Oktay Akbal Kimdir? Hayatı, Eserleri ve Edebi Kişiliği
Oktay Akbal, 20 Nisan 1923 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Babası avukat Salih Şehabettin Bey, dedesi ise ilk gerçekçi Türk romancılarından Ebubekir Hazım Tepeyran’dır. Akbal, gazetecilik ve yazarlık kariyerini öne çıkaran bir edebiyatçıdır. Küçük yaşlarda öykü yazmaya başlamış ve eserleri çeşitli dergilerde yayımlanmıştır. 28 Ağustos 2015 tarihinde hayata veda etmiştir.
İlk öğrenimini Kumkapı’daki Saint Benoit Fransız Lisesi’nde tamamlamış, ardından 1942 yılında İstiklal Lisesi’ne geçmiştir. İstanbul Üniversitesi’nde Edebiyat ve Hukuk Fakülteleri’ne giriş yapmış ancak üniversiteyi yarıda bırakmıştır. 1943 yılında Servet-i Fünun Uyanış Dergisi’nde sekreterlik yapmış, 1947 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’nda memur olmuştur. Ayrıca, gazetecilikle geçimini sağlamıştır. Edebiyat dünyasına 1939 yılında İkdam Gazetesi’nde yayımlanan bir öyküsüyle girmiştir. Sait Faik’in “Semaver” adlı kitabı, öykü yazarlığına yönelmesinde etkili olmuştur.
İlk çevirileri 1939 yılında Yeni Sabah ve İkdam gazetelerinde yayımlanmış, 1944-1946 yılları arasında Vakit Gazetesi’nde eleştirileri yayımlanmıştır. 1951-1956 yılları arasında Vatan Gazetesi’nde sekreter ve yazı işleri müdürü olarak görev yapmıştır. 1956’dan itibaren köşe yazarlığı yapmış, 1985 yılından itibaren Hürriyet Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmıştır. Ardından Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerinde köşe yazarlığı yapmıştır.
Eserleri
Oktay Akbal, geniş bir yelpazede eserler vermiştir. Eserleri genellikle günlükler, anılar, öyküler, çocuk kitapları ve denemeler olarak çeşitlenmektedir.
Tür | Eserler |
---|---|
Günlük |
|
Anı |
|
Öykü |
|
Çocuk Kitabı |
|
Deneme |
|
Roman | Akşam Kuşları |
Edebi Kişiliği
Oktay Akbal, eserlerinde genellikle kendi yaşamından kesitlere yer vermiş, deneyimlerini ve gözlemlerini yansıtmıştır. Öykülerinde küçük kent insanlarını duygusal bir dille betimlemiş, bu duygu betimlemeleri toplumsal sorunlardan ziyade içsel anılara dayalıdır. Eserlerinde belirli anılar etrafında dönen anlatımlarıyla tanınır. “Garipler Sokağı” ve “Bizans Definesi” Rusçaya, “Dondurmalı Sinema” ise Sırpça’ya çevrilmiştir.