ÖNCE EDEP
Yunus Emre ne güzel söylemiş:
Girdim ilim meclisine, eyledim, kıldım talep
Dediler: İlim geride, illa edep, illa edep!
Elbette ki ilim, tüm insanlık için çok büyük bir öneme sahiptir. Ancak ilim, edeple işlendiği, kullanıldığı sürece değerlidir. Bu dünyada belki de en tehlikeli şey, ilmin, bilimin kötü niyetli insanların elinde olmasıdır.
Teknolojisinin, sanayinin gelişmesi önemlidir; lakin gelişen teknoloji ve sanayi kötü gayelerle kullanılıyorsa o teknolojinin hiç olmaması daha iyidir. Düşünün, öğrendiğiniz ilim sayesinde en tehlikeli silahları üretebiliyorsunuz; atom bombasını üretebiliyorsunuz; ama sonra kalkıp bu atam bombası ile insanları yok ediyorsunuz. Böyle bir ilmin faydası mı olur? İlim, insanlığa yararlı olduğu, onları koruduğu müddetçe ilimdir.
Yunus Emre’nin de bize anlatmak istediği tam da budur. Tabi ki ilim de öğretilmeli; ancak kişiye önce edep öğretilmeli ki, kişi öğrendiği ilmi doğru yolda kullanabilsin. Bugün bakıyoruz, gelişmiş dünya devi dediğimiz ülkeler, silah sanayinde kıyasıya bir yarış halinde. Devletler, ürettiği savaş uçakları ile, nükleer silahlar ile, tankları, füzeleri ile övünüyor da övünüyor.
Kardeşim, kardeş kardeş barış içinde yaşamak varken, nedir sizin bu ihtiraslarınız? Çözemediğiniz konu neredeyse kalmadı, insanın aklına bile gelmeyecek teknolojiler geliştirdiniz, bunları insanlık yolunda kullansanız daha iyi olmaz mı?
O kadar toprak var dünya üzerinde, ama bölüşemiyoruz. Bir karış toprak uğruna ölüyoruz, öldürüyoruz. Neden mi? Çünkü edep yok, ahlak yok. Bu değerlerden yoksun büyüyor insanlar. İnsana, önce insan olmayı, insan gibi yaşamayı öğretmek lazım. Bu konuda belki de en büyük görev anne babalara düşüyor. Eğer çocuklarımızı merhametli, vicdanlı bireyler olarak yetiştirirsek hiçbir sorun kalmayacak.
Tüm anne babalar ve öğretmenler! Yunus Emre’nin söylediklerini gözardı etmeyin. Sizler de çocuklarınıza veya öğrencilerinize her şeyden önce edebi yani ahlaklı olmayı öğretim. İnanın o zaman dünya çok daha güzel olacak.
İlla Edep Kompozisyon
Giriş: Yunus Emre’nin “Girdim ilim meclisine, eyledim, kıldım talep / Dediler: İlim geride, illa edep, illa edep!” sözleri, ilmin yalnızca bilgi edinmek değil, aynı zamanda bu bilginin nasıl kullanılacağına dair bir sorumluluk taşıdığını vurgular. İlim ve edep arasındaki ilişki, toplumsal ve bireysel değerler açısından büyük önem taşır.
Gelişme: Bilgi ve teknoloji, insanlığın gelişimi için kritik öneme sahiptir. Ancak bu bilgi ve teknolojinin ne amaçla kullanıldığı, insanlık için büyük bir fark yaratır. Teknolojik ve bilimsel ilerlemeler, insan hayatını kolaylaştırabilir ve dünya genelinde birçok sorunu çözebilir. Fakat bu ilerlemeler, kötü niyetli ellerde, felaketlere yol açabilecek potansiyele sahiptir.
Düşünün, bilgi ve teknoloji, atom bombası gibi yıkıcı araçların üretimine olanak tanıyabilir. Ancak bu tür silahların kullanımı, insanlık için yıkıcı sonuçlar doğurur. Dolayısıyla ilim ve teknolojinin, insanlığa zarar vermek yerine, insanları koruyan ve iyileştiren bir şekilde kullanılması gerekir. Bilgi, yalnızca bilgi olarak kalmamalı, aynı zamanda bu bilgiyi kullanma sorumluluğunu da beraberinde getirmelidir.
Yunus Emre’nin öğütlediği gibi, ilmin ve bilimin yanında edep ve ahlak da önemlidir. Bir kişi ilmi ne kadar öğrenirse öğrensin, eğer edepten yoksunsa, bu bilgi tehlikeli bir silaha dönüşebilir. Günümüzde, birçok gelişmiş ülkenin silah sanayinde gösterdiği rekabet ve geliştirdiği yıkıcı teknolojiler, insanlık adına bir tehdit oluşturmaktadır. Silah üretimi ve askeri teknoloji geliştirme yarışının ötesinde, bu teknolojilerin insanlık için nasıl kullanılacağına dair düşünmek gereklidir.
Dünya üzerindeki topraklar, doğal kaynaklar ve diğer değerler, bölüşülmekte ve bu bölüşüm sırasında çatışmalar yaşanmaktadır. Bu çatışmalar, edep ve ahlak eksikliği nedeniyle meydana gelmektedir. İnsanların bencillik, hırs ve çıkar peşinde koşması, toplumsal huzursuzluğa neden olmakta ve savaşlara yol açmaktadır. Eğer bireyler, insanlık değerlerine sahip çıkarak ve merhamet, vicdan gibi kavramlarla donanarak yetiştirilirse, bu sorunların önüne geçilebilir.
Sonuç: Yunus Emre’nin “illa edep” vurgusu, ilim ve bilginin değerini artıran temel bir ilkedir. Edep ve ahlak, bilginin doğru ve yararlı bir şekilde kullanılmasını sağlar. Anne babalar ve eğitimciler, çocuklara ve öğrencilere bu değerleri öğretmelidir. Bilgi ve teknoloji gelişmeye devam ederken, insanlık değerlerinin ve edeple davranışın ön planda tutulması, dünya genelindeki huzurun ve barışın sağlanması açısından kritik önem taşır. Edep, sadece bireysel değil, toplumsal gelişim ve dünya barışı için de vazgeçilmez bir unsurdur.