Beni Hor Görme Kardeşim
Bir çocuğun aşağılanması, onun kendine güvenini kaybetmesine ve saldırgan bir tutum sergilemesine neden olabilir. Bu durum sadece çocuklar için değil, tüm canlılar için geçerlidir. Örneğin, bir çiçeğe her gün çirkin olduğunu söylersek, bir süre sonra o çiçeği kendi ellerimizle soldururuz. Aşağılama çeşitli şekillerde gerçekleşir. Bir insan, makamına veya makamsızlığına göre, ten renginden dolayı, güzellik veya çirkinliğine bağlı olarak aşağılanabilir. Ayrıca, zengin ve fakir, çalışkan ve tembel, varsıl ve yoksul gibi sosyal statülere dayalı aşağılama da yaygındır.
Bu listeyi uzatmak mümkündür, ancak işimize yarayacak olan, her varlığı Allah’ın bir yarattığı olarak kabul etmek ve saygı göstermektir. Çünkü özünde ne bir kişinin zenci olması diğerinden üstün kılar, ne de beyaz oluşu. Ne Türk’ün Kürt’ten, ne de Kürt’ün Türk’ten, ne Laz’ın Arap’tan, ne de diğer etnik gruplardan birinin üstün olduğunu söylemek mümkündür.
İnsanların birbirini aşağılaması, aslında bir hastalığın belirtisidir. İlk aşağılayan ve kendini beğenen varlık şeytandır. Âdem’in yaratıldığı toprak malzemeyi beğenmemiş ve aşağılamıştır; “O topraktan, ben ise ateştenim” demiştir. Ateşin topraktan üstün olduğunu iddia etmiştir. Ancak Allah’ın kimin üstün kılacağını bilmemektedir. Yeryüzü nimetleriyle dolu olduğu halde, insanlar diğer kavimleri ve kabileleri beğenmemiştir. Oysa yeryüzü geniştir ve her insan burada rahatlıkla yaşayabilir. Neyimize yetmiyordu ki?
Bir başka aşağılama biçimi ise, bir insanı küçük görüp kendi konumunu büyütme çabasıdır. İnsanların zayıf yönlerini bulup onları aşağılayarak kendini yüceltme hastalığıdır. Aşağılamanın zıttı ise yüceltmektir. Karşıdaki varlığı yücelten, kendisi de yücelir. Kendisini aşağılayan ise, kendisi de aşağılanır.
Son olarak, farkında olmadan burun kıvırdığımız insanların bizler gibi olacağına dair bir garanti yoktur. Herkesin değerini bilmek ve saygı göstermek, toplumda daha uyumlu ve sevgi dolu ilişkiler kurmamıza yardımcı olacaktır.
BENİ AŞAĞILAMA, KABUL ET
Bir çocuk aşağılanırsa, kendine güvensiz ve saldırgan olur. Sadece çocuk değil bütün canlılar… Mesela bir çiçeği ele alınız. Ve her gün o çiçeğin çok çirkin olduğunu falan söyleyin bir zaman sonra çiçeği kendi ellerinizle soldurursunuz. Aşağılama türlü şekillerde olur. Bir insanın makamı ya da makamsızlığından dolayı aşağılarsınız, ya da insanın renginden dolayı, ya da güzellik ve çirkinliğin insandan insan değişmesine rağmen bazı insanların güzellik ve çirkinlikten dolayı bir başkasını aşağılaması, zenginin fakiri, çalışkanın tembeli, varsılın yoksulu, büyüğün küçüğü…
Uzatabiliriz listeyi ama kimsenin işine yaramaz. İşimize yarayacak olanın ise her varlığın Allah’ın bir yarattığı varlık bilip saygı göstermek. Çünkü işin özünde ne zenci olan daha üstündür, ne de beyaz olan, ne Türk Kürt’ten üstündür ne de Kürt Türk’ten, ne Laz, ne Arap ya da diğerleri.
İnsanların birbirini aşağılaması hastalıktır. İlk ağılayan ve kendini beğenen şeytandır. Âdem’in yaratılmış olduğu malzemeyi beğenmedi ve aşağıladı. O topraktan, ben ise ateştenim dedi. Ateş topraktan üstündür dedi. Oysa Allah’ın kimin üstün kılacağından habersizdi. Yeryüzü nimetlerine sahip oldukça diğer kavimleri, diğer kabileleri beğenmez oldu insanlar. Oysa yeryüzü genişti ve her insan rahatlıkla yaşayabilirdi. Neyimize yetmiyordu ki.
Başka şekilde aşağılama ise bir insanı küçük görüp onun üzerinde kendini büyütme hastalığıdır. İnsanların zayıf yönlerini bulup onları aşağılayarak kendi konumunu yüceltmeye çalışmak. Aşağılamanın zıttı ise yüceltmektir. Karşıdaki varlığı yücelten kendisi de yücelir. Onu aşağılayan kendisi de aşağılanır.
Bazen farkında olmadan burun kıvırdığımız insanlar gibi olmayacağımızı kim garanti edebilir?