AÇLIK
Açlık, insanlar için dayanılması en güç durumlardan birisidir. Öteden beri atalarımızdan gelen ve gündelik yaşantımızda sık sık duyduğumuz ‘’Allah kimseyi açlıkla sınamasın.’’ Sözü, bu durumun en büyük kanıtıdır.
Açlığın çeşitli sebepleri olabilir; ancak şüphesiz ki en büyük neden yoksulluk, yani fakirliktir. Ekonomik gücü yerinde olmayan fakir toplumlarda açlıkla boğuşan belki de milyonlarca kişi vardır. Biz normal insanların ayda yılda bir defa aç kalması, aslında açlık ile ifade edilmemesi gerekir. Ancak o durumda bile açlığın ne kadar zor olduğunu anlar, karnımız doyana kadar o çileyi çekeriz. Peki, etrafımızda veya dünya genelinde olup bitenleri görüyor muyuz hiç? Afrika’da açlıktan mideleri sırtlarına yapışmış çocukları? İşte asıl açlık onların yaşadığıdır. Bizlerin neredeyse sadece oruçlu iken veya nadiren yaşadığımız bu açlık duygusunu, milyonlarca insan her gün yaşıyor. Bizler elimizdekinin kıymetini bilmeyip, en kutsal yiyeceğimiz olan ekmeği bile onca israf ederken, açlık ve sefalet içinde yaşayan insanları düşünmüyoruz bile. ‘’Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir.’’ Sözünün hiç mi ehemmiyeti yok bizim için? Komşu deyince aklımıza sadece evimizle bitişik hanelerde oturanlar mı gelmeli? Elbette hayır. Dinimiz diğer insanlara yardım etmeyi, paylaşmayı, israf etmemeyi emreder.
Atalarımızın da dediği gibi, Allah kimseyi açlıkla sınamasın, kimseye o açlık duygusunu yaşatmasın. İşte bunun için en büyük görev aslında bizlere düşüyor. İnsanlara yardım etmeli, sahip olduklarımızı onlarla da paylaşmalıyız.
Açlık ile İlgili Kompozisyon
Giriş: Açlık, insanlığın en temel ve en acımasız sorunlarından biridir. Tarih boyunca, farklı kültür ve medeniyetlerde açlık, büyük acılara ve toplumsal çöküşlere neden olmuştur. Günümüzde de, dünyanın pek çok yerinde milyonlarca insan açlıkla mücadele etmektedir. Bu durumun ciddiyeti, “Allah kimseyi açlıkla sınamasın” atasözüyle özetlenir, bu da açlığın ne denli yıkıcı bir etkiye sahip olduğunu gösterir.
Gelişme: Açlığın en büyük nedenlerinden biri yoksulluktur. Fakirlik, bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılayamamasına ve dolayısıyla açlıkla yüz yüze kalmalarına yol açar. Ekonomik gücü yetersiz olan toplumlarda, açlık yaygın bir sorun haline gelir. Bu bağlamda, Afrika’daki aç çocuklar, dünya genelinde açlığın en dramatik örneklerini oluşturur. Bu çocuklar, her gün açlıkla mücadele ederken, bizler sadece oruç tuttuğumuzda veya nadiren aç kaldığımızda bu duyguyu hissediyoruz.
Toplum olarak, sahip olduklarımızın değerini bilmek ve israf etmemek konusunda daha bilinçli olmalıyız. En kutsal yiyeceğimiz olan ekmeği bile israf ederken, açlık çeken insanların durumunu göz ardı etmek büyük bir vurdumduymazlıktır. İslam dininin de vurguladığı gibi, “Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir” sözü, paylaşmanın ve yardımlaşmanın önemini vurgular. Burada komşu kelimesi, sadece fiziksel olarak yakınımızda olan insanları değil, dünya üzerindeki tüm insanları kapsar.
Sonuç: Açlıkla mücadelede en büyük sorumluluk bizlere düşmektedir. Atalarımızın dediği gibi, “Allah kimseyi açlıkla sınamasın.” Ancak bu dileğin gerçekleşmesi için bizlerin de çaba göstermesi gerekmektedir. İnsanlara yardım etmeli, sahip olduklarımızı paylaşmalı ve israfı önlemeliyiz. Bu şekilde, açlıkla mücadelede daha etkin bir rol oynayabilir ve daha adil bir dünya oluşturabiliriz. Açlık sadece fiziksel bir ihtiyaç değil, aynı zamanda insani bir sorumluluktur. Her birey, bu sorumluluğun bilincinde hareket etmeli ve açlıkla mücadelede üzerine düşeni yapmalıdır.
Mükemmel, tam istediğim gibi olmuş. Çok teşekkürler.