Sözü Söyle Alana Kulağında Kalana Atasözünün Anlamı
Bu atasözü, sadece anlayışlı ve öğütleri kabul edebilen kişilere nasihat verilmesi gerektiğini ifade eder. Laftan anlamayan, inatçı kişilere nasihat etmek, zaman kaybıdır çünkü onlar söylediklerini dinler gibi görünseler de anlamazlar ve uygulamazlar.
Sözü Söyle Alana Kulağında Kalana
Laftan anlayanlara, anlayışlı olanlara söz söyle, onlara öğüt ver; fakat kafası kalın olana, söylenen şey bir kulağından girip diğer kulağından çıkana boşuna nasihat etme, bir şeyler anlatmaya çalışma. Zaten ne kadar uğraşırsan uğraş, kalın kafalı, laf anlamaza bir şeyler anlatamaz, ona bir şeyleri kabul ettiremezsin.
Derler ki cahile laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan daha zordur. Çünkü cahil kimse laftan anlamaz. İstediği kadar üniversite bitirmiş, istediği kadar diploma almış olsun, cahil yine cahildir. Böyle insanlar her zaman kendi bildiğini okurlar. Onlara bir şeyler anlattığımız zaman dinlermiş gibi görünür ama hiçbir şey anlamazlar. Anladıklarını da asla tatbik etmez, öğütleri tutmalar.
Böyle insanlarla nasihat etmek, zaman kaybından başka bir şey değildir. Nasihat edeceksek, onu tutacak olana, önemseyecek olana ve uygulayacak olana nasihat etmeliyiz.
Sözü Söyle Alana Kulağında Kalana Kompozisyon
Giriş: “Sözü söyle alana kulağında kalana” atasözü, iletişimin ve nasihatlerin etkili olması için dinleyicinin anlayışlı ve dikkatli olması gerektiğini ifade eder. Bu atasözü, bir mesajın ya da öğütün yalnızca anlamaya ve önemsemeye açık kişiler tarafından kabul edilebileceğini, aksi takdirde çaba ve zaman kaybı olacağını vurgular.
Gelişme: Her birey, iletişim ve öğrenme yeteneklerine göre farklılık gösterir. Söz ve öğüt vermek, yalnızca dinleyicinin bu sözleri anlaması ve uygulamaya koyması durumunda etkili olur. Anlayışlı ve dikkatli kişiler, verilen tavsiyeleri dikkate alır, üzerinde düşünür ve uygulamaya çalışır. Bu kişiler, verilen bilgilere değer verir ve bu bilgileri hayatlarına entegre etmeye çalışır. Bu bağlamda, onlara verilen öğütler ve tavsiyeler etkili olur.
Ancak bazı kişiler, verilen nasihatleri ya da öğütleri anlamakta zorlanabilir veya bunlara önem vermeyebilir. Bu kişiler genellikle mevcut bilgilerini ve inançlarını değiştirmekte isteksizdirler. Onlara nasihat etmek, zaman ve çaba kaybına yol açabilir. Çünkü bu tür insanlar, söylediklerinizi dinler gibi görünse de, söylediklerinizi anlamayabilir veya uygulamaya koymayabilirler. Bu, “cahile laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan daha zordur” anlayışını yansıtır. Her ne kadar bu kişiler eğitim almış veya yüksek diplomaya sahip olsalar da, anlayışsızlıkları ve kapalı fikir yapıları nedeniyle nasihatler etkisiz olabilir.
Bu nedenle, etkili bir iletişim ve nasihat süreci için, sözlerinizi alabilecek, anlayışlı ve açık fikirli kişilere yöneltmek en doğrusudur. Bu kişiler, verdiğiniz mesajları anlar, değerlendirir ve gerektiğinde uygulamaya koyar. Ayrıca, nasihat etmek istediğiniz kişilerin, verilen bilgileri önemseyip önemsemeyeceğini önceden değerlendirmek, zaman ve enerjinizin doğru yerde kullanılmasını sağlar.
Sonuç: “Sözü söyle alana kulağında kalana” atasözü, iletişimin ve nasihatlerin etkin olabilmesi için dinleyicinin anlayışlı ve açık fikirli olması gerektiğini vurgular. Anlayışlı kişiler, verilen bilgileri dinler ve uygular, ancak anlamayan ya da önemsemeyen kişilerle yapılan iletişim genellikle zaman kaybı olabilir. Bu nedenle, nasihatlerinizi ve mesajlarınızı alabilecek ve uygulayabilecek kişilere yöneltmek, daha etkili sonuçlar elde etmenizi sağlar.