Süleyman Nazif: Hayatı ve Eserleri

Hayatı ve Eserleri Kısaca

Süleyman Nazif, 29 Ocak 1870 tarihinde Diyarbakır’da doğdu. Babası tarihçi ve yazar Sait Paşa, annesi ise bir aşiret liderinin kızı Ayşe Hanım’dır. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin önemli Kürt aydınlarından olan Süleyman Nazif, edebi kişiliğiyle de dikkat çekmektedir. Düzenli bir öğrenim hayatı olmamasına rağmen, Harput’ta başladığı ilköğrenimini Diyarbakır Rüştiyesi’nde devam ettirdi. Tarih, mantık, gramer, edebiyat, Fransızca ve Arapça eğitimi aldı. Babasının Mardin’de vefatı üzerine Diyarbakır’a döndü ve burada Muş Reji Müdürlüğü’nde çalışmaya başladı.

Süleyman Nazif, çeşitli memuriyetlerde görev aldı ve “Vilayet Gazetesi”nde başyazarlık yaparak gazetecilik kariyerine adım attı. Vilayet Gazetesi’nde başyazarlık yaptığı sırada meydana gelen Ermeni ayaklanması üzerine telgrafta yazdığı yazılarla Abdullah Paşa’nın dikkatini çekti ve onun katibi olarak 1895 yılında Musul’a gitti. Bir yıl sonra bu görevinden istifa ederek İstanbul’a döndü. 1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilanından sonra gazeteciliğe başladı. 1909 yılında çıkardığı “Tasfir-i Efkar” gazetesinde İttihat ve Terakki’yi sert bir dille eleştirince İstanbul’dan uzaklaştırıldı. Bu dönemde birçok yerde valilik yaptı. En son Bağdat Valiliği görevinden sonra İstanbul’a döndü ve kendini tamamen gazeteciliğe adadı.

1918 yılında Cenap Şahabettin ile birlikte “Hadisat” gazetesini çıkardı. 9 Şubat 1919 tarihinde “Kara Bir Gün” adlı makalesini yayınlayarak edebi kişiliğiyle tanındı. Siyasi ve edebi anlamda birçok makale yazan Süleyman Nazif, farklı anlatım ve dil üslubuyla Osmanlı Türkçesinin en başarılı örneklerini vermiştir. Atıf Hoca’nın “Şapka” adlı eserine karşı çıkarak, Şapka Devrimi sonrasında idam edilen Atıf Hoca ile ilgili tartışmalara katılmıştır.

Süleyman Nazif ayrıca, Hz. İsa’ya şikâyet tarzında bir eser yazarak Haçlıların işlediği suçları ve cinayetleri gözler önüne sermiştir. Bu eser, “Kafir Hakikat” adını taşımakta ve haçlılara duyulan öfkeyi anlatmaktadır. Bu eser, Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında büyük tepkilere neden olmuş ancak aynı yıl içerisinde üç kez yayınlanmıştır.

Eserleri

  • Gizli Figanlar (1906), Kahire
  • Victor Hugo’nun Bir Mektubu (1908) tercüme
  • Boş Herif (1910)
  • İki İttifakın Tarihçesi (1914)
  • Mektuplar (1916)
  • Batarya ile Ateş (1917)
  • Fırak-ı Irak (1918)
  • Mehmet Akif (İstanbul 1919)
  • Hitabe (1920)
  • Tarihin Yılan Hikayesi (1922)
  • Lutfi Fikri Bey’e Cevap (1922)
  • Namık Kemal (1922)
  • Çal Çoban Çal (1923)
  • Nasırüddin Şah ve Babiler (1923)
  • Malta Geceleri (1924)
  • Hz. İsa’ya Açık Mektup (1924)
  • Çalınmış Ülke (1924)
  • Külliyat-ı Ziya Paşa (1924) derleme
  • Abide-i Şüheda (1925)
  • İki Dost (1925)
  • Fuzuli (1926)
  • İmana Tasallut, Şapka Meselesi (1926)
  • Kafir Hakikat (1926)
  • Lübnan Kasrının Sahibesi (1926) tercüme
  • Yıkılan Müessese (1927)

Edebi Kişiliği

Süleyman Nazif’in edebi kişiliği, farklı anlatım ve dil üslubuyla öne çıkar. Osmanlı Türkçesinin en başarılı örneklerini sunan yazar, eserlerinde yoğun bir düşünce yapısı ve derinlikli gözlemler kullanmıştır. Ele aldığı konuları bilimsel bir dil ile sunması, edebi kişiliğini zenginleştirmiştir. Eserlerinde genellikle kesin yargılardan kaçınan Nazif, okuyucularının kendi sonuçlarına varmasını teşvik etmiştir.

Süleyman Nazif, tarihsel olaylara ve sosyo-politik meselelere olan ilgisiyle de tanınır. “Kafir Hakikat” adlı eseri, Haçlı Seferleri’nin yarattığı tahribatı ve suçları sert bir dille ele alarak büyük yankı uyandırmıştır. Bu eser, aynı yıl içinde üç kez basılmış ve geniş bir okuyucu kitlesi tarafından okunmuştur.

Hayatı boyunca birçok zorluk ve mücadeleyle karşılaşan Süleyman Nazif, zatürre hastalığı nedeniyle 4 Ocak 1927 tarihinde vefat etmiştir. Edebi mirası, Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir ve eserleri hala ilgiyle okunmaktadır.

Yorum yapın

madridbet madridbet giriş madridbet güncel giriş