Kazma Elin Kuyusunu Kazarlar Kuyunu
Bizler başkalarının kötülüğünü ister, başlarına tuzak kurmaya çalışırsak; o kötülüğü önce kendimiz yaşar, o tuzağa da ilk kendimiz düşeriz. Çünkü kuyusunu kazdığımız kişi de boş durmaz. Kendisine kötülük yapmaya çalışan bize, o da kötülük yapmaya çalışır. Kazdığımız kuyuya başkası bizi düşürmese bile Allah’ın adaleti tecelli eder ve bir bahane ile yine de düşeriz.
Zarar verdiğimiz insanların eli armut toplamaz. Bizler güçlü ve etkili olabiliriz. Bu özelliklerimize güvenerek insanları sıkıntıya sokmaya çalışabiliriz. Ancak karşımızdaki kişiler de boş duracak değildir. Hatta bazen bizden önce bile davranarak, o sıkıntıya önce bizim düşmemizi bile sağlayabiliriz.
Bu dünyada iyilik de karşılıklı kötülük de. Kötülük yapanlar, kendileri de o kötülüğü yaşamadıkça ölüp gitmezler. Başlarına o sıkıntı er ya da geç gelir.
Kazma Elin Kuyusunu Kazarlar Kuyunu Kompozisyon
Giriş: “Kazma elin kuyusunu kazarlar kuyunu” atasözü, başkalarına kötülük yapmaya çalışan kişilerin, benzer bir kötülüğün kendilerine de yöneltilme olasılığını ifade eder. Kötü niyetli davranışların ve tuzakların, genellikle kişiye geri döneceği ve Allah’ın adaletinin her zaman tecelli edeceği vurgulanır. Bu kompozisyonda, başkalarına kötülük yapmanın sonuçları ve iyilik ile kötülüğün karşılıklı doğası ele alınacaktır.
Gelişme: İnsanlar başkalarına kötülük yapmayı veya onlara zarar vermeyi düşündüklerinde, bu tür davranışların genellikle kendilerine de zarar vereceği unutulmamalıdır. Başkalarına tuzak kurmak, onları kötü duruma düşürmek ya da haksızlık yapmak, çoğu zaman kişinin kendisinin aynı duruma düşmesine neden olabilir. Bunun nedeni, başkalarının da bizim kötülüğümüzü istemesi ve karşılık olarak bize zarar vermeye çalışmasıdır.
Örneğin, bir iş yerinde rakiplerimize zarar vermeye yönelik hileler yapmak, zamanla kendi işimizi riske atmamıza neden olabilir. Başkalarına kötülük yapma çabamız, onların da bizim başarısız olmamız için çeşitli stratejiler geliştirmelerine yol açabilir. Aynı şekilde, kişisel ilişkilerde başkalarına kasıtlı olarak zarar vermek, bu kişilerin karşılık vermesine ve sonucunda bizim de zarara uğramamıza neden olabilir.
Kötülük yapma eğiliminde olan kişiler, başkalarına zarar vermek için çeşitli yollar arar ve bu durum genellikle kendilerine döner. Kötülük yapma çabaları, adaletin bir şekilde tecelli etmesine ve sonunda kendi başlarına gelmesine neden olabilir. Bir kişiye kötülük yapma çabası, onun da aynı kötülüğü bize yapmasına veya Allah’ın adaleti tarafından ceza almamıza yol açabilir. Bu nedenle, iyilik ve kötülüğün karşılıklı olduğunu ve her eylemin bir karşılığı olduğunu unutmamak gerekir.
Örneğin, bir kişiyi hedef alarak onun işini sabote etmeye çalışan birinin, aynı şekilde işinde sıkıntıya düşmesi ya da başka bir şekilde zarar görmesi olasıdır. Kötülük yapmak, genellikle adaletin tecelli etmesiyle geri döner ve kişi er ya da geç aynı sıkıntılarla karşılaşır.
Sonuç: “Kazma elin kuyusunu kazarlar kuyunu” atasözü, başkalarına kötülük yapmanın ve tuzak kurmanın sonuçlarının genellikle kişiye geri döneceğini ifade eder. Kötülük yapmanın, adaletin ve karşılıklılığın doğası gereği, kişinin kendisine de zarar verebileceği vurgulanır. Bu nedenle, başkalarına zarar vermektense, iyilik yapmak ve adil olmak her zaman daha değerlidir. Kötülük ve tuzaklar, adaletin gereği olarak kişiye geri döner ve bu, yaşamda daha iyi bir yol seçmenin önemini gösterir.