AŞAĞILAMA
Allah, hiçbir insanı diğerlerinden üstün kılmamıştır. İnsanları üstün kılan sadece onların takvaları, kişilikleri ve ahlaklarıdır. Ne zengin olan biri fakirlerden üstündür, ne de güçlü olan biri güçsüzden. İnsanları aşağılamak, onları hor görmek çok çirkin bir davranıştır.
Gerçek bir kişiliğe sahip insanlar, kesinlikle başka insanları aşağılama, kendini üstün görme gibi davranışlar sergilemezler. Olgun başak gibi onların da başları daima diktir. Zengin de olsalar, güçlü de olsalar veya mevki makam sahibi de olsalar kendilerini asla üstün görmez, insanlara tepeden bakmazlar.
Üstün olan sadece Allah’tır. Allah bile bu gücüne rağmen kullarını hor görmez, aşağılamazken, insanların kendini üstün görmesi kabul edilecek bir şey değildir. Başkalarından üstün olmak istiyorsak ahlaklı ve takvalı insanlar olmalıyız. Bu bile, diğer insanları hor görme hakkını tanımaz. İnsanları hor görenler aslında hor görülecek seviyede olan insanlardır.
Aşağılama Kompozisyon
Giriş: İnsanlık tarihinin en temel değerlerinden biri eşitliktir. Her birey, kendi değeri ve kıymeti açısından eşittir; bu eşitlik, sosyal, ekonomik ve kişisel özelliklerden bağımsızdır. Hiçbir insan, doğuştan gelen özellikleri veya sahip olduğu şeylerle diğerlerinden üstün değildir. Allah, tüm insanları eşit yaratmış, onları sadece takva, ahlak ve kişilikleriyle değerlendirmiştir. Bu bağlamda, bir insanı aşağılamak ve hor görmek, toplumun en temel değerleriyle çelişir ve kabul edilemez bir davranıştır.
Gelişme: İnsanların toplumsal ve bireysel değerlerini ölçmek için kullanılan kriterler genellikle maddi ve fiziksel özelliklere dayanır. Ancak gerçek insanlık değerleri, kişilik, ahlak ve takva ile belirlenir. Zenginlik, güç veya mevki, kişiyi diğerlerinden üstün kılmaz. İnsanların birbirlerine karşı saygılı ve adil olmaları gerekmektedir. Aşağılama, başkalarını küçümseyerek kendini yüceltme çabasıdır ve bu tür davranışlar, gerçek bir kişilik ve olgunluk göstergesi değildir. Olgun ve karakterli insanlar, başkalarına saygı duyar, kendilerini üstün görmezler. Zengin, güçlü ya da mevki sahibi olmak, insanları diğerlerinden ayıran bir ölçüt değil, sadece sorumluluk ve yükümlülükler getiren bir durumdur.
Allah, tüm yarattıklarıyla eşit ve adildir. O, kullarını asla hor görmez veya aşağılamaz. Bu yüzden, insanların birbirini küçümsemesi ve aşağılaması, Allah’ın adalet anlayışıyla çelişir. Her insan, kendi değerine ve kıymetine uygun bir şekilde yaşamalı, diğer insanları oldukları gibi kabul etmelidir. Başkalarını hor görmek, aslında kendi eksikliklerimizi ve karakter bozukluklarımızı ortaya koyar. Aşağılama, sadece kişinin kendi kalitesizliğini ve dar görüşlülüğünü yansıtır.
Sonuç: İnsanları aşağılamak ve hor görmek, hem ahlaki hem de toplumsal açıdan kabul edilemez bir davranıştır. Her bireyin eşit olduğu ve herkesin kendi değerini belirleme hakkına sahip olduğu unutulmamalıdır. Gerçek üstünlük, takva ve ahlakla gelir, bu nedenle başkalarına karşı saygılı ve adil olmak, toplumsal barış ve huzur için temel bir gerekliliktir. İnsanları değerlendirirken, maddi ve fiziksel özelliklerden ziyade, onların kişilik ve ahlaki değerlerine odaklanmak, hem kendimizin hem de toplumun kalitesini artıracaktır.