Yalnız Yaptıklarımızdan Değil Yapmadıklarımızdan Da Sorumluyuz
Kişiden sadece yaptığı güzelliklerin veya yanlışların hesabı sorulmaz. Elinde imkan olduğu halde yapmadığı güzelliklerin de hesabı sorulur.
Örneğin namaz kılan; ancak insanlara yapılan zulümlere sesini çıkarmayanlardan sorulacak hesap sadece namaz değildir. Allah elbette ki ”Namaz kıldın; ama neden zulme boyun eğdin, neden zalime karşı durmadın?” diyerek de hesap soracaktır.
Bu yüzden her insan her konuda üzerine düşeni yapmalıdır.
Yalnız Yaptıklarımızdan Değil Yapmadıklarımızdan Da Sorumluyuz Kompozisyonu
Giriş: “Yalnız yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz” atasözü, bireylerin sadece eylemleriyle değil, aynı zamanda hareketsizlikleriyle de hesap vereceklerini ifade eder. Bu söz, bireylerin toplumsal sorumlulukları ve üzerlerine düşen görevler konusunda uyanık olmalarını vurgular. Gerçek sorumluluk, sadece yapılan işler değil, aynı zamanda yapılması gereken ancak yapılmayan işler konusunda da yükümlülük taşır.
Gelişme: Bir insanın sadece yaptığı eylemler değil, aynı zamanda yapmadığı veya yapmayı ihmal ettiği işler de hesap verilecek konulardandır. Elinde imkan olan bir kişinin, bu imkanları kullanarak toplumsal fayda sağlaması beklenir. Yapılmayan iyilikler, göz ardı edilen haksızlıklar, duyarsızlıkla geçiştirilen zulümler de bireyin sorumluluğundadır.
Örneğin, bir kişi namaz kılabilir, ibadetlerini yerine getirebilir; ancak çevresindeki haksızlıklar ve zulümler karşısında sessiz kalırsa, bu kişinin sorumluluğu sadece ibadetleriyle sınırlı değildir. Allah, bu kişinin sadece ibadetini değil, aynı zamanda çevresindeki adaletsizliklere karşı duruşunu da sorgular. “Namaz kıldın; peki, neden zulme karşı sessiz kaldın?” sorusu, yapılması gereken iyiliklerin ve adaletin önemini vurgular.
Bu bağlamda, bireylerin toplumsal ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirmeleri, hem yaptıkları hem de yapmadıkları eylemlerle ilgili hesap verecekleri anlamına gelir. Her insan, elindeki imkanları kullanarak etrafındaki haksızlıkları gidermeli, ihtiyaç sahiplerine yardım etmeli ve adaletin sağlanması için çaba göstermelidir. Yapılan iyilikler kadar, yapılması gereken iyiliklerin de önemi büyüktür.
Sonuç: “Yalnız yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz” anlayışı, bireylerin hem eylemlerinin hem de hareketsizliklerinin hesap vereceğini ifade eder. Gerçek sorumluluk, sadece aktif olarak yapılan işlerle değil, aynı zamanda yapılması gereken, fakat yapılmayan iyiliklerle de ilgilidir. Toplumda adaletin sağlanması, ihtiyaç sahiplerinin desteklenmesi ve zulme karşı durulması gibi konular, bireylerin sorumlulukları arasındadır. Bu anlayışla, her birey üzerindeki sorumluluğun bilincinde olmalı ve hem eylemleriyle hem de yapmadığı işler nedeniyle hesap vermeye hazır olmalıdır.