Değerli Nasrettin Hoca,
Sana bu mektubu yazarken, aramızda yüzlerce yıl olmasına rağmen, senin düşüncelerinin ve mizahının günümüze kadar ulaştığını görmek beni oldukça mutlu ediyor. Senin yazdığın ve halk arasında anlatılan fıkralar sayesinde, hem geçmişte hem de bugün gülüyoruz ve düşündürücü dersler alıyoruz.
Senin yaşamın boyunca bıraktığın eserler, sadece birer hikaye değil, aynı zamanda yaşadığımız toplumsal sorunları ve düzensizlikleri mizahi bir şekilde ele almanın ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Her fıkran, bize hayatın gerçeklerini tatlı bir dille anlatırken, bir yandan da düşünmemizi sağlıyor. Bilgeliğin ve zekân, sadece eğlenceli anlar sunmakla kalmıyor, aynı zamanda derin öğretiler de içeriyor. Seninle birlikte imkansız görünen şeylere meydan okuduk. Göle maya çalmak, kazanı doğurtturmak gibi işler yaptık. Her zaman büyük umutlar besledik ve hayallerimizi asla bırakmadık. Senin fıkralarındaki mizahi yaklaşım, bizlere hem güldürü hem de ilham kaynağı oldu. Toplumumuzdaki düzensizlikleri ve zorlukları mizahi bir şekilde ifade ederek, bizimle birlikte bu imkansızlıkların üstesinden gelmemize yardımcı oldun.
Senin bu dünyaya kattıkların ve bıraktığın miras için ne kadar teşekkür etsek az. İyi ki yaşamışsın, iyi ki bizlere bu değerli dersleri bırakmışsın. Ellerinden öpüyor, en derin saygılarımı sunuyorum.
Saygılarımla.
Sevgili Nasrettin Hoca
Senin yaşadığın dönemle benim yaşadığım dönem arasında yüzlerce yıl var. Ancak inan seni hala günümüzde yaşıyormuşsun gibi tanıyor ve seviyoruz. Arkanda büyük eserler bıraktın. Senin yazdığın ve atfedilerek yazılan fıkralar sayesinde asırlardır gülüyoruz ve asırlarca da yaşamaya devam edeceğiz.
Hayatımızı renklendirdiğin için, bizi güldürürken düşündürüp; düşündürürken de güldürdüğün için çok teşekkür ederiz. Senin keskin zekana Türk milleti olarak hayran kalıyoruz. Toplumdaki düzensizlikleri güldürerek anlatmana bayılıyoruz. Her fıkran bizim için bir ders, bizim için bir öğüttür. Bir atasözü niteliğindedir ve çoğu bir ansiklopedinin veremeyeceği bilgileri vermektedir.
Seninle imkansızlıkları başardık. Yeri geldi kazanı doğurttuk, yeri geldi ipe un serdik. Milletin ağzını büzemedik; ama büzemeyeceğimizi öğrendik. Göle maya çalacak kadar büyük umutlar edindik. Hayallerimizden asla vazgeçmedik. İyi ki yaşamışsın. Ellerinden öpüyor, saygılarımı sunuyorum.
Off ya daha kısa olsaydı