Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar
Bir toplumda sosyal adaletsizlik varsa; bir kesim, zenginlik içinde yaşıyor, başka bir kesim de yoksulluk ve sefalet ile boğuşuyorsa ortaya çatışmalar ve isyanlar çıkar. İşin boyutu o kadar çok büyür ki büyük savaşlara bile meydan vererek, büyük yıkımlara sebep olur.
Tarihteki isyanların çoğuna bakıldığında yoksulluk ve baskı altında kalan toplulukların bir zamandan sonra isyan ettiği, çatışma çıkardığı görülmektedir. İnsanlar birlikte yaşadığı sürece insandır. Büyük balığın küçük balığı yuttuğu, zenginin fakiri ezdiği bir toplumun iflah olması, refah ve huzur içinde yaşaması çok zordur. Geçici dünyada hiç kimse diğer dünyaya kendisi ile birlikte küçücük bir çivi bile götüremeyecektir. Hal böyle iken bazı insanların doyumsuzluğu, açgözlülüğü, zalimliği akıl erdirilecek gibi değildir. Allah bizlere paylaşmayı, yoksula, yetime, yolda kalmışa yardım etmeyi, onları kollayıp gözetmeyi emretmiştir. Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed ”Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir.” diyerek paylaşmanın, yardım etmenin önemini bir kez daha vurgulamıştır.
Tüm imkanlarını Muhacirler için seferber eden Ensar bize hiç mi örnek olmuyor? Kendisi ve çocukları açlık içinde iken elindeki bir lokma ekmeği misafirine ikram eden sahabe bizi hiç mi etkilemiyor? Yemedikleri anlaşılmasın da sadece misafiri yesin diye odanın ışığını kapattıran muhterem zat, bizim için hiç mi anlam ifade etmiyor. İnsansak, insan gibi geçinmeye çalışıyorsak, insan gibi paylaşmayı da öğrenmemiz gerek. İş sadece ibadet ile, şu camide, bu mescitte görünmekle; şu hayır kurumuna, bu vakfa kameralar önünde bağış yapmakla sonlanmıyor. İçinde azıcık vicdan taşıyan insan, komşusunu, akrabasını, vatandaşını da düşünmeli, onun acısına ortak olmalı veya gidermeye çalışmalıdır. Afrikada çocuklar açlıktan ölürken, bizlerin mükellef sofralarda israfta bulunmamız, affedilecek bir şey değildir. Tüm bunların hesabı, diğer dünyada en ağır şekilde sorulacaktır. İnanıyorum ki Tanrı namazımızdan, orucumuzdan, hacımızdan çok diğer insanlara karşı nasıl davrandığımızın hesabını soracaktır. Allah kimseyi sefalet içinde bırakmasın, açlıkla imtihan etmesin ve namerde muhtaç etmesin.
Biri Yer Biri Bakar, Kıyamet Ondan Kopar Kompozisyon
Giriş: Sosyal adaletsizlik, toplumlarda huzursuzluk ve çatışma yaratır. Bir kesimin zenginlik içinde yaşarken diğerlerinin yoksulluk ve sefaletle mücadele etmesi, büyük problemlere ve toplumsal çalkantılara neden olabilir. Tarih boyunca, ekonomik ve sosyal eşitsizlikler çoğu zaman isyanlara ve büyük savaşlara yol açmıştır. Bu durum, toplumların refahını ve huzurunu tehdit eden bir gerçektir.
Gelişme: İnsanlık tarihi, adaletsizliğin ve sosyal eşitsizliğin yıkıcı etkilerini gösteren örneklerle doludur. Büyük balıkların küçük balıkları yutması, zenginlerin fakirleri ezmesi gibi adaletsiz yapıların olduğu toplumlarda, huzur ve refahın sağlanması oldukça zordur. İnsanlar, bu dünyada sahip olduklarıyla yetinmeyip, öteki dünyaya hiçbir şey götüremeyeceklerini unutarak doyumsuzluk ve açgözlülük içinde yaşarlar. Allah, bizlere paylaşmayı, yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi emretmiştir. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed, “Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir” diyerek paylaşmanın ve yardım etmenin önemini vurgulamıştır.
Ensar ve Muhacirler arasındaki dayanışma örneği, bizler için önemli bir ders niteliğindedir. Ensar’ın, açlık içinde olmasına rağmen misafirlerine yiyecek ikram etmesi ve sadece misafirin yediği anlaşılmasın diye odanın ışığını kapattırması, gerçek paylaşım ve fedakarlığın simgeleridir. İslam’da paylaşım ve yardım, yalnızca ibadetlerle sınırlı kalmamalıdır; bu, günlük yaşamda da görünmelidir. Vicdan sahibi bir insan, komşusunun, akrabasının ve diğer vatandaşların acılarına ortak olmalı ve bu acıları hafifletmek için çaba göstermelidir.
Özellikle, dünya genelinde açlıktan ölen çocuklar varken, bizlerin mükellef sofralarda israf yapması, toplumsal bir suçtur. Bu durumun hesabı, ahirette en ağır şekilde sorulacaktır. Tanrı, ibadetlerimizin yanı sıra, başkalarına karşı olan tutumumuzu ve davranışlarımızı da değerlendirecektir. Allah, kimseyi sefalet içinde bırakmasın ve bizleri namerde muhtaç etmesin.
Sonuç: Sosyal adaletsizlik ve eşitsizlik, toplumsal huzuru ve barışı tehdit eden büyük sorunlardır. İnsanın bu dünyada sahip olduklarıyla yetinip, paylaşmayı ve yardımlaşmayı öğrenmesi, sadece bireysel değil toplumsal bir sorumluluktur. Önemli olan, içten ve samimi bir şekilde başkalarının acılarına ortak olmak ve bu acıları hafifletmek için elden geleni yapmaktır. Sosyal adaletin sağlanması, sadece bireylerin değil, tüm toplumların refahını ve huzurunu garanti altına alır.