ŞÜKRETMEK
Şöyle bir çevremize baktığımızda ne kadar çok nimete, güzelliğe sahip olduğumuzu kolayca görebilir, anlayabiliriz. Tüm bu nimetleri bize bahşeden şüphesiz ki Allah’tır. Bin insanların tüm bu nimetlere karşı ona şükretmemiz düşünülemez. İnsanlardan küçük bir şey aldığımızda bile ona teşekkür ederken, bunca güzelliği bize ihsan eden Yaratıcıya şükretmemek nankörlükten başka bir şey değildir.
Sadece doğayı, kainatı gözlemlediğimizde bile aslında şükredilmesi gereken ne kadar çok hususun olduğunu görebiliriz. Örneğin aynı topraktan bin bir çeşit meyve, sebzenin çıkıp sofralarımıza gelmesi için şükredilmez de ne yapılır? Her gün üstümüze doğan, bizi aydınlatıp ısıtan güneş için Allah’a şükredilmez de ne yapılır? Bize verdiği gözler, ayaklar, eller, kulaklar, anneler, kardeşler, dostlar, arabalar her şey; ama her şey şükür sebebidir. Allah zaten bizden çok şey istemiyor. Her şeyden önce onu bilmemizi, tanımamızı ve ona şükretmemizi istiyor. Bana şükredin ki size daha fazlasını vereyim diyor.
Hele de can sağlığı, ruh sağlığı yerinde olan insanlar hallerine çok şükretmelidir. Ancak bu demek değildir ki engelli veya hastalar şükretmemelidir. Aksine onlar da şükretmelidir. Bu dünya bir imtihan dünyasıdır. Kimin ne ile imtihan edildiğini bilemeyiz. Ayrıca beterin beteri vardır derler. Elbette ki işitme engelli olan bir insan, hem işitme engelli hem de görme engelli bir insandan daha fazla şükretmelidir.
Şükretmek Kompozisyon
Giriş: Çevremizi incelediğimizde, sahip olduğumuz nimetlerin ve güzelliklerin ne kadar büyük olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Bu nimetlerin sahibi ve bize bahşeden, şüphesiz ki Allah’tır. Küçük bir iyilik karşısında bile teşekkür etmek, büyük bir iyilik ve güzellik karşısında şükretmemek, nankörlük olarak değerlendirilir.
Gelişme: Doğayı ve kainatı gözlemlediğimizde, şükredilmesi gereken birçok şey olduğunu fark ederiz. Örneğin, aynı topraktan bin bir çeşit meyve ve sebzenin çıkması, güneşin her gün bizi aydınlatıp ısıtması, gözlerimiz, ayaklarımız, ellerimiz ve kulaklarımız gibi nimetler, şükredilmesi gereken büyük sebepler arasındadır. Allah, bizden çok şey istememekte; en çok istediği, O’nu bilmemiz, tanımamız ve şükretmemizdir. Allah, “Bana şükredin ki size daha fazlasını vereyim,” diyerek bize şükretmenin önemini vurgular.
Can ve ruh sağlığı yerinde olan insanlar, sahip oldukları nimetler için büyük bir şükür içinde olmalıdır. Ancak bu, engelli veya hastaların şükretmemesi gerektiği anlamına gelmez. Her birey, karşılaştığı zorluklara rağmen şükretmelidir. Dünya bir imtihan yeridir ve herkes farklı şekillerde sınanır. “Beterin beteri vardır” anlayışıyla, işitme engelli bir kişi, hem işitme hem de görme engelli bir kişiden daha fazla şükretmelidir.
Sonuç: Şükretmek, sahip olduğumuz nimetleri ve güzellikleri takdir etmek anlamına gelir. Her durumda ve her koşulda şükretmek, Allah’ın verdiği nimetlere olan minnettarlığımızı gösterir ve O’nun rızasını kazanmamıza yardımcı olur. Bu dünya bir imtihan yeridir ve şükretmek, imtihanlar karşısında bize verilen nimetleri değerlendirmemizin en önemli yoludur.