Zulüm İle Abad Olanın Ahiri Berbad Olur Atasözünün Anlamı
İnsanlara kötülük eden, zalimce davranan kişiler, sonunda mutlaka yaptıklarının cezasını çeker ve kötü bir sona ulaşır. Zulüm, ne bu dünyada ne de ahirette karşılıksız kalmaz.
Zulüm İle Abad Olanın Ahiri Berbad Olur
Bu sözün günümüzdeki hali ”Keser döner, sap döner; gün gelir, hesap döner.”dir. İnsanlara kötülük edenler bunu ededursunlar, elbet onların da zulüm göreceği, berbat bir hale gireceği gün gelecektir.
Yaptığı kötülük yanına kar kalmış, unutulmuş tek bir insan bile yoktur. Hesap bu dünyada görülmese bile diğer dünyada mutlaka görülecek ve herkes hak ettiği cezayı bulacaktır. Kötülük eden karşılığında muhakkak kötülük görür. Bunu ve ahireti bilmek, her şeyin hesabının görüleceği günün farkında olmak, az da olsa insanları zulümden uzaklaştırmalıdır.
İnsanlara yapmadığı zulüm kalmayan nice kişilerin bu dünya da bile neler çektiklerini görüyoruz. Gençliğinde insanları ezenler; daha yaşlanmadan bile o kadar kötü durumlara düşüyorlar ki insanlar ”Müstahaktı” demekten kendini alamıyor.
Zulüm İle Abad Olanın Ahiri Berbad Olur Kompozisyon
Anlam: “Zulüm ile abad olanın ahiri berbad olur” atasözü, zulüm ve adaletsizlik yoluyla elde edilen başarı ve zenginliğin kalıcı olmadığını ve sonunda kötü sonuçlar doğuracağını ifade eder. Bu söz, bir kişinin kötü niyetli eylemlerinin zamanla kendisine döneceğini ve bu kişinin kötü bir sonla karşılaşacağını belirtir.
Gelişme: Atasözündeki “zulüm” terimi, başkalarına haksızlık, eziyet ve adaletsizlik yapmayı ifade ederken; “abad olmak” ise başarılı ve zengin bir yaşam sürmek anlamına gelir. Zulüm ve haksızlıkla elde edilen başarı, uzun vadede bu kişiye dönüş yapar ve kişinin yaşamında olumsuz sonuçlar doğurur. Bu anlamda, “Keser döner, sap döner; gün gelir, hesap döner” şeklinde modern bir karşılığı vardır. Yani zulüm eden kişi, bir gün yaptığı kötülüğün karşılığını mutlaka görecektir.
Zulümle elde edilen başarılar ve zenginlikler, geçici ve sığdır. Bu tür başarılar, çoğunlukla başkalarına zarar vermek yoluyla elde edilir ve bu nedenle kalıcı olmayabilir. İnsanlar, başkalarına zarar vererek, onları ezerek veya haksız yere avantaj sağlayarak bir noktada başarılı olabilirler, ancak bu tür başarılar genellikle kısa süreli ve geçicidir. Zulmün getirdiği zararlar ve olumsuzluklar, eninde sonunda kişinin karşısına çıkar.
Örnek vermek gerekirse, tarihte ve günümüzde zulüm ve adaletsizlik yaparak başarılı olan birçok kişinin, zamanla kendi yaptıklarının bedelini ödediğini görmekteyiz. Gençliğinde başkalarına eziyet eden veya haksızlık yapan insanlar, yaşlılıklarında genellikle zorluklar çeker veya yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşirler. Bu tür durumlarda, toplumun genelinde “müstahak” gibi yorumlar ortaya çıkar; yani kişi, yaptıklarının karşılığını bulur.
Bu atasözü, adaletin ve doğru olanın her zaman üstün geleceğini ve kötü niyetli eylemlerin, bir gün mutlaka hesabının sorulacağını vurgular. Zulüm ve adaletsizlikten uzak durmak, insanları bu tür olumsuz sonuçlardan korur ve doğru yolda ilerlemek, hem bu dünyada hem de ahirette daha huzurlu ve tatmin edici bir yaşam sağlar.
Sonuç: “Zulüm ile abad olanın ahiri berbad olur” atasözü, zulüm ve adaletsizlik yoluyla elde edilen başarıların geçici olduğunu ve kötü sonuçlar doğuracağını ifade eder. Kötülük ve haksızlık yapmanın, nihayetinde kişiyi olumsuz bir sonla karşı karşıya bırakacağı gerçeğini ortaya koyar. Bu nedenle, adaletli ve doğru bir yaşam sürmek, uzun vadede daha tatmin edici ve huzurlu sonuçlar doğurur. Zulümden uzak durmak ve adaletli davranmak, hem bireyler hem de toplum için daha sağlıklı ve olumlu bir gelecek sağlar.