Yazın Gölge Hoş Kışın Çuval Boş
Yazın sıcağında çalışmayı, terlemeyi, ürün yetiştirmeyi göze alamayanlar; kış geldiğinde açlık sıkıntısı çeker, başkalarına muhtaç duruma düşerler. Kişi varlık sahibi olmak istiyorsa; onun bedelini de ödemeli ve emek vermelidir. Allah, nimetlerini çalışmayana değil, çalışana gönderir; böylece onun alın terinin karşılığını vermiş olur.
Dinimizde çalışmak ibadet derecesinde görülmüştür. Her insanın hem kendisi, hem ailesi hem de milleti, devleti için çalışması gerekir. Tembelliğe alışmış toplumlar geride kalır ve sefaletle boğuşurlar. Her güzelliğin bir bedeli vardır. Güzellikler isteyen kişinin bunun bedelini de ödemesi gerekir. Gelecekte yiyecek kaygısı taşımak istemeyenler, bugünlerini çalışarak, emek vererek geçirmeli; ileride nemalanacakları yiyeceğin bedelini bu şekilde ödemesi gerekir. Bazı insanlara çalışmak zor gelir. Örneğin yaz sıcağında bostan çapalamaktansa serin bir gölgede yatmayı yeğlerler. O an için mutlu olmaları mümkündür. Ancak bu insanlar böyle davranarak tüm kışlarını tehlike altına sokmuş olur. Zira o sıcak günlerde kurutmalıklarını yapmayanlar, kışın yiyecek bir şeyler bulamazlar. Yazın çuvalı doldurmak gerekir ki kışın çuval boş olmasın.
Bazen hayatımız boyunca güzel bir yaşam sürdürmek için bir yıl emek vermek yeterli gelir. Örneğin lise son sınıfta okumakta olan veya yeni mezun olmuş olan bir öğrenci bir yılını sıkı ve verimli çalışmakla geçirse, muhtemelen istediği üniversite bölümünü kazanacak ve gelecekte güzel bir meslek ve kazanç sahibi olarak ailesine her türlü maddi olanağı sunma fırsatına sahip olacaktır. Ancak bir yıl sefa sürmek bazen bir ömrün cefa ile geçmesine de sebep olur.
Yazın Gölge Hoş Kışın Çuval Boş Atasözünün Anlamı
Çalışmadan ve emek vermeden rahat yaşamak, gelecekte sıkıntı yaratır. Kişi, iyi bir yaşam için şimdiden çaba sarf etmeli, yoksa ilerleyen zamanlarda ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanır.
Yazın Gölge Hoş, Kışın Çuval Boş Kompozisyon
Giriş: “Yazın gölge hoş, kışın çuval boş” atasözü, emek vermenin ve çalışmanın önemini vurgulayan bir özdeyiştir. Bu söz, bir kişinin gelecekteki refahını sağlamak için bugünden çalışarak hazırlık yapması gerektiğini ifade eder. Yazın rahatlıkla geçirmek, kışın zor zamanlarla karşılaşmak anlamına gelebilir. Bu nedenle, emek vermeden rahat yaşamayı tercih edenler, ileride büyük sıkıntılarla karşılaşabilirler.
Gelişme: Çalışmanın ve emek vermenin önemi, hayatın çeşitli alanlarında kendini gösterir. Yazın sıcağında ter dökmek, ürün yetiştirmek ve zorlu koşullarla başa çıkmak, gelecekteki refahın temelini oluşturur. Çalışmadan elde edilen sonuçlar, genellikle geçici ve yetersiz olurken, emek verilerek kazanılan başarılar kalıcı ve tatmin edici olur.
Örneğin, bir çiftçinin yazın bostanını çapalamak yerine serin bir gölgede yatmayı seçmesi, o an için rahatlatıcı olabilir. Ancak, bu tembellik kışın yiyecek bulma sorununa neden olabilir. Yazın çalışarak ürünlerini kurutmuş ve saklamış bir çiftçi, kışın bu ürünlerden faydalanabilirken, çalışmayan bir çiftçi kışın açlık çekebilir. Bu durum, emek vermenin ve hazırlık yapmanın ne kadar önemli olduğunu gösterir.
Dinimizde de çalışmak ibadet olarak kabul edilir. Her bireyin kendisi, ailesi, milleti ve devleti için çalışması gerektiği vurgulanır. Tembellik ve sorumluluk eksikliği, toplumları geri bırakır ve sefaletle sonuçlanır. Bu nedenle, insanların yaşamlarını sürdürebilmesi ve gelecekte rahat bir yaşam sürebilmesi için bugünden emek vermesi gerekir. Çalışmadan sadece rahatlık ve keyif arayanlar, genellikle uzun vadede zorluklar yaşarlar.
Bir öğrencinin, lise son sınıfta ya da üniversiteye hazırlık döneminde sıkı çalışması, gelecekte başarılı bir kariyerin kapılarını açabilir. Bu yoğun çalışma dönemi, belki de sadece bir yıl sürecek, ancak bu bir yılın emeği, yıllar sürecek başarı ve refah sağlayabilir. Aynı şekilde, hayat boyunca rahatlık ve tembellik peşinde koşmak, bir ömrün zorluklarla geçmesine neden olabilir.
Sonuç: “Yazın gölge hoş, kışın çuval boş” atasözü, emek vermenin ve hazırlıklı olmanın önemini vurgular. Bir kişinin gelecekteki refahı için bugünden çalışması ve hazırlık yapması gerekir. Çalışmadan elde edilen rahatlık, genellikle geçici ve yetersiz olurken, emek verilerek elde edilen başarılar kalıcı ve tatmin edici olur. Her şeyin bir bedeli vardır ve bu bedeli ödemek, kişinin gelecekte karşılaşacağı zorlukları en aza indirir. Bu nedenle, çalışmak ve emek vermek, hem kişisel hem de toplumsal açıdan büyük önem taşır.