Minareyi Yaptırmayan Yerden Bitmiş Sanır
Kendileri zor olanı başarmamış, büyük başarılar elde etmemiş ve bu uğurda büyük bir özveri ve fedakarlıklar göstermemiş insanlar; diğer insanların başarılarını anlamaz, onları tebrik ve takdir etmeyi akıl etmez ve o işin zorluğunu, kıymetini bilmezler.
Bu atasözüne somut bir örnek vermek için çok uzaklara gitmemize gerek yoktur aslında. Örneğin şöyle bir evimize bakalım. Şayet evli veya ailemizden ayrı değilsek ve annemiz hala sağlığında ise evdeki tüm işleri o yapar değil mi? Yemekleri hazırlar, evi temizler, bulaşıkları yıkar, çocukları banyosunu yaptırır, elbiseleri yıkar ve daha birçok işi yapar. Ancak çocuklar veya anlayışı kıt bir adam bunların hiçbirinin farkında bile olmaz. Sanırlar ki evdeki yemekler kendiliğinden pişiyor, onu pişiren kişi hiç yorulmuyor ve zahmet çekmiyor. Bunun sebebi de çocukların o işi yapmayışı ve dolayısıyla işin zorluğunu bilmemeleridir. Ya da akşamları işten dönen kocanın, sanki sadece kendisi çalışıyor, yoruluyor gibi davranıp, karısından büyük hizmet beklemesi, ev işlerine hiç yardım etmemesi de bu konuya örnektir. Adamın böyle hissetmesinin sebebi de ev işlerini işten saymamasıdır. Zira o da işin ne kadar zor olduğunun farkında değildir.
İşte, verdiğimiz örnekteki çocukların veya adamın işin zorluğunu bilmeleri, annelerini veya karısını daha iyi anlayabilmeleri için, onların da ev işi yapmış ve onun zorluğunu öğrenmiş olması gerekir.
Minareyi Yaptırmayan Yerden Bitmiş Sanır Kompozisyon
Giriş: “Minareyi yaptırmayan yerden bitmiş sanır” atasözü, değerli ve önemli işlerin, o işlere emek ve özveri göstermeyen kişiler tarafından basit ve kendiliğinden gerçekleşmiş gibi algılandığını ifade eder. Bu atasözü, başarı ve emeğin değerini bilmeyenlerin, başkalarının yaptığı zorlu ve önemli işlerin farkına varmadan, bu işlerin kolayca elde edildiğini düşünmelerini anlatır.
Gelişme: Başarıya ulaşmak ve değerli işler başarmak, genellikle büyük bir emek, özveri ve fedakarlık gerektirir. Ancak, bu tür başarıların kıymetini bilmeyenler, bu başarıları kolayca elde edilmiş gibi görebilirler. Bu durum, kişinin kendi deneyim ve katkılarının yetersizliği nedeniyle başkalarının başarılarına yeterince değer vermemesinden kaynaklanır.
Somut bir örnek vermek gerekirse, aile içindeki ev işlerini ele alabiliriz. Evde annemiz yemekleri hazırlar, evi temizler, çocukları bakımını üstlenir ve birçok işi yapar. Bu işleri yapmayan çocuklar ya da evi geçinmeden anlayış eksikliği yaşayan bir eş, bu emeğin zorluklarını ve gerektirdiği fedakarlığı anlamayabilir. Onlar, evdeki yemeklerin kendiliğinden piştiğini ve ev işlerinin zahmetsiz olduğunu düşünebilirler. Ev işlerinin zorluğunu bilmedikleri için, annenin veya eşin emeklerine gereken değeri vermezler. Aynı şekilde, işten dönen bir koca, işin sadece kendi yorulması ve emeği gerektirdiğini düşünerek, ev işlerini küçümseyebilir ve eşinden büyük hizmetler bekleyebilir. Bu durum, kişinin ev işlerinin zorluğunu ve gerektirdiği emeği anlamamasından kaynaklanır.
Bu tür anlayış eksiklikleri, genellikle kişinin deneyim eksikliğinden doğar. İnsanlar, başkalarının başarılarını ve emeklerini anlayabilmek için, aynı veya benzer zorlukları yaşamış olmalıdırlar. Ancak, bu deneyime sahip olmayan kişiler, başkalarının başarılarını küçümseyebilir ve bu başarıların arkasında yatan zorluğu göremezler.
Sonuç: “Minareyi yaptırmayan yerden bitmiş sanır” atasözü, başkalarının başarılarının ve değerli işlerinin kıymetini bilmenin, o işlerin zorluğunu ve emeğini anlayabilmekle mümkün olduğunu ifade eder. Kişi, başkalarının emeklerini ve başarılarını anlamak için, aynı zorlukları yaşamalı veya en azından bu işleri yapmanın gerektirdiği özveriyi takdir etmelidir. Bu anlayış eksikliği, başarıların ve emeklerin değerinin küçümsenmesine yol açar. Bu nedenle, herkesin başkalarının emeğine saygı göstermesi ve bu emeğin değerini anlaması önemlidir.