Behçet Necatigil Kimdir: Hayatı, Eserleri ve Edebi Kişiliği
Behçet Necatigil, 16 Nisan 1916 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Kastamonulu Necati Efendi, annesi ise Bedriye Hanım’dır. Annesi, şair iki yaşındayken hastalanarak vefat etti. Babasının işleri nedeniyle Kastamonu’ya taşınan aile, burada sağlık sorunları yaşadı ve kısa bir süre sonra İstanbul’a geri döndü. İstanbul’a döndüğünde liseye, orta ikinci sınıftan başlamış ve 1936’da Kabataş Erkek Lisesi’nin Edebiyat Bölümü’nden birincilikle mezun oldu. Daha sonra İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nu 1940 yılında bitirdi. Mezuniyetinden sonra Kabataş Erkek Lisesi ve İstanbul Eğitim Fakültesi’nde öğretmenlik yaptı, 1972 yılında emekli oldu. İlk şiiri, lisede okurken Varlık Dergisi’nde yayımlandı. Ölümünden sonra ailesi tarafından Necatigil Şiir Ödülü her yıl verilmek üzere oluşturulmuş ve Kabataş Erkek Lisesi 3 Fen sınıfına Behçet Necatigil Dersliği adı verilmiştir. 13 Aralık 1979’da vefat etti.
Behçet Necatigil, edebi kariyerine genç yaşlarda başlamış ve şiirlerinin yanı sıra radyo oyunları ve çeviri çalışmalarıyla da dikkat çekmiştir. Şiirlerinde genellikle içsel dünyasını, anılarını ve tedirginliklerini lirizmle ifade etmiş, modern bir dil kullanarak özgün bir tarz geliştirmiştir. Şiirleri, Türk şiirinin geleneksel ve modern unsurlarını ustaca birleştirmiştir.
Eserleri
Başlık | Tür | Yıl |
---|---|---|
Kapalı Çarşı | Şiir | 1945 |
Çevre | Şiir | 1951 |
Evler | Şiir | 1953 |
Eski Toprak | Şiir | 1956 |
Arada | Şiir | 1958 |
Dar Çağ | Şiir | 1960 |
Yaz Dönemi | Şiir | 1963 |
Divançe | Şiir | 1965 |
İki Başına Yürümek | Şiir | 1968 |
En/Cam | Şiir | 1970 |
Zebra | Şiir | 1973 |
Kareler Aklar | Şiir | 1975 |
Sevgilerde | Şiir | 1976 |
Beyler | Şiir | 1978 |
Söyleriz | Şiir | 1979 |
Behçet Necatigil’in Edebi Kişiliği
Behçet Necatigil, şiirlerinde genellikle süslemeden uzak, yalın bir dil kullanmayı tercih etmiştir. Modern şiir biçimlerini benimseyerek, ölçü ve uyağa pek fazla bağlı kalmamıştır. Şiirlerinde içsel dünyasını, anılarını ve tedirginliklerini lirizmle ifade etmiş, bu yönüyle Türk şiirinde önemli bir yer edinmiştir. Ayrıca radyo oyunları ve çeviri çalışmalarında da başarılı olmuştur. Mitolojik unsurları çağdaş yaşamla harmanlayarak, doğu ve batı kültürünü ustaca birleştirmiştir. Divan ve halk şiirlerinin ögelerini modern bir lirizmle birleştirerek yeni bir biçim arayışına gitmiştir. Geleneksel Türk şiirinin söyleyiş uygulamalarını deneyerek özgün bir tarz oluşturmuştur. Şiirlerinde içsel dünyasına dair yansımalar, anımsamalar ve tedirginliklerle lirizmin özgün örneklerini sunmuştur.