Küçüklerimize Merhamet Etmeyen Büyüklerimize Saygı Göstermeyen Bizden Değildir
Merhamet, her insanda bulunması gereken önemli duygulardan birisidir. İçinde merhamet, şefkat duygusu bulunmayan kişinin gerçek bir Müslüman olması mümkün değildir. Hele ki bir Müslüman çocuklara karşı son derece merhametli olmalı; büyüklerine karşı da saygılı olmalıdır.
Dünyanın günümüzdeki hali maalesef içler acısı. Dünyanın dört bir yanında çocuk ölümleri artmış durumda. İnsanlar ve devletler küçücük menfaatleri için acımadan en küçük çocukları bebekleri bile katlediyorlar. Her taraf öksüz ve yetim kalmış çocuklarla dolu. Hayatı yaşamak varken, dünyayı daha tanımadan öldürülmeleri dayanılacak bir acı değil. İnsan bunu anlamak için biraz empati kurmalıdır. Kendi çocuğumuzun kılına zarar geldiğini düşünmek bile içimizi ürpertir. Yahut herhangi bir sebeple öldüğümüzde geride kalan çocuğumuzun neler yaşayacağını, neler hissedeceğini düşünmek bile yeterlidir. Çocuklara merhamet etmeyen, onları sevmeyen, korumayan değil Müslüman, insan bile olamaz. Merhametten yoksun insanlar hayvan gibidirler ki bazen hayvanlarda bile merhamet emareleri görülürken; bazı insanlarda bu duygunun izine bile rastlanmaz.
Bizim hem gelenek ve göreneklerimizde hem de dini inancımızda büyüklere saygı göstermek çok önemsenen bir durumdur. Yarın yaşlandığımızda bizler de saygı görmek istiyorsak, bugün de bizlerin büyüklere saygı göstermemiz gerekir.
Küçüklerimize Merhamet Etmeyen, Büyüklerimize Saygı Göstermeyen Bizden Değildir Kompozisyon
Giriş: “Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir” ifadesi, hem bireysel hem de toplumsal değerlerin önemine işaret eder. Bu prensip, merhamet ve saygının, insanlık ve toplumsal uyum açısından ne kadar elzem olduğunu vurgular. Merhamet, şefkat ve saygı, hem dini hem de insani değerlerin temel taşlarındandır.
Gelişme: Merhamet, insanın sahip olması gereken en önemli duygulardan biridir. İçinde merhamet ve şefkat bulunmayan kişilerin, gerçek bir insan olmaları ve toplumda olumlu bir rol oynamaları zordur. Özellikle çocuklara karşı merhametli olmak, onların güvenliğini ve mutluluğunu sağlamak, insanlık görevlerimizin başında gelir. Aynı şekilde, büyüklerimize karşı saygı göstermek de hem geleneklerimizde hem de dini inançlarımızda büyük bir öneme sahiptir.
Günümüz dünyasında çocuk ölümleri ve hak ihlalleri maalesef artış göstermektedir. İnsanlar ve devletler, küçük menfaatler uğruna çocukları bile hedef alarak büyük acılara neden olabiliyorlar. Çocuklar, yaşama şansı bulmadan, dünyayı tanımadan ölüme terk ediliyor. Bu durum, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde derin bir acı ve adaletsizliktir. Bir çocuğun kılığına zarar gelmesi, düşündüğümüzde bile içimizi ürpertir. Çocuklara merhamet etmeyen, onları korumayan ve sevmeyen kişiler, gerçek anlamda insanlık vasfını taşıyamazlar. Bu tür merhametsizlikler, hayvanlarda bile görülebilecek merhametten yoksunluk anlamına gelir.
Geleneklerimiz ve dini inançlarımız, büyüklere saygı göstermenin önemini vurgular. Yarın yaşlandığımızda bizlerin de saygı görmek istemesi, bugünden büyüklere saygı göstermemiz gerektiğini gösterir. Bu, toplumsal ahlak ve uyum açısından kritik bir değerdir.
Sonuç: “Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir” sözü, toplumsal değerlerimizin ve insani özelliklerimizin ne denli önemli olduğunu anlatır. Merhamet ve saygı, hem bireylerin hem de toplumların gelişmesi ve huzuru için vazgeçilmez niteliklerdir. Bu değerleri yaşamak ve yaşatmak, hem kişisel hem de toplumsal sorumluluğumuzdur. Merhamet ve saygıyı hayatımıza entegre etmek, hem insanlık hem de toplumsal uyum açısından büyük bir gerekliliktir.