Tabancanın Dolusu Bir Kişiyi Korkutur Boşu Kırk Kişiyi
İnsanlar, sahip olduğu gücü eyleme geçirip gerçekleştirerek bir kişiye zarar verebilirler. Ancak o gücü dışa vurmayıp da tehdit unsuru olarak kullananlar birçok kişiye zarar verebilirler. Gücünü ortaya koyan, herkese belli eden kişinin ne kadar güçlü olduğu anlaşılır. Dolayısı ile ona karşı gelecek olanlar da o gücün üstünde bir güce sahip olmak için çalışır ve bunu başararak ona zarar verebilirler. Oysa tehlikeli olduğu sezilen; fakat tehlikesinin boyutu kesin olarak bilinmeyen şeyler veya kişilerden daha fazla korkulur çekinilir.
Normalde bir kedi bir tavşandan çok daha güçlü, çok daha yırtıcıdır. Hayatı boyunca hiç tavşan görmemiş bir kedinin yanına, hiç kedi görmemiş bir tavşan getirirseniz şaşırır kalırsınız. Çünkü ne kedi tavşanın, ne de tavşan kedinin gücünü biliyordur. İkisi de belki birbirine diklenir. Ancak en çok diklenen tavşan olursa ve tavşan saldırıda bulunmazsa yüksek ihtimalle kedi ondan kaçacaktır. Çünkü tavşanın ne derece tehlikeli ve güçlü olduğunu kedi bilemez. Fakat tavşan kendisine fazla güvenir ve kediye doğru hamle yaparsa, kedi onun aslında o kadar da yırtıcı olmadığını öğrenecek ve belki de tavşanı canından edecektir.
Bu yüzden özellikle güçlülerin çok bulunduğu ortamlarda, güçsüzlüğümüzü ortaya koymak yerine onu saklarsak, kendisinden daha fazla korkulan, çekinilen kişi olabiliriz. Zira birisi bizimle dalaştığında ona ne kadar zarar verip veremeyeceğimizi bilmeyecek, büyük zarar görme korkusuyla bundan çekinecektir.
Tabancanın Dolusu Bir Kişiyi Korkutur Boşu Kırk Kişiyi Kompozisyon
Giriş: Bu atasözü, bir kişinin gücünü aktif olarak kullanarak yalnızca bir kişiye etkide bulunabileceğini, ancak bu gücü yalnızca bir tehdit unsuru olarak bıraktığında çok daha geniş bir kitleyi korkutabileceğini ifade eder. Kısaca, gücünü göstermemek ya da kullanmamak, çevredeki birçok kişiyi korkutabilir ve bu kişiler bu gücün gerçek boyutunu bilmediği için daha temkinli olabilirler.
Gelişme: Gücünü aktif olarak kullanan bir kişi, bu gücü yalnızca belirli bir hedefe yönlendirebilir ve bu hedefi etkileyebilir. Örneğin, bir tabancanın dolusu yalnızca bir kişiyi vurabilir. Bu kişi hedef alındığında ve tabanca kullanıldığında, bu silahın gücünü doğrudan deneyimlemiş olur. Diğer insanlar bu gücün boyutunu gördüğünde, tehlike karşısında daha tedbirli olabilirler. Bu durumda, tabanca boşa atılmışsa, bu durumdan sadece bir kişinin korkması muhtemeldir, çünkü dolu tabancanın gerçek tehlikesini herkes bilir.
Öte yandan, eğer tabanca boşsa, bu durumda tabancanın tehlikesi hakkında kesin bir bilgi bulunmaz. İnsanlar, bu tabancanın boş olup olmadığını ya da ne zaman dolu olabileceğini bilemezler. Bu belirsizlik, dolu bir tabancanın verebileceği zarardan daha fazla korku yaratabilir. Dolayısıyla, tehlikeli olabileceği düşünülen ama gücünü aktif olarak göstermeyen bir kişi, çevresindekilere daha fazla korku verebilir.
Bu durumun günlük yaşamda bir karşılığı olabilir. Bir kişi sahip olduğu gücü, yetenekleri veya potansiyeli ile ilgili tehditler savuruyorsa ve bunu aktif olarak göstermiyorsa, çevresindekiler bu kişinin ne kadar tehlikeli olabileceğinden emin olamaz. Dolayısıyla, daha fazla çekinirler ve bu kişinin gerçek potansiyelinden korkarlar.
Sonuç: “Tabancanın dolusu bir kişiyi korkutur boşu kırk kişiyi” atasözü, gücün aktif olarak kullanılmasının yalnızca belirli bir hedefe etki edebileceğini, ancak gücün tehdit unsuru olarak kullanılmasının geniş bir kitleyi korkutabileceğini anlatır. Bu durum, gücün ve tehlikenin belirsizliğinin bazen daha büyük bir korku yarattığını ve bu nedenle kişilerarası ilişkilerde gücü nasıl kullanmamız gerektiğini anlatan önemli bir ders sunar.