Tahtayı oğlunun elinden alır ve çiviler söküldükten sonra kalan izleri ona gösterir. Ve der ki: ”Oğlum bak, kırdığın her arkadaşının gönlünü almayı başardın ve çivileri söktün; fakat söktüğün her çivinin ardından kocaman bir iz kaldı. İşte bu izlerin aynısından, senin arkadaşlarının kalbinde de var. Ve sen ne yaparsan yap, bu çivilerin izlerini yok edemediğin gibi, onların kalbindeki yaraları da yok edemeyeceksin.” Çocuk bir anda durumun farkına varır ve bir daha kırıcı olmamaya kendi kendine söz verir.
Bu güzel hikayeden elbette ki bizler de en güzel dersi çıkarmalı, insanların kalplerini kırmaktan uzak olmalıyız. Zira kırdığımız kalbin tamamen onarılması asla mümkün değildir.
Çivi Çıkar Ama İzi Kalır Kompozisyon
Giriş: “Çivi çıkar ama izi kalır” atasözü, bir olayın etkisinin veya izinin kalıcı olabileceğini ifade eder. Bu deyim, bir olay veya durum geçmişte kalmış olsa bile, bıraktığı izlerin veya etkilerin kalıcı olduğunu vurgular. Bu, hem fiziksel hem de duygusal anlamda geçerlidir. Özellikle insanlara yapılan davranışların kalıcı etkileri üzerine önemli bir uyarıdır.
Gelişme: İnsanlara karşı yapılan kötü davranışlar ve söylenen kırıcı sözler, genellikle kalıcı izler bırakır. Bu tür davranışların etkisi, zamanla silinse bile, insanların hafızalarından veya duygularından tamamen silinemez. Yapılan bir hata, bir söz ya da davranış, kişinin ruhunda derin izler bırakabilir. Özür dilemek ve durumu düzeltmek mümkün olsa da, yaşanan anının etkisini tamamen yok etmek çoğu zaman imkansızdır.
Örneğin, insanlara karşı kötü sözler söylemek veya kırıcı davranışlarda bulunmak, karşıdaki kişilerin kalplerinde derin yaralar açabilir. Bu tür davranışlar, sadece o anki etkileriyle sınırlı kalmaz, aynı zamanda uzun süreli bir iz bırakır. İnsanlar, yaşadıkları olumsuz deneyimleri kolayca unutamazlar ve bu deneyimlerin bıraktığı izler, onların üzerinde kalıcı bir etki yaratabilir.
Bu konuda güzel bir hikaye, atasözünün anlamını somut bir şekilde açıklar. Hikayede, sürekli olarak arkadaşlarının kalbini kıran bir çocuk, babası tarafından yüzlerce çivi ve genişçe bir tahta ile karşılaştırılır. Çocuk, her kırdığı kalp için tahtaya bir çivi çakar. Daha sonra babası, çivileri çıkarmasını ve özür dilemesini söyler. Çocuk, özür dilediğinde çivileri çıkarsa da, tahtada kalan izler, kırdığı kalplerin acısını simgeler. Babası, bu izlerin kalıcı olduğunu ve çivilerin çıkarılmasının, kalpteki yaraları tamamen iyileştirmediğini açıklar.
Bu hikaye, insanlara karşı davranışlarımızın ne kadar önemli olduğunu ve kırılan kalplerin tamirinin ne kadar zor olduğunu anlatır. İnsanlar, yaşadıkları acıları kolayca unutmayabilir ve yapılan hatalar uzun süreli izler bırakabilir. Bu nedenle, insanlara karşı nazik ve düşünceli olmak, onların kalplerini kırmamak için özen göstermek gereklidir.
Sonuç: “Çivi çıkar ama izi kalır” atasözü, yaptığımız eylemlerin ve söylediklerimizin kalıcı etkiler yaratabileceğini vurgular. İnsanlara karşı nazik ve saygılı olmak, onların kalplerinde derin yaralar açmamak önemlidir. Kırılan kalplerin tamamen onarılması zor olabilir, bu nedenle başkalarına zarar vermemek ve dikkatli davranmak, hem kendi ruhsal huzurumuz hem de toplumdaki ilişkilerimiz için önemlidir. Bu atasözü, bize davranışlarımızın sonuçlarını düşünmenin ve insanlara karşı duyarlı olmanın gerekliliğini hatırlatır.