Eşeğe Altın Semer Vursalar Eşek Yine Eşektir
İnsanlıktan yoksun, cahil, bilgisiz ve karaktersiz insanlar dünyanın en zengin kişileri de olsalar, en yüksem makamlarda da otursalar, yine cahil, bilgisiz ve karaktersizdirler. Kişinin kılık-kıyafeti, mal varlığı veya zenginliği onun olumsuz taraflarını örtmeye yetmez.
Ünlü şair Fuzuli’nin, bu konu ile ilgili şahane bir dörtlüğü vardır: Mey biter, saki kalır / Her renk solar, haki kalır / Diploma insanın cehlini alsa da / Hamurunda varsa eşeklik, baki kalır. Şair ne güzel demiş değil mi? Diplomalı olmak, kazancı yüksek olmak, mal mülk sahibi olmak, kişinin edepsizliğini, eşekliğini gidermiyor. Mühim olan insanın, insani duygulara, düşüncelere sahip olması, kendisi kadar başkalarını da düşünmesi, akıl ve vicdan sahibi olmasıdır. İnsanlara zarar verme dürtüsü ile hareket eden kişi, dünyanın en iyi makamlarında olsa neye yarar? Allah, önce herkese akıl verecek ve bu aklı da doğru yerlerde kullanma kabiliyeti verecek. Bunlar yoksa maddi şeylerin hiçbir önemi yoktur.
İnsanları sadece zenginlikleri ile, kılık kıyafetinin güzelliği, ihtişamı ile değerlendirmek son derece yanlıştır. Bir insanın sözlerine bakılmalı, davranışlarına bakılmalı ki o kişinin gerçekten insan olduğu anlaşılsın. Kılık kıyafeti güzel; lakin kendisinde insanlıktan eser yoksa, o kişinin eşekten farkı da yoktur. Zira en güzel gözler eşektedir.
Eşeğe Altın Semer Vursalar Eşek Yine Eşektir Kompozisyon
Giriş: “Eşeğe altın semer vursalar eşek yine eşektir” atasözü, bir kişinin dış görünüşü, mal varlığı veya statüsü ne kadar etkileyici olursa olsun, karakter ve insanlık değerlerinin her şeyden daha önemli olduğunu anlatır. Bu deyim, kişisel değerlerin ve erdemlerin, sadece dışsal özelliklerle ya da sosyal pozisyonlarla değişmeyeceğini vurgular.
Gelişme: İnsanların dış görünüşleri, maddi durumları veya sosyal statüleri ne kadar yüksek olursa olsun, bu durum kişinin içsel değerlerini, karakterini veya erdemlerini değiştiremez. Ünlü şair Fuzuli’nin dörtlüğünde de belirttiği gibi:
“Mey biter, saki kalır / Her renk solar, haki kalır / Diploma insanın cehlini alsa da / Hamurunda varsa eşeklik, baki kalır.”
Bu dörtlük, diplomanın, zenginliğin veya statünün, kişinin karakterinin ve insanlık hallerinin yerini almadığını belirtir. Bir kişi yüksek makamda olabilir, büyük mal varlığına sahip olabilir ya da şık giyinebilir; ancak bu kişisel değerler ve karakter eksikliklerini kapatmaz. Kişinin iyi bir insan olup olmadığını, içsel değerlerini ve davranışlarını incelemek gerekir.
Zenginlik, makam, ve şık kıyafetler, kişinin gerçek doğasını gizleyemez. Bu tür dışsal özellikler, kişinin kişilik bozukluklarını, cehaletini veya kötü davranışlarını örtmez. Önemli olan, kişinin insanlık erdemlerine sahip olması, vicdanlı ve akıllı olmasıdır.
Sonuç: “Eşeğe altın semer vursalar eşek yine eşektir” atasözü, karakter ve insanlık değerlerinin, dışsal görünümlerden ve maddi şeylerden çok daha önemli olduğunu ifade eder. Kılık kıyafeti ne kadar güzel olursa olsun, kişinin içsel değerleri ve davranışları, gerçek insanlığını belirler. Bu nedenle, insanları yalnızca zenginlikleri, statüleri veya dışsal görünümleriyle değerlendirmek yerine, onların kişiliklerini ve davranışlarını da göz önünde bulundurmak gerekir.