Olmaz Olmaz Deme
Bu hayatta olmayacak şey yoktur. En ummadığımız şey bile bir anda oluverir. Kişi, hiçbir şey için kesin konuşmamalı; denemediği, görmediği bir şey için ”olmaz” dememelidir. Hayatta imkansız olarak gördüğümüz o kadar çok şeyle karşılaşıyoruz ki ”bu imkansız bir şey” dediğimiz halde, o şey gerçekleşebiliyor.
İnsan, her şeye hazırlıklı olmalı ve hiçbir şeyden emin olmamalı. Titanic gemisinin hikayesini neredeyse herkes bilir. Bu gemi o kadar büyük, o kadar sağlamdır ki sahibi onun asla batmayacağını düşünür ve buna ihtimal bile vermez. Ancak o kocaman ve batmaz sanılan gemi bir buz dağına çarparak batar ve nice canların boğulmasına sebep olur.
Olmaz Olmaz Deme Olmaz Olmaz Kompozisyon
Giriş: “Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz” atasözü, hayatın belirsizliği ve sürprizlerle dolu doğasına işaret eder. Bu deyim, hayatta hiçbir şeyin kesin olmadığını ve en ummadığımız olayların bile gerçekleşebileceğini anlatır. İnsanın, mümkün olmayan veya imkansız olarak gördüğü şeylere karşı her zaman açık fikirli ve hazırlıklı olması gerektiğini vurgular.
Gelişme: Hayatın sürprizlerle dolu olduğu gerçeği, bizi her an beklenmedik olaylarla karşı karşıya bırakabilir. Kişinin, “olmaz” dediği birçok şeyin gerçekte mümkün olduğunu ve gerçekleşebileceğini kabul etmesi gerekir. Örneğin, tarih boyunca bilim ve teknoloji alanında pek çok “imkansız” olarak nitelendirilen buluş ve keşifler yapılmıştır. İnsanlar bir zamanlar uzaya seyahat etmenin imkansız olduğunu düşünürken, bugün bu konuda büyük adımlar atılmış ve uzay yolculuğu rutin hale gelmiştir.
Bu atasözünün bir diğer önemli boyutu da, insanların kesin yargılardan kaçınmaları gerektiğidir. Bir olayın ya da durumun “imkansız” olduğunu düşünmek, bazen kişinin kendi gelişiminin veya başarılarının önüne geçmesine neden olabilir. Örneğin, bir girişimcinin iş fikri çevresindekiler tarafından “olmaz” olarak değerlendirildiğinde, bu fikir genellikle daha büyük bir başarının anahtarı olabilir. Tarihte pek çok başarılı girişimci ve sanatçı, başlangıçta büyük eleştiriler almış fakat sonunda bu eleştirileri geçerek başarıya ulaşmıştır.
Titanic gemisinin trajik hikayesi, “olmaz” düşüncesinin en çarpıcı örneklerinden biridir. Titanic, dönemin en büyük ve en lüks gemisi olarak tasarlandı ve “batmaz” olarak tanıtıldı. Ancak, bu dev gemi bir buz dağına çarptı ve batma gibi beklenmedik bir olay yaşandı. Bu olay, hayatta hiçbir şeyin kesin olmadığını ve her şeyin olabilirliğine açık olmak gerektiğini gösterir.
Bu tür olaylar, insanlara şunu öğretir: Hayatın belirsizliklerini ve sürprizlerini kabul etmek, kişisel ve profesyonel olarak daha hazırlıklı ve esnek olmamıza yardımcı olabilir. “Olmaz olmaz deme” yaklaşımı, kişilerin imkansız görünen hedeflere ulaşmalarında, yenilikler keşfetmelerinde ve olumsuzluklarla başa çıkmalarında önemli bir motivasyon kaynağıdır.
Sonuç: “Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz” atasözü, hayatın belirsizliklerine ve sürprizlerine açık olmanın önemini vurgular. Kesin yargılardan kaçınmak ve her türlü olasılığı göz önünde bulundurmak, kişisel gelişim ve başarı açısından kritik bir yaklaşımı temsil eder. Hayatta, imkansız görünen şeyler bile gerçekleşebilir ve bu nedenle insan her zaman esnek, hazırlıklı ve açık fikirli olmalıdır.