Astronominin Tarihi

Astronominin Tarihi: Kozmosu Öğrenmek

Astronomi tarihi insanın gökyüzünü sadece gözlemenin ve ondan bir takvim ya da navigasyon aracı olarak faydalanmanın ötesine sıçramaktadır. Bu olay insanın bu tarihi aktif olarak keşfetmesini, yıldızları, gezegenleri ve galaksileri anlamaya çalışmasının öyküsüdür. Bu sıçramayı yapmak 3000 yıl sürmüştür. Süreç içinde gök cisimlerinin tapılacak varlıklar olarak görülmesi ile gökyüzünü yönelik oldukça derin bir bilimsel ilgi doğurmuştur.


Her Şey Nasıl Başladı

Her gün avlanma ve toplama görevlerinizi yerine getirmek için didinip, karanlık çöktükten sonra mağaranıza dönen bir mağara adamı olduğunuzu hayal edin. Gecenin yaratıkları, sizi ve ailenizi yemesin diye elinizde bu taştan evden başka bir şeyiniz yok. Ancak mağazanızdan çok uzaklaşmadan kısa süreli olarak dışarı çıkabiliyorsunuz. Sonra bir gün, gökyüzündeki parlak bir şey ufkun ardında kaybolduktan sonra kafanızı kaldırıyorsunuz. İşte o anda gece göğünü bütün ihtişamıyla gerçek anlamda fark ediyorsunuz. Tam da o anda astronomi denen şey sizin için başlamış oluyor. Küçük parlak ışık noktaları size göz kırpıyor. Belki gökyüzünde hilal şeklinde bir ayda var. Bütün bunların ne olduğunu tam olarak anlayamıyorsunuz. Gördüğünüz her şey erişilemez bir yerde olsa da onları izlediğimiz yıllar boyunca gökyüzündeki ışıkların her daim aynı yolu izlediklerini fark ettiniz. Belki de gördüğünüz şeyi bir mağara duvarına veya bir hayvan postuna çizerek kayıt tutmaya karar veriyorsunuz. Böylece diğerlerine de bunları öğretebilir ve hem sizin hem de kabilenizin hayatta kalması için gerekli bilgileri arttırmış olursunuz.

Arkeoastronomi

 

Eski insanların gökyüzü nasıl incelediklerini bilmek ister misiniz? Arkeoastronomi atalarımızın gökyüzü hakkında bildiklerini ortaya çıkarmak için geliştirilmiş arkeolojik, teknik bir uygulamadır. Eski insanlar gökyüzünü bir takvim ve zaman göstergesi olarak kullanmışlardır. Pek çok yere gökyüzündeki cisimlerle hizalanmış tapınaklar inşa etmişlerdir. Mısır’daki Piramitler, Orta Amerika’daki Maya Piramitleri ve İngiltere’deki Stoneage bunlardan bazılarıdır. Arkeoastronomlar en çok da gök cisimlerinin ilk kültürler için ne anlama geldiği ile ilgilenmektedirler. Bu bilim, göksel cisimleri incelemek ile ilgilenmez. Arkeostronimi bilimi kadim insanların kendi kültürel inançları ve uygulamalarını, gökyüzünde gördükleri şeylerle nasıl örtüştürdüklerini öğrenmeye çalışır.

Tapınma Yeri Olarak Gökyüzü

 

Gezegenimizdeki her kültür gökyüzünü izlemiştir. Bu kültürler gezegenlerin, ayın, Güneş’in ve yıldızların yıl boyu yaptıkları karmaşık hareketleri merak etmişlerdir. Bu cisimler uzunca bir süre tanrılar ve tanrıçalar olarak kabul edildiğinden, insanlar onlara tapınmışlardır. Eski Yunanlılar, Mısırlılar, Çinliler, Hintliler, Aztekler, Mayalar ve Koreliler gibi başka pek çok halk gökyüzünün kendi ilahlarının meskeni olduğunu düşünmüştür. Bu eski kültürlerin astronomi anlayışları, çıplak gözle yapılan gözlemden ibaretti. Bu yüzden hem yön bulmak hem de zamanı ölçmek için Güneş, ay ve yıldızları kullanıyorlardı.

 

Astronomi Bilimine Yön Verenler

 

Bilimsel bir akla sahip ilk gözlemciler arasında kendi yaptıkları teleskoplarla gökyüzünü inceleyen Nicolaus Copernicus, Johannes Kepler ve Galileo Galilei yer almaktadır. 1610 yılında Galile’nin jüpiter’e bakışı gezegenlere bakışımızı değiştirmiştir. O andan sonra gökyüzündeki cisimler bizim için, sadece ışık noktaları değil bambaşka dünyalar olmuşlardır. Yıllar İçinde daha iyi ve daha yeni teleskoplar sayesinde gökyüzünde çift yıldızlar ve bulutsular keşfedilmiştir. Bunların kaşifleri, bu cisimlerin ne olduğunu bulmaya koyulmuşlardır. Özellikle teleskopun icadıyla astronomi alanında büyük bir sıçrama gerçekleşmiştir.

Bilim, evrendeki cisimleri ve olayları açıklamak için matematik, kimya ve fiziği kullanmaktadır. Nicolaus Copernicus, Güneş’in etrafında dönen gezegenler ile Güneş Merkezli Güneş Sistemi Modelini bulmuştur. Gezegen hareketleri kanunları Johannes Kepler tarafından geliştirilmiştir. Son olarak da Sör Isaac Newton tarafından icat edilen kütle çekim kanunları da uzaydaki gök cisimlerinin hareketlerini açıklamaya uzun bir süre yardımcı olmuştur.

 

Evrenin Kanunları

 

Astronomlar fizik kanunlarını ve yörünge hareketini anlamaya çalışır ve bunlar hakkında bilgi edinirler. Edindikleri bu bilgileri çeşitli alanlarda uygulamaya çalışırlar. Bu alanlardan bazıları; Güneş Sistemi dışındaki gezegenler, galaksiler, karanlık maddenin ve kara deliklerdir. Astronomlar bu cisimler ve etraflarındaki maddelerin hareketlerini anlamak için çok çeşitli araştırma ve uygulama projeleri gerçekleştirirler.

Ömer Hayyam ve Takvim

 

Batıdaki astronomi araştırmalarında boşluk dönemi, Avrupa’daki Karanlık Çağ’da, yani kabaca 400-800 yılları arasında yaşanmıştır. Fakat bu zaman dilimi Orta Doğu Kuzey Afrika ve İspanya’nın büyük kısmını kapsayan İslam İmparatorluğu’nun doğuşuna rastlar. Müslüman astronomlar 8. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar dikkatlerini Yunanlıların yaptığı gözlem yazılarına çevirip, korumaya harcadılar. Ayrıca zamanı ölçmek, takvim yapmak, gökyüzünün ve içindeki cisimlerin tutarlı çizelgelerini hazırlamak için matematik araçlarına geliştirdiler. Bugün bile gökyüzündeki pek çok yıldız Arapça isimler taşır.

Bu İslam alimlerinden en iyi bilineni; bir matematikçi, astronom ve şair olan Ömer Hayyam’ dır. Ömer Hayyam, 1048 ile 1139 yılları arasında İran’da yaşamıştır. Hayyam, günümüzde İran olan eski Pers İmparatorluğu’nun Isfahan şehrinde bir gözlem evi inşa etmiştir. Gözlemlerini de İran ve Afganistan’da hala kullanılmakta olan bir takvim yaratmak için kullanmıştır. Zamanla Rönesans’ın yerleşmesiyle Avrupalı alimler, astronomi alanına ilgi duymaya başlamışlardır. Bu dönemde ve daha sonrasında Hayyam ve alim arkadaşları bildiklerini onlara aktarmışlardır.

“Astronominin Tarihi” üzerine bir yorum

Yorum yapın

madridbet madridbet giriş madridbet güncel giriş