Hatasız Kul Olmaz
Hiçbir insan kusursuz değildir. Dünyanın en iyi, en bilgili, en ahlaklı, en zengin kişilerin bile yaptığı yanlışlar, hatalar vardır.Allah, insana nefis denilen şeyi vermiştir. Nefis ise, insanların dürtüleri ile hareket etmesine sebep olur. Ne olursa olsun hepimiz insanız. Hepimizin zaafları, duyguları, çıkarlar ve değerleri var. Zaman zaman duygularımıza kapılarak kendi nefsimiz için olmadık şeyler yapabiliriz.
Allah’ın en sevgili kulları şüphesiz ki peygamberlerdir. Kuran’ı incelediğimizde, peygamberlerin bile zaman zaman hata yaptıklarını hatta günah işlediklerini görebiliyoruz. Örneğin mertebesi en yüksek peygamberlerden biri olan Hz. Musa bile cinayet işlemiş, bir adamın canına kıymıştır; ancak sonra pişman olarak tövbe etmiş ve tövbesi Allah tarafından kabul edilmiştir. Peygamberler bile hata yapabilirken, biz sıradan insanların hata yapmaması, kusursuz olması, günahlardan tamamen arınık olması mümkün müdür? Orhan Gencebay ünlü şarkısında ”Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni.” diyerek bunu bir kez daha vurgulamaya çalışmıştır. evet, hatasız kul olmaz, bunu bilmek ve huna göre insanlara yaklaşmak gerek. İnsanları o hataları ile kabullenip, o hataları ile sevmek, onlarla dost olmak gerek. Gül bile dikensiz değildir. Nitekim onu koklayıp tutmak isteyenler, ellerine batacak iğneleri de kabullenmek zorundadır.
Hatasız, günahsız olan tek varlıklar, meleklerdir. Onların da hatasız veya günahsız olması tamamen Allah’ın emrinden kaynaklanmaktadır. Bizdeki nefis onlarda bulunsaydı, elbette ki onlar da insanoğlu gibi ziyana düşecek, çeşitli hatalar yapacaklardı. Çevremizdeki insanları hataları ile kabul ettiğimizde mutlu olabiliriz. Elmanın sapı var, armudun çöpü var düşüncesini benimseyerek herkeste bir kusur bulmaya kalkarsak dostsuz ve yalnız kalmaya mahkum oluruz.
Hatasız Kul Olmaz Kompozisyon
Giriş: İnsanlar kusursuz değildir; her birey, en iyi niyetlerle hareket etse de hatasız olamaz. Dünyanın en bilgili, en ahlaklı ve en başarılı kişileri bile zaman zaman yanlışlar yapabilir. Bu durum, insan olmanın bir gereği ve doğal bir sonucudur. “Hatasız kul olmaz” sözü, bu gerçeği kabul etmenin ve insanları bu gerçek üzerinden değerlendirme yapmanın önemini vurgular.
Gelişme: İnsanlar, nefis denilen bir içsel dürtüyle hareket ederler. Bu nefis, bazen kişiyi yanlış yollara sürükleyebilir, duygusal tepkilere neden olabilir. Hiç kimse, tamamen kusursuz ve hatasız olamaz. Peygamberler dahi, Allah’ın en sevgili kulları olmalarına rağmen zaman zaman hata yapmışlardır. Örneğin, Hz. Musa bir adamın ölümüne neden olmuş, ancak bu hatasından pişmanlık duyup tövbe etmiş ve tövbesi kabul edilmiştir. Bu durum, peygamberlerin bile insan olduğunu ve hata yapabileceklerini gösterir.
Orhan Gencebay’ın “Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni” sözleri, bu gerçeği vurgular. Her insanın hataları vardır ve bu hatalarla kabul edilmesi, insanları anlamak ve onlara değer vermek gerekir. Hatasız insan aramak yerine, insanların kusurlarıyla kabul edilmesi ve sevilmesi, daha gerçekçi ve insancıl bir yaklaşımı temsil eder. Gül bile dikensiz değildir; onu severken, dikenlerini de kabullenmek zorundayız.
Melekler, hatasız ve günahsız varlıklar olarak kabul edilir, ancak bu özellikleri tamamen Allah’ın emriyle sınırlıdır. Eğer meleklerin nefisleri olsaydı, onlar da insan gibi hatalar yapabilirdi. Bu, insanlara verilen özgür irade ve nefisle birlikte hataların kaçınılmaz olduğunu gösterir.
Sonuç: Hatasız olmak, sadece ideal bir kavramdır ve insan doğasının bir parçası olarak kabul edilmemelidir. Her bireyin kusurları, zaafları ve hataları vardır. Bu gerçekleri kabul etmek ve insanları bu hatalarla sevmek, daha sağlıklı ilişkiler ve mutlu bir yaşam sürdürmemizi sağlar. “Elmanın sapı var, armudun çöpü var” düşüncesiyle, çevremizdeki insanların hatalarını ve kusurlarını kabul etmek, yalnızlık ve dostsuzluktan kaçınmanın bir yoludur. Herkesin hataları ve kusurları vardır; önemli olan, bu hatalarla birlikte insanları kabullenmek ve onlarla sağlıklı ilişkiler kurmaktır.