Sana Vereyim Bir Öğüt Kendi Ununu Elinle Öğüt
Kişi, sonuçları sadece kendisini ilgilendirecek işlerini başkasına değil, bizzat kendisi yapmalıdır. İnsan için en hayırlı, en faydalı kişi, yine o insanın kendisidir. Başkalarının önemli işlerimizi tamamen sahiplenerek, titizlik göstererek yapması pek mümkün değildir. Oysa kendi işini kendisi yapan kişi o işi önemser, ona sahiplenir ve en güzel şekilde bitirebilmek için bütün imkanlarını kullanır.
Kurda sormuşlar: ”Ensen neden kalın?” Kurt yanıtlamış: ”Kendi işimi kendim görürüm de onun için.” Evet, kurdu güçlü yapan, onun kendi işini kendisinin yapmasıdır. El elin eşeğini türkü çığırarak ararmış. Yani pek de önemsemezmiş. Gerçekten de başkasına yaptırdığımız işler çoğu defa kargacık burgacık olur. Çünkü insanlarda ”Aman, ben aldığım paraya bakarım, iş bitsin de nasıl biterse bitsin!” mantığı vardır.
Eğer gerçekten güzel şeyler elde etmek istiyor, işin sonunda elde ettiğimiz üründen uzun süre faydalanmak istiyorsak, o işi ya bizzat kendimiz yapmalı ya da başkasına yaptırdığımızda işimizin başında olmalıyız.
Sana Vereyim Bir Öğüt: Kendi Ununu Elinle Öğüt
Giriş: “Kendi ununu elinle öğüt” atasözü, bireyin kendi iş ve sorumluluklarını kendisinin üstlenmesi gerektiğini vurgular. Bu atasözü, başkalarına güvenmek yerine kişinin kendi çabası ve emeğiyle başarılı olmanın önemini ifade eder. Başkalarının işimizi sahiplenmesi, genellikle beklenen kalitede sonuçlar doğurmaz. En iyi sonuçlar, kişinin kendi emeği ve dikkatini verdiği işlerde elde edilir.
Gelişme: Her bireyin en iyi şekilde yapabileceği iş, kendi işidir. Başkalarının üstlenmiş olduğu işlerde, genellikle eksiklikler ve hatalar oluşur. Çünkü başkalarının işimize ne kadar titizlikle yaklaşabileceği belirsizdir. İnsanlar genellikle “aldıkları ücret kadar” hizmet sunar; bu da genellikle işin kalitesiz olmasına yol açar. Başkasına yaptırılan işlerde, genellikle “aman iş bitsin de nasıl biterse bitsin” yaklaşımı hakimdir.
Örneğin, bir işçi ya da usta tarafından yapılan işlerde, genellikle işin ehli olan kişinin titizliği ve özverisi eksik olabilir. Kişi kendi işini yaparken, genellikle detaylara dikkat eder ve işin en iyi şekilde sonuçlanması için tüm imkânlarını kullanır. Bu durum, işin kalitesini artırır ve elde edilen sonuç daha tatmin edici olur. Kurt fıkrası da bu durumu güzel bir şekilde anlatır. Kurda sormuşlar, “Ensen neden kalın?” Kurt yanıtlamış, “Kendi işimi kendim görürüm de onun için.” Burada, kurtun kendi işini bizzat yapmasının ona güç ve sağlamlık kazandırdığı ifade edilir.
Bir işin en iyi sonuçlarını elde etmek için, o işin başında durmak ve işin her aşamasını kendiniz kontrol etmek en iyisidir. Başkalarına yaptırdığınız işlerde, her ne kadar başkalarının yardımıyla daha hızlı ilerleyebilirsiniz, işin kalitesi ve verimliliği genellikle düşer. “El elin eşeğini türkü çığırarak ararmış” deyimi de bu durumu vurgular; başkalarının işine aynı özeni ve dikkati gösterememesi durumu ifade edilir.
Dolayısıyla, bir işin en iyi şekilde sonuçlanması için, ya o işi bizzat kendiniz yapmalı ya da işi başkasına yaptırdığınızda, sürecin başında olmalı ve işin kalitesini sürekli kontrol etmelisiniz. Kendi emeğiniz ve dikkatinizle yapacağınız işler, hem daha kaliteli olur hem de sizi daha tatmin eder.
Sonuç: “Kendi ununu elinle öğüt” atasözü, kişinin kendi işlerini kendisinin üstlenmesinin önemini vurgular. Başkalarına güvenmek yerine, kendi emeğimiz ve dikkatimizle yaptığımız işler daha başarılı ve tatmin edici olur. İster kendi işimizi yapalım, ister başkasına yaptırdığımız işlerin başında duralım, en iyi sonuçlar kendi çabamız ve özverimizle elde edilir. Bu yaklaşım, hem işin kalitesini artırır hem de kişisel tatmin sağlar.