Hepiniz Milletvekili Olabilirsiniz, Bakan Olabilirsiniz… Hatta Cumhurbaşkanı Olabilirsiniz. Fakat Sanatkar Olamazsınız.
İnsanlar, belli bir çalışma ve emek neticesinde büyük yerlere gelebilir. Örneğin siyasete girmiş ve zekasını kullanarak ilerlemeyi başarmış bir kişi rahatlıkla milletvekili veya bakan olabilir; sanatçı olabilmesi için tüm bunlar gerekli olsa da yeterli değildir.
Sanat ruhu biraz da Allah tarafından verilmiş bir özelliktir. Bu özelliğe doğuştan sahip olmayan kişiler kaç kitap okusalar, kaç üniversite bitirseler de gerçek sanatı icra edemezler. Sanat, kişide doğuştan var olan ve içten gelen bir özelliktir.
Tüm bunları bilip, sanat ve sanatçıya büyük bir önem vermek gerekir. Sanatçıların önemi ile ilgili çok güzel bir Nazım Hikmet hikayesi vardır. Bilindiği gibi Nazım Hikmet RAN, en ünlü şairlerimizden birisidir. Hapiste olduğu bir gün Ankara’dan gelen bir müfettiş Nazım Hikmetin de orada yattığını öğrenir ve ”Çağırın da bir görüşeyim.” der. Hapishane müdürü Nazım Hikmet’i çağırtır. Nazım odaya girer. Müfettiş, müdürün koltuğuna kurulmuştur. Nazım içeriye girdiğinde yerinden bile kımıldamaz. Nazım, müfettişe bir soru sorar: ”Ömer Hayyam’ı bilir misiniz?” Müfettiş cevap verir. ”Tabi ki bilirim. O ünlü şairi kim tanımaz ki?” Nazım ikinci sorusunu da sorar. ”Peki, onun dönemindeki Adalet Bakanını tanır mısınız?” Müfettiş bir an duraksar ve ilgili bakanı hatırlamaz.
Nazım Hikmet işte burada darbesini vurur. ”Gördünüz mü, sanatçıyı hatırladınız ama adalet bakanını hatırlamadınız. Çünkü sanatçılar unutulmazdır. Gün gelecek herkes benden bahsedecek, adımı, şiirlerimi bilecek. ama sizi ve bakanınızı kimse hatırlamayacak.” der ve arkasına bakmadan koğuşuna geri döner.
Hepiniz Milletvekili Olabilirsiniz, Bakan Olabilirsiniz… Hatta Cumhurbaşkanı Olabilirsiniz. Fakat Sanatkar Olamazsınız
Giriş: İnsanlar çeşitli alanlarda başarılar elde edebilirler. Siyaset, iş dünyası, bilim gibi pek çok alanda yeteneklerini ve çabalarını ortaya koyarak yüksek mevkilere gelebilirler. Milletvekili olabilir, bakanlık yapabilir ve hatta Cumhurbaşkanı olabilirler. Ancak sanat, bu başarıların ötesinde, özel bir yetenek ve ruhsal derinlik gerektiren bir alandır. Sanatçılık, sadece eğitimle veya emekle elde edilebilecek bir yetenek değildir; aynı zamanda doğuştan gelen bir özelliktir.
Gelişme: Siyaset, iş dünyası ve diğer profesyonel alanlar, bireylerin yeteneklerini geliştirmeleri ve toplumsal rollerini üstlenmeleri için birçok fırsat sunar. Bu alanlarda başarılı olmak, kişisel çaba, strateji ve zekâ gerektirir. Ancak sanat, bu alana dair genel yetkinliklerin ötesindedir. Sanat, kişisel ve ruhsal bir derinlik gerektirir ve bu derinlik her bireyde aynı şekilde bulunmayabilir.
Sanatçılar, içsel bir yetenekle doğar ve bu yetenek, onların sanatsal ifade biçimlerini oluşturur. Bir sanatçı, sadece teknik bilgi ve becerilerle değil, aynı zamanda duygusal ve ruhsal derinlikleriyle de sanatını oluşturur. Bu nedenle, sanatçılığı sadece eğitim veya deneyimle elde etmek mümkün değildir. Sanat, doğuştan gelen bir özelliktir ve bu özelliğe sahip olmayan bireyler, ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler, gerçek sanatkar olamazlar.
Nazım Hikmet’in bu konuya dair verdiği örnek, sanatın kalıcı etkisini ve sanatçıların toplumsal hafızada nasıl yer edindiğini gösterir. Bir gün hapiste olduğu dönemde, Nazım Hikmet, kendisiyle görüşmek isteyen müfettişe iki soru sorar: “Ömer Hayyam’ı bilir misiniz?” ve “O dönemin Adalet Bakanını tanır mısınız?” Müfettiş Ömer Hayyam’ı tanırken, adalet bakanını hatırlamakta zorluk çeker. Nazım Hikmet, bu durumu sanatçının kalıcı etkisinin bir göstergesi olarak değerlendirir. Sanatçılar, sanatlarıyla toplumların hafızasında kalır ve iz bırakır; bu iz, kişisel ve mesleki başarıların ötesindedir.
Sonuç: Milletvekili, bakan veya Cumhurbaşkanı olmak, toplumsal roller ve başarılar açısından büyük bir anlam taşırken, sanatçılık, doğuştan gelen özel bir yetenek ve ruhsal derinlik gerektirir. Atatürk’ün, sanatçılarının toplum üzerindeki kalıcı etkisini ve onların unutulmaz olduğunu vurgulayan düşünceleri, sanatın değerini ve önemini anlamamız için önemli bir perspektif sunar. Sanat, insanların ruhuna dokunan ve toplumsal hafızada kalıcı bir iz bırakan bir güçtür; bu nedenle, sanatçılar, sadece başarılarıyla değil, aynı zamanda ruhsal derinlikleriyle de öne çıkarlar.
bayaa uzun ama guzel