Dünya Malı Dünyada Kalır ile İlgili Kompozisyon

Dünya Malı Dünyada Kalır

Ölüp de bu hayattan göçen hiç kimse, gittiği yere kendisi ile birlikte hiçbir şey götürmez. Diğer tarafa bir çöp götürmek bile mümkün değildir. Hal böyle iken insanlar yaşamları boyunca mala mülke, zenginliğe gereğinden fazla önem vermemeli, ihtiyaç sahiplerin de yardım etmelidir.

Bilindiği gibi dünyanın gelmiş geçmiş en zengin insanlarından birisi Karun’dur. ”Karun kadar zengin” ifadesi de oradan gelmektedir. Onun onlarca deve yükünde altınlarının olduğu söylenir. Ancak o da öldüğünde kendisi ile beraber değil altınlarını, altın dişini bile götürememiştir.

İnsanların açgözlülüğü, doyumsuzluğu bitmez. Allah yardımlaşmayı, cömert olmayı, zekat vermeyi emretmişken ve bunun karşılığında cennetini vaat etmişken, insanların çoğu bunu hiç önemsemezler. Tek gayeleri servetine servet katmaktır. Dünya malı dünyada kalır atasözü ile ilgili çok güzel bir hikaye vardır: Zamanında çok büyük bir servete sahip olan bir adam ölmeden önce oğluna eski bir çorap ve zarf vererek vasiyette bulunmuş. ”Oğlum, senden iki isteğim var: Birincisi: Beni mezara koyarken ayağıma bu eski çorabı giydir. İkincisi ise: Beni gömdükten sonra aç ve oku.” demiş. Adamın eceli gelmiş ve adam ölmüş. Mezara gömeceklerinde çocuk çorabı giydirmeye çalışmış ama imam buna izin vermemiş. Çocuk ne kadar ısrar ettiyse bunu imama kabul ettirememiş. Zira dinimize göre ölü sadece kefen giyermiş. Velhasıl adamı gömmüşler. Gömülüp herkes dağıldıktan sonra zarfı açmış ve içindeki notu okumuş: ”Gördün ya oğul, bunca servetime rağmen, diğer tarafa giderken eski bir çorabımı bile götüremedim. O zaman sen de bunu bil ve mala mülke önem verme, doğruluktan da asla ayrılma.”

Dünya Malı Dünyada Kalır Kompozisyon

Giriş: “Dünya malı dünyada kalır” atasözü, insanların öteki dünyaya hiçbir maddi değer götüremeyeceklerini ve bu yüzden dünya malına gereğinden fazla önem vermemeleri gerektiğini vurgular. Ölümden sonra hiçbir mal, mülk veya zenginlik kişinin yanında gitmez; her şey bu dünyada kalır.

Gelişme: İnsanlar yaşamları boyunca mal, mülk ve zenginliğe büyük önem verirken, bu değerlerin gerçek anlamda kalıcı olmadığını unutur. Karun, dünya tarihinin en zenginlerinden biri olarak bilinir ve ona ait olduğu söylenen altın yükleriyle ünlüdür. Ancak, Karun öldüğünde, tüm bu zenginlikleriyle birlikte hiçbir şey götürememiştir. Karun’un durumu, dünya malının öteki dünyada hiçbir değerinin olmadığını gösterir.

İslam’da da, Allah yardımlaşmayı, cömert olmayı ve zekat vermeyi emrederken, karşılığında cenneti vaat eder. Ancak çoğu insan bu emirlere uymak yerine sadece kendi servetini artırmaya çalışır. Bu düşünceyi pekiştiren bir hikaye, bir adamın ölmeden önce oğluna eski bir çorap ve zarf bırakmasıyla başlar. Adam, ölümünden sonra çorabı ayağına giymesi ve zarftaki notu okuması için vasiyet eder. Ölümden sonra gömülürken çocuk çorabı giydirmeye çalışsa da, din kurallarına göre ölü sadece kefen giyer. Gömüldükten sonra zarfı açan çocuk, babasının yazdığı notu okur ve babası, bunca servetine rağmen bir çorabı bile götüremediğini, dolayısıyla mala mülke fazla önem vermemesi gerektiğini belirtir.

Sonuç: “Dünya malı dünyada kalır” atasözü, dünya hayatında elde edilen tüm maddi değerlerin öteki dünyada hiçbir işe yaramayacağını hatırlatır. İnsanlar, bu geçici değerler peşinde koşarken, yardımlaşma, cömertlik ve doğruluk gibi erdemlere de önem vermelidir. Nihayetinde, dünya malı yalnızca dünyada kalır; gerçek değerler ve kazançlar ahirette anlam bulur.