Klonlama Çalışmaları ve Yararları

Genetik bilimiyle az da olsa bilgiliyseniz ya da lise düzeyinde biyoloji dersi aldıysanız klonlama çalışmaları hakkında fikriniz vardır. Bu çalışmalar kapsamında eşeysiz üreme yöntemi kullanılarak genetik yapıları aynı canlılar oluşturulur. Hem oldukça heyecan verici hem de korkunç olabilir. Ancak bilimsel açıdan şüphesiz ki son derece büyük bir evrim niteliğindedir. İlk çalışmalara 1980’li yılların başında başlanmıştır. 1997 senesine gelindiğinde bir koyunun kopyalanması ile çalışmalar farklı bir boyut kazanmıştır. Son birkaç yıldır ise farklı çiftlik hayvanlarının klonlanması üzerine çalışma yapılmaya devam edilmektedir.

Çok sayıda bilim adamı bu çalışmaların tıp ve tarım için gelecek vadettiğini düşünmektedir. Nesli tükenmekte olan ve üreyemeyen hayvanlar bu yöntemle çoğaltılabilir. Üstün genetik yapıya sahip canlılar elde edilebilir. Genetiği değiştirilmiş klonlar elde edilebilir. Tedavide kullanılan ilaçlar transgenik klon hayvanlardan elde edilebilir. Hayvancılıkta genetik ıslah sağlanabilir. Ayrıca kaybolmaya yüz tutmuş genetik kaynaklar koruma altına alınabilir. Tüm bunlar klonlamanın yararları arasında yalnızca birkaçıdır. Çalışmaların gelecekte daha pek çok fayda sağlaması beklenmektedir.

Yaşlanma ve Kanser Araştırmaları

Kanser sürekli olarak çağımızın hastalığı olarak adlandırılıyor. Maalesef, tükettiğimiz GDO’lu besinler, maruz kaldığımız radyasyon ve daha birçok etken kanser vakalarını ve oranlarını tetikliyor. Tek hücreden meydana gelen insanoğlu, doğduğunda her bir hücresi en az 20 kez bölünmüş olarak dünyaya geliyor. Her hücre bölünmesi işlemi DNA kopyalanması sırasında somatik mutasyonlar gibi hatalara yol açabiliyor. Dolayısıyla yaşlandıkça kanser olma riski artıyor.

Homolog rekombinasyonlar ile sağlanacak spesifik genetik değişiklikler, milyonlarca farklı hücreyi aynı anda yönetebilmeyi sağlar. Bu işlem sırasında yeni genlerin eklenmesinin yanı sıra genlerin silinmesi; tek baz kapsamında ekleme ya da çıkarma yapılarak genetik kodun değiştirilmesi de mümkündür. Bu sayede insanlarda ortaya çıkan birçok genetik hastalık klonlamayla önlenebilir. Elbette şu an için klinik çalışmalar yalnızca koyun ve fareler ile kısıtlıdır.

Nesli Tükenmekte Olan Canlılar

Klonlama Nesli Tukenmekte Olan Canlilar
Klonlama Nesli Tükenmekte Olan Canlılar

Ekolojik dengenin bozulması, küresel ısınmanın artması, besin piramidinin dengesizleşmesi ile birçok canlının nesli tüketme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu durum, birçok ekolojik problemi daha beraberinde getirmekte ve bir kısır döngü oluşturmaktadır. Klonlama çalışmaları hakkında birçok eleştiri ve önyargı bulunsa da nesli tükenmekte olan canlıların klonlanması herkesin dikkatini çekmektedir.

Sibirya buzullarında rastlanan 20.000 yaşındaki bir mamut dokusundan hayvanın klonlanması amaçlanmaktadır. Avustralya’daki bir çalışma ile artık örneği bulunmayan Tasmanya Kaplanı, 153 yıllık bir alkol şişesindeki örnekten klonlanacaktır. Bu örneklerdeki parça parça DNA’lardan tam bir genom elde etmek neredeyse imkansızdır. Ayrıca klonlamadaki DNA tek başına yeterli olmayıp fonksiyonel kromozomlar ve tam bir çekirdek gereklidir.

İşlem sırasında diğer gerekli şeyler ise uygun bir ana rahmi ve uygun oositlerdir. Nesli tükenmekteolan türlerde klonlama çalışması akraba türlerin rahimleri ve yumurta hücreleri ile yapılmaktadır. Yumurta hücresini ve rahmi sağlayan tür ne kadar yakın akraba ise hamilelik o kadar başarılı olabilir. Bu yüzden yakın akrabası olmayan türlerde bu tarz çalışmaların yapılması çok zordur. Örneğin panda, bu türlerden yalnızca bir tanesidir.

İnsan Tedavileri İçin Klonlama Çalışmaları

Teknolojinin ve bilimin gelişmesi ile hem birçok hastalık keşfediliyor, hem de onlar için yeni ve umut verici tedaviler bulunuyor. Yine de tıp, tüm hastalıkları tedavi edebilecek kadar ilerlemiş değil. Özellikle de proteinler birçok hastalığın tedavisinde önemli bir yere sahip. Ancak birçok proteinin kandan izole edilmesi hem oldukça pahalı bir işlem, hem de hepatit C ve AIDS gibi hastalıkları bulaştırma riski yüksek. Hücre kültür ortamında protein üretmek mümkün olsa da yine bu yöntem de pahalı olmanın da yanında ayrıca verimsizdir. Mayada ve bakteride protein üretiminde ise saflaştırma safhası zordur. Öte yandan gerekli olan proteinler transgenik keçi, koyun ve inek sütünden üretilebilir. Üstelik çok daha uygun maliyetli bir üretim şeklidir.

Koyun ve diğer süt veren transgenik hayvanların kopyalanması ile gerekli proteini üreten tek tip canlılar elde edilebilmektedir. Bunun yanında klonlama çalışmaları ile oluşacak olan dölün cinsiyeti de belirlenebilmektedir. Bu sayede üretim stoku daha verimli bir hale gelmektedir. Bu şekilde üretilen hayvanlar, kendi süt proteinleri ile birlikte insan proteinlerini de üretebilirler. Üretilen protein birçok hastalığın ve hasarın tedavisinde kullanılır.

Yorum yapın

madridbet madridbet giriş madridbet güncel giriş