Bana Balık Verme Balık Tutmayı Öğret Kompozisyon

Bana Balık Verme Balık Tutmayı Öğret Atasözünün Anlamı

Birine geçici çözüm sunmak yerine, sorunları kendi başına çözebilmesi için gerekli bilgiyi ve yeteneği öğretmek daha faydalıdır.


Yaşamın idame edilmesi bakımından önemli bir yere sahip olan ”Bana balık verme, bana balık tutmayı öğret.” sözünü açıklayan bir kompozisyon yazdık. Umarız ki beğenirsiniz.

YAPARAK YAŞAYARAK ÖĞRENME

İnsanoğlu, sıfır bilgi ile doğar. Sadece emme, dokunma ve yakalama gibi basit refleksleri gerçekleştirebilir. Hayatını sürdürebilmesi için ise, işe yarar bilgileri öğrenmeli ve hayatına tatbik etmelidir.

Hepimiz, bilgisiz veya tecrübesiz olduğumuzda, diğer insanların bilgi ve tecrübesine başvururuz. Ancak çoğu zaman, onların bilgi ve tecrübesini edinmek yerine, sadece işimizi görür, gerisi ile ilgilenmeyiz. Bu sorun, bazen karşımızdakinden de kaynaklanabilir. Bilgi veya tecrübesini istediğimiz kişi, o bilgiyi bize öğretmek yerine, sorunumuzu çözer; fakat çözüm yolunu bizimle paylaşmaz.

İşte, böyle bir durumda, aynı sorunu yaşadığımızda aynı kişiye tekrar başvurmak zorunda kalırız. Oysa o kişi, bize sorunun nasıl çözüleceğini anlatıp, sorunumuzu kendi başımıza çözmemizi sağlamış olsaydı, bundan sonraki benzer sorunlarımızı kendimiz çözebilecektir.

Bu nedenle, insanlar bizim sorunlarımızı çözmek yerine, sorunumuzun nasıl çözüleceğini bize anlatıp öğretmelidir. İşte o zaman, tam anlamı ile faydalı bir iş yapılmış olur.

-SON-

Bana Balık Verme, Balık Tutmayı Öğret Kompozisyon

Giriş: Yaşamın idame edilmesi bakımından önemli bir yere sahip olan “Bana balık verme, balık tutmayı öğret” sözü, bireylerin bağımsızlıklarını kazanmasının ve uzun vadede kendilerine yetebilmesinin önemini vurgular. Bu düşünce, bilgiyi ve beceriyi öğrenmenin geçici çözümlerden daha değerli olduğunu anlatır.

Gelişme: İnsanoğlu, sıfır bilgi ile doğar. Sadece emme, dokunma ve yakalama gibi basit refleksleri gerçekleştirebilir. Hayatını sürdürebilmesi için ise işe yarar bilgileri öğrenmeli ve hayatına tatbik etmelidir. Hepimiz, bilgisiz veya tecrübesiz olduğumuzda diğer insanların bilgi ve tecrübesine başvururuz. Ancak çoğu zaman, onların bilgi ve tecrübesini edinmek yerine, sadece işimizi görür, gerisi ile ilgilenmeyiz. Bu sorun, bazen karşımızdakinden de kaynaklanabilir. Bilgi veya tecrübesini istediğimiz kişi, o bilgiyi bize öğretmek yerine, sorunumuzu çözer; fakat çözüm yolunu bizimle paylaşmaz.

İşte böyle bir durumda, aynı sorunu yaşadığımızda aynı kişiye tekrar başvurmak zorunda kalırız. Oysa o kişi, bize sorunun nasıl çözüleceğini anlatıp, sorunumuzu kendi başımıza çözmemizi sağlamış olsaydı, bundan sonraki benzer sorunlarımızı kendimiz çözebilecektir. Bu nedenle, insanlar bizim sorunlarımızı çözmek yerine, sorunumuzun nasıl çözüleceğini bize anlatıp öğretmelidir. İşte o zaman, tam anlamı ile faydalı bir iş yapılmış olur. Kim bilir belki de günün birinde artık size balık veren bir insan bulamayabilirsiniz. Bu yüzden balık tutmayı siz öğrenmelisiniz. Sizden sonra yetişen nesillere de balık tutmayı öğretmelisiniz.

Sonuç: “Bana balık verme, balık tutmayı öğret” sözü, bireylerin bağımsız bir şekilde bilgi edinmelerinin ve sorunları çözme becerisi kazanmalarının önemini vurgular. Geçici çözümler yerine kalıcı bilgi ve beceriler öğrenmek, uzun vadede bireylerin kendi ayakları üzerinde durabilmesini sağlar. Bir insan, başkalarının yardımına bağımlı kalmak yerine kendisine gerekli bilgiyi ve beceriyi kazandırdığında, daha güçlü ve bağımsız bir birey olur. Bu anlayış, hem kişisel gelişim hem de toplumsal katkı açısından büyük bir öneme sahiptir. Kısacası, başkalarından sadece geçici yardımlar almak yerine, kendimize balık tutmayı öğretmek, hem kendimiz hem de çevremiz için en değerli yatırımdır.

Yorum yapın

madridbet madridbet giriş madridbet güncel giriş