Çul İçinde Arslan Yatar ile İlgili Kompozisyon

Çul İçinde Arslan Yatar

İnsanlara giydikleri kılık kıyafet ile değil, akılları ve kişilikleri ile değer verilmelidir. Öyle insanlar vardır ki yoksulluklarından dolayı ucuz, kalitesiz kıyafetler giyerler; ancak akılları ve karakterleri ile zenginlere taç çıkartırlar.

Aynı zamanda öyle zenginler vardır ki dünyanın en kaliteli, en güzel ve en pahalı elbiselerini giyerler fakat akılları boş, vicdanları ise sönmüş haldedir. Bir insanın dış görünüşüne bakarak onun nasıl biri olduğunu anlayamayız. Fiziğe bakarak anlayacağımız ama ondan bile emin olamayacağımız tek şey, kişinin maddi açıdan ne durumda olduğudur. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin bir sözü vardır. Der ki: ”Nice insanlar gördüm, üzerinde elbiseleri yok; nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.” Ne kadar güzel bir söz. Demek ki kişileri zenginlikleri, fiziki özellikleri ile değil, sahip oldukları bilgi ve davranışları ile değerlendirmek gerekir.

İnsanlara zenginliği, kılık kıyafeti ile değer verenler zaten insanlıktan nasibini almamış kişilerdir. Birine değer vermeden önce sözlerini dinlemek, davranışlarını gözlemlemek, daha sonra o kişi hakkında değerlendirmede bulunmak gerek.


Çul İçinde Arslan Yatar Kompozisyonu

Giriş: “Çul içinde arslan yatar” atasözü, dış görünüşün yanıltıcı olabileceğini ve bir kişinin içsel değerinin veya gücünün, yüzeysel görünümün çok ötesinde olabileceğini ifade eder. Bu atasözü, bir kişinin gerçek değerini veya gücünü değerlendirmede yüzeysel gözlemlere dayanmanın yanıltıcı olabileceğini vurgular.

Gelişme: İnsanların dış görünüşleri, onların içsel özellikleri veya değerleri hakkında kesin bir bilgi vermez. Kimi insanlar, düşük ekonomik seviyeleri nedeniyle sade veya alçakgönüllü kıyafetler giyebilirler. Ancak, bu kişiler genellikle derin bilgiye, yüksek ahlaki değerlere veya önemli bir yeteneğe sahip olabilirler. Bu, onları içsel olarak çok değerli kılar.

Öte yandan, bazı insanlar maddi olarak çok zengin olabilir ve lüks, pahalı giysiler giyebilirler. Ancak, bu kişiler genellikle içsel olarak boş, karakter açısından zayıf veya etik değerlerden yoksun olabilirler. Dış görünüşlerine bakarak bu kişilerin gerçek doğası hakkında doğru bir yargıya varmak mümkün değildir.

Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin “Nice insanlar gördüm, üzerinde elbiseleri yok; nice elbiseler gördüm, içinde insan yok” sözü bu durumu çok iyi özetler. Bu söz, bir kişinin değerinin, onun sahip olduğu maddi varlıklarla değil, karakteri ve bilgi birikimi ile ölçülmesi gerektiğini anlatır. Kılık kıyafet, bir kişinin içsel değerlerini ve niteliklerini yansıtmaz.

Toplumda genellikle dış görünüşe ve maddi varlıklara fazla önem verilir. Ancak bu yaklaşım, gerçek değerlere ulaşmada yanıltıcı olabilir. Bir kişiyi değerlendirmede, onun davranışları, düşünceleri ve kişilik özellikleri ön planda olmalıdır. Giydiği kıyafetler, sahip olduğu varlıklar veya fiziksel özellikler, o kişinin gerçek değerini ve karakterini belirlemez.

Sonuç: “Çul içinde arslan yatar” atasözü, dış görünüşün yanıltıcı olabileceğine ve bir kişinin gerçek değerinin, yüzeysel gözlemlerle anlaşılmayacağını ifade eder. Kişilerin gerçek değerini ve gücünü değerlendirmek için, onların içsel niteliklerine, bilgi birikimlerine ve davranışlarına odaklanmak gereklidir. Dış görünüşe veya maddi varlıklara dayanarak bir kişiyi yargılamak yerine, o kişinin karakterini ve bilgi seviyesini gözlemlemek, daha doğru ve adil bir değerlendirme sağlar.

Yorum yapın

madridbet madridbet giriş madridbet güncel giriş