Paralel evreni duyduğumuzda ayna benzeri bir şey hayal ederiz. Bu evrende yapmak istediğimiz ama yapamadığımız birçok şeyi paralel evrende aslında yapmış olabiliriz. Belki de hayal bile edemeyeceğimiz kadar zenginiz. Ya da açlıktan ölecek durumda bir halde olabiliriz. Bütün bunlar paralel evren denilen kavramda mümkün olan durumlardır. Paralel evrenle ilgili ortaya birçok teori atılmıştır.
Paralel Evrenler Hakkında Gerçek Bilgiler
Paralel evrenler kavramı, çoklu evren kavramından öne sürülen bir teoridir. Evrenimizin birbirine paralel pek çok evrenden birisi olduğunu öne sürerler. Max Tegmark, paralel evrenler hakkında 4 tane farklı paralel evren olduğuna dikkat çekmiştir. Dr Michio Kaku ise uzayın farklı bölgelerinde sanal pek çok kopyamızın olduğunu söyler.
Paralel evrenler kavramı büyüleyicidir. Bu makale onların popüler kültürde kullanılma biçimlerinden bazılarını sizlere anlatacaktır.
Paralel evren kavramını anlamak için önce onların ne olduğunu anlamamız gerekir. Paralel evrenler, bizimkiyle aynı anda var olan kendi evrenimizin farklı versiyonlarıdır. Yani kopyaları olarak tanımlanır. Bu farklı sürümlerin bizimkinden küçük farklılıkları olabilir veya bizimkinden çok farklı olabilir. Paralel evrenler, bir kuantum olayının sonucu olan varsayımsal evrenlerdir. Genellikle bilim kurgu ve fantezide kullanılırlar.
Paralel evrenler fikri uzun zamandır gündemde düşmeyen bir konu olma özelliğini koruyor. Paralel evrenlerden ilk söz, yaklaşık 4000 yıl önce Vedik yazıtlarda rastlanmıştır.
O zamanda yaşayan insanlarda, tıpkı bizim gibi düşünüyorlardı. Başka dünyalar olabileceği ihtimali hakkında spekülasyon yaptılar. Örneğin, size bir imkan verilseydi yani bir seçeneğiniz olsaydı ve bir dünyada bir şeyi, başka bir dünyada diğerini seçseydiniz? Ne olurdu?
Günümüzde, fizikçiler bilgisayarlarında bu paralel evrenlerin simülasyonlarını oluşturmayı başardılar. Bu simülasyonlar, enerjinin nasıl davrandığını açıklamak için matematiksel denklemleri kullanır. (Güneş Fırtınası Geliyor mu?)
Paralel evrenler bilim kurguda popüler bir konudur. Paralel gerçekliklerin var olduğu ve bunlara bir şekilde erişilebileceği iyi bilinen bir fikirdir. Bu düşünce Konsept, Star Wars ve Harry Potter gibi birçok bilim kurgu filminde ve romanında kullanılmıştır.
Ancak, tüm bunlar sadece kurgudan ibaret değilse? Ya paralel evrenler gerçeken varsa? Ya paralel evrenler olsaydı? Ya senin doğmadığın ve dolayısıyla hiç var olmadığın bir evren varsa? Bu evren nasıl olurdu?
Birden fazla evren olduğu fikri, yüzyıllardır var olan bir teoridir.
Paralel evrenler fikri yeni değil. 1800’lerin sonlarında, fizikçi Max Planck tarafından önerildi. Evrenimizin “dünyalar” veya “gerçeklikler” olarak adlandırdığı birçok Evrenden sadece biri olduğunu öne sürdü. Bu dünyaların daha yüksek bir boyutta var olduğunu ve bizimkine çok benzediğini savundu. Bu teori daha sonra, her dünyanın her olası kuantum olayı için bir sonucu temsil ettiği öne sürüldü. Sonsuz sayıda dünyanın varlığını savunan Hugh Everett III gibi diğer bilim adamları tarafından genişletildi.
Paralel evren terimi ilk olarak 1895 yılında Amerikalı filozof Josiah Royce tarafından kullanılmıştır. Evrenin sonsuz olduğuna ve bu nedenle bizimkine benzer başka dünyalar olması gerektiğine inanıyordu. 1935’te ise Albert Einstein ve Nathan Rosen tarafından önerildi. Evrenin birçok kapalı bölge veya “paralel evrenler” içerebilecek şekilde eğri olabileceğini söyledi.
Paralel evrenler fikri yeni değil ve yüzyıllardır var. Paralel evrenler, bizimkine benzeyen ancak bazı farklılıkları olan varsayımsal evrenlerdir. Paralel evrenler fikri genellikle kendi evrenimizde cevaplanmayan gizemleri açıklamak için kullanılır.
Bazı insanlar, farklı bir hayatınız olan ya da hiç var olmadığınız bir paralel evren olduğuna inanırlar. Diğerleri, uzayda üzerlerinde akıllı yaşam formları olan başka gezegenler olduğuna ve tıpkı bizim Dünya’da yaptığımız gibi hayatlarını yaşadıklarına inanıyor.
Paralel evrenler söz konusu olduğunda sonsuz olasılıklar vardır. Ve bu nedenle konuyu ele almak zor olacaktır çünkü bu konu hakkında kaç farklı fikir olabileceğinin bir sınırı yoktur. Birçok farklı paralel evren türü vardır. En yaygın tür, birbirinden biraz farklı sonsuz sayıda kopya içinde bulunduğumuz türdür. Bu durumda evrenimiz sonsuz kopyalardan sadece biri olacaktır.
Royce’un paralel dünyalar fikri daha sonra İngiliz matematikçi ve “Flatland” kitabının yazarı Edwin Abbott tarafından genişletildi. Bu kitapta Abbott, yalnızca iki boyutta görebilen insanlarla iki boyutlu bir dünya kavramını önerdi. Bu dünyanın sakinleri, onlara sadece düz şekiller olarak göründükleri için üç boyutlu nesneleri göremezlerdi. Bu kavram fizikçi Howard Georgi’nin çalışmasında da yer almıştır. Kendi fiziksel yasalarına sahip birçok farklı evren olduğunu iddia eden fizikçi Howard Georgi‘nin çalışmasında da görülmektedir.