Nabizade Nazım: Hayatı – Eserleri – Edebi Kişiliği
Hayatı
Nabizade Nazım, 1862 yılında İstanbul Nişantaşı’nda dünyaya gelmiştir. Tam adı Ahmet Nazım’dır. Tanzimat Dönemi Osmanlı ve Türk yazarı olan Nabizade Nazım, babası Nabi Efendi’yi ve annesini genç yaşta kaybetmiş, ninesi tarafından büyütülmüştür. Çocukluğu mutsuz geçmiş ve bu durumu “Yadigârlarım” eserinde anlatmıştır. İlköğretimini Tophane Mahalle Mektebi’nde tamamladıktan sonra Fevziye Rüştiyesi ve Beşiktaş Askeri Rüştiyesi’nde eğitim görmüştür. Lise eğitimini tamamladıktan sonra Kara Askeri Mühendis Okulu’nu bitirerek 1884 yılında topçu üsteğmen olarak mezun olmuştur. Daha sonra kurmay okuluna devam etmiştir.
Öğrencilik hayatı boyunca başarılı olan Nazım, ilk yazısını öğrencilik dönemlerinde yazmış ve 1880 yılında “Esaret” başlıklı bir deneme yayımlamıştır. Erkan-ı Harbiye okulundan mezun olduktan sonra burada öğretmenlik yapmış, yüksek cebir, istihkâm ve topografya dersleri vermiştir. Keşif ve araştırma yapmak için iki yıl Suriye’de görev yapmıştır. 1890 yılında İstanbul’a döndükten sonra Türkçe’nin ilk gerçekçi romanı olan “Karabibik”i yayımlamıştır. Aynı zamanda 1891 yılında çıkan Servet-i Fünun dergisinin ilk yazarlarından biri olmuştur.
İstanbul’a döndükten kısa bir süre sonra sevdiği kız ile evlenmiştir. Ancak evliliği uzun sürmemiş ve kemik veremi hastalığına yakalanmıştır. Haydarpaşa Hastanesi’nde iki yıl tedavi görmesine rağmen hastalığı iyileşmemiş ve 6 Ağustos 1893 tarihinde vefat etmiştir. Nabizade Nazım, Üsküdar’da Miskinler Tekkesi yakınındaki mezarlıkta toprağa verilmiştir.
Eserleri
Roman:
- Karabibik (1891)
- Zehra (1896)
Öykü:
- Hala Güzel (1891)
- Haspa (1891)
- Bir Hatıra (1890)
- Zavallı Kız (1890)
- Sevda (1891)
Edebi Kişiliği
Nabizade Nazım, Tanzimat edebiyatının en gerçekçi yazarlarından biridir. Realizmin edebiyatımızdaki ilk önemli temsilcileri arasındadır. Köye yönelik ilk roman olan “Karabibik”in yazarıdır. Bu romanında Antalya’da bir köy hayatını anlatmış ve kırsal kesim gerçeğine değinmiştir. Sanatçının diğer önemli romanı “Zehra”, İstanbul’da yaşayan bir Türk ailesinin yaşamını anlatmaktadır ve edebiyatımızın ilk tezli romanıdır.
Şiirlerinde tabiat, ölüm, tanrı gibi temaları işlemiş ancak şiirde çok fazla başarı elde edememiştir. Roman konusunda ise oldukça başarılıdır. Eserlerinde sade bir dil kullanmaya özen göstermiştir. Ayrıca Servet-i Fünun dergisinin yazarları arasında yer almıştır. Realist yazarlar arasında en önemlilerinden biridir ve en iyi gerçekçi eserlere imza atmıştır.