Bıçak Yarası Geçer Dil Yarası Geçmez Kompozisyon

Bıçak yarası geçer dil yarası geçmez 

Kötü ve kırıcı sözlerimizle kırdığımız, üzdüğümüz insanlar, onu asla unutmazlar. Ne kadar özür dilesek, durumu ne kadar düzeltmeye çalışsak ve görünüşte affedilsek bile, onların yaşadığı o üzüntü kalplerinde yaşamaya devam edecektir.

Vücuda verilen zararlar, yaralar bir zaman sonra tamamen iyileşir ve unutulur. Bu tür zararlar insanın yüreğine zarar vermez. Fakat yaptığımız kötülükler, söylediğimiz kırıcı sözlerin tesir ettiği ilk yer kalbimizdir. Bu tür sözler kalbimizde derin yaralar açar ve o yaraların iyileşmesi artık imkansızdır. İnsanın başına ne gelirse dilinden gelirmiş. Bülbülün başına gelen de dilinden gelirmiş. Dilini tutamayanlar, olduk olmadık yerde, olduk olmadık insanlara karşı sarf edilen kötü sözler, büyük ruhsal yıkımlara sebep olabilir. Allah bize dili konuşmamız için, aklı ise düşünmemiz için vermiştir. Akıl olmadan dili etkili kullanmak mümkün değildir. Dil, sadece sözcükleri çıkarma yetisine sahiptir. Akıl ise, hangi sözcüklerin söylenmesi gerektiğine karar verir. Akıl kullanılmadan, düşünülmeden söylenen sözler, etrafa rastgele atılmış kurşunlar gibidir. Değdiği yeri ne şekilde zedeleyeceği malumdur. Oysa düşünerek söylediğimiz sözlerin insanlara zarar vermesi mümkün değildir.

Dilini tutan kişi birçok beladan da uzak olur. İnsanlar tarafından nefret edilen biri olmaz. Bu nedenle toplum içinde düşünmeden konuşmamalı, insanlara zarar verecek, onları üzecek sözler söylememeliyiz.


Bıçak Yarası Geçer, Dil Yarası Geçmez Kompozisyon

Giriş: “Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez” atasözü, fiziksel yaraların zamanla iyileşebileceğini ancak sözlerle verilen yaraların kalıcı etkiler bırakabileceğini ifade eder. Bu atasözü, sözel şiddetin ruhsal yaraların daha derin olduğunu ve iyileşmesinin çok daha zor olduğunu vurgular.

Gelişme: Fiziksel yaralar, zamanla tedavi edilip iyileşebilir. Örneğin, bıçak yaraları uygun tıbbi müdahale ve bakım ile kapanabilir ve iz bırakmadan iyileşebilir. Ancak, sözlerle verilen yaralar, ruhsal ve duygusal etkileri nedeniyle çok daha derin ve kalıcı olabilir. Bir insanın kalbini kırmak, ona kötü ve kırıcı sözler söylemek, onun üzerinde uzun süre etkili olabilir. Bu tür sözler, kişinin iç dünyasında derin izler bırakır ve bu izlerin iyileşmesi zaman alır.

Sözlerin, kişilerin kalplerinde açtığı yaralar, fiziksel yaralardan çok daha kalıcıdır. İnsanlar, söylenen kötü sözleri kolayca unutmazlar. Bir kişi ne kadar özür dilerse, durumu düzeltmeye çalışsa da, bu sözlerin yarattığı üzüntü ve kalpteki izler zamanla geçmeyebilir. Sözlerin yarattığı tahribat, kişinin ruhsal sağlığını uzun süre etkileyebilir ve bu tür yaraların iyileşmesi, bir insanın yaşamı boyunca devam edebilir.

Dil, düşünülmeden kullanıldığında, rastgele atılmış kurşunlar gibi etkili olabilir ve bu da büyük ruhsal yıkımlara yol açabilir. Akıl, dilin doğru ve etkili kullanılmasını sağlar. Akıl olmadan söylenen sözler, düşüncesizce ve rastgele ortaya çıkar ve etrafa zarar verebilir. Bu nedenle, düşünerek konuşmak ve sözcüklerin seçimine dikkat etmek önemlidir. Dilini kontrol eden kişiler, toplumsal ilişkilerde daha az problem yaşar ve daha saygı gören bireyler olurlar.

Sonuç: “Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez” atasözü, fiziksel yaraların zamanla iyileşebilirken, sözel yaraların kalıcı etkiler bırakabileceğini vurgular. Sözlerin gücü, insanların kalbinde derin yaralar açabilir ve bu yaraların iyileşmesi zor olabilir. Bu nedenle, toplum içinde düşünmeden konuşmaktan kaçınmalı, insanlara zarar verebilecek sözlerden kaçınarak, empati ve anlayışla yaklaşmalıyız. Akıl ve düşünce, dilin etkili kullanılmasını sağlar ve insan ilişkilerinde huzur ve uyumu destekler.

Yorum yapın

meritking meritking giriş madridbet madridbet giriş madridbet güncel giriş