İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez
Şüphesiz ki merhametlilerin en merhametlisi yüce Allah’tır. Elbette ki onda var olan güzelliklerin yansımaları bizde de olmalıdır. O bize merhamet ediyorsa, bizim de diğer insanlara, hatta tüm canlılara merhamet etmemiz gerekir.
Allah, her insana farklı nimetler bahşeder. Kimisine güç, kimisine zenginlik, kimisine güzellik veya üstün bir zeka verir. Verilen tüm bu nimetler, bir anlamda imtihan gereğidir. Örneğin gücü verdiğini kulunun neler yapacağını, gücünü iyilik yolunda mı yoksa kötülükte mi kullanacağına bakar. ŞAyet kişi güçlü ise ve bu gücü ile insanları ezmeye, onların hakkını yemeye, vurmaya, öldürmeye kalkıyorsa Allah da ona cezasını en feci şekilde verecektir. Merhamet edilmeyene asla merhamet edilmez. Her şey, bizim kendi elimizdir. Biz insanlara nasıl davranırsak, Allah da karşılık olarak bize onu verecektir. Allah, iyiler için cenneti, kötüler için de cehennemi yaratmıştır. İkisinden birisini seçmek de tamamen bizim kendi irademize bağlıdır. Önümüzde iki yol vardır. Ya iyiyi, güzeli seçip cenneti kazanacağız ya da küçük menfaatlerimiz uğruna nice zulümlere karışarak cehennemi boylayacağız.
İnsanlara zulmeden, sahip oldukları güç ve zenginlikleri ile onları ezenler de en kötü şekilde cezalandırılır. Evet, Allah merhametlilerin en merhametlisidir; fakat bu merhametini zalimler için değil; mazlumlar için kullanır. Hak edenlere gösterir. Kimsenin yaptığı zulüm yanına kalmaz. Bu dünyada yahut öteki tarafta o merhametsizliklerin hepsinin hesabı sorulur.
İnsanlara Merhamet Etmeyene Allah Merhamet Etmez Kompozisyon
Giriş: “İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez” sözü, merhametin ve insanlara karşı iyi davranmanın önemini vurgular. Bu ifade, bireylerin birbirlerine karşı gösterdikleri merhametin, karşılıklı ilişkilerde ve ilahi adalette ne denli önemli olduğunu anlatır. Merhamet, sadece insanlara değil, tüm canlılara karşı bir sorumluluktur ve Allah’ın merhametinin bir yansıması olarak kabul edilir.
Gelişme: Allah, merhametlilerin en merhametlisidir ve bu merhameti insanlara da yansıtır. Eğer Allah bize merhamet ediyorsa, bizim de diğer insanlara, hatta tüm canlılara merhamet göstermemiz beklenir. Allah, her insana farklı nimetler bahşeder; bunlar arasında güç, zenginlik, güzellik veya üstün zeka gibi çeşitli nimetler bulunur. Bu nimetler, bir sınavın parçasıdır. Bir kişinin sahip olduğu nimetleri nasıl kullanacağı, Allah’ın ona verdiği merhametin yansımasıdır.
Gücü, zenginliği veya diğer nimetleri kötüye kullanmak, insanları ezmek, haksızlık yapmak, zulmetmek, bu nimetlerin gerçek anlamını yitirmesine neden olur. Bu tür davranışlar, Allah’ın merhametinin dışındadır ve bu kişiler, yaptıkları zulüm karşısında cezasını çekerler. Allah, iyilik ve merhameti, zulüm ve kötülüğün karşısında olarak değerlendirir. Kişinin merhametsizliği, kendi cezasını getirecektir; merhamet gösterilmediği sürece, merhamet de beklenemez.
Aynı şekilde, insanların nasıl davrandıkları Allah’ın karşılık olarak onlara vereceği merhameti etkiler. Eğer bir kişi başkalarına zulmediyorsa veya onlara merhamet göstermiyorsa, Allah da ona merhamet göstermeyecektir. Bu dünyada veya ahirette, zulmün bedeli ağır olacaktır. Allah, merhametini mazlumlar için gösterir, zulmedene değil. Her yapılan zulüm ve haksızlık, mutlaka bir gün hesap verilecek ve bunun karşılığı görülecektir.
Sonuç: “İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez” sözü, merhametin ve iyi davranışların insan ilişkilerindeki önemini ve Allah’ın adaletini vurgular. Allah’ın merhameti, iyiliği ve adaleti, insanların birbirlerine nasıl davranmaları gerektiğinin bir yansımasıdır. Merhametsiz davranışlar, sadece bu dünyada değil, ahirette de hesap sorulacak ve bu nedenle insanların birbirlerine karşı merhametli ve adil olmaları önemlidir. Merhamet, insanlık ve Allah’ın rızasını kazanmanın temel yoludur.