İnsan Yedisinde Ne İse Yetmişinde De Odur
İnsanların küçük yaşlarda sahip olduğu huylar, yaşlandıklarında bile değişmez. Huyların değişmesi çok zor; hatta imkansızdır. Bu yüzden onların huylarından şikayetçi olup söylenmek yerine, onları kabullenmeli, ne kadar çaba harcasak da değiştiremeyeceğimizi bilmeliyiz.
İnsanların özelliklerinden çoğu kendilerine anne ve babalarından ya da diğer yakın akrabalarından geçer. Bazı huylar veya davranışlar ise ailede başlayan ilk eğitimle başlar. Doğuştan getirilen ve küçük yaşlarda edinilen huylar, zamanla o kişinin kişiliği haline gelir. Bir kere kişilik haline geldi mi de onları değiştirmek imkansızdır. Bir insan, küçüklüğünde çabuk sinirleniyor, hemen parlıyorsa, büyüdüğünde ve hatta yaşlandığında bile çabuk sinirlenmeye devam edecektir. Bazen henüz konuşmaya başlamayan bebeklerin bile sahip oldukları huyları anlayabiliriz. Örneğin acıktığında karnının doyurulması için ağlamayan bir çocuğun pasif, istemekten çekinen biri olduğu söylenir. Bu huy, bebekliğinde bu şekilde yansımaktadır. Büyüdüğünde ise istemekten çekinen, utangaç bir kişilik olarak yansız.
Konunun mahiyetini anlatan bir diğer atasözü de ”Can çıkar, huy çıkmaz.” sözüdür. Her ikisinde de insanın huylarından vazgeçmeyeceği, onları terk etmeyeceği anlatılmaya çalışılmaktadır. Bir insanı huyu yüzünden cezalandırmak doğru bir şey değildir. Çünkü o kişi bile belki huyundan hoşlanmıyordur; ancak ne yaparsa yapsın onu terk de edemiyordur.
İnsan Yedisinde Ne İse Yetmişinde De Odur Kompozisyon
Giriş: “İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur” atasözü, bir insanın küçük yaşlarda sahip olduğu huy ve özelliklerin yaşlılığında da değişmeyeceğini ifade eder. Bu atasözü, kişilik ve huyların, çocukluk döneminde şekillendiğini ve zamanla kökleştiğini vurgular. Kişisel özelliklerin değişmesi zordur ve bu durum, bireylerin karakterlerinin bir yansıması olarak kabul edilir.
Gelişme: İnsanların çocukluk dönemindeki huyları, onların kişiliklerinin temel taşlarını oluşturur. Çocukken edinilen alışkanlıklar, davranışlar ve karakteristik özellikler, genellikle yaşam boyu devam eder. Örneğin, bir çocuk küçük yaşlardan itibaren çabuk sinirleniyorsa, bu özellik yaş ilerledikçe değişmeyebilir. Çocuklukta ortaya çıkan bu huylar, kişinin yaşamı boyunca karakterini etkiler ve yaşlandığında da belirginleşir.
Bu durum, bireylerin kişisel gelişiminde çocukluk döneminin ne kadar kritik olduğunu gösterir. Çocuklukta oluşan huylar, hem genetik faktörler hem de çevresel etkilerle şekillenir. Aileden veya çevreden gelen bu etkiler, kişinin kişiliğinin temellerini atar ve bu temeller zamanla daha da güçlenir. Kişinin küçük yaşlarda sahip olduğu huylar, onun yetişkinlik dönemindeki davranışlarını ve tutumlarını etkiler.
Ancak, bu durum, bireylerin kendi huylarını değiştirme çabasının anlamsız olduğu anlamına gelmez. İnsanlar, kendi kendilerini geliştirme ve olumlu yönde değişim gösterme potansiyeline sahiptir. Ancak, bu değişim süreci zor ve zaman alıcı olabilir. Çocukluk döneminde edinilen huylar, kişilik özellikleri haline geldiğinde, onları değiştirmek genellikle güçtür. Bu nedenle, kişinin kendine özgü özelliklerini kabullenmek ve bu özelliklerin farkında olarak yaşamaya devam etmek, daha mantıklı bir yaklaşım olabilir.
Bu bağlamda, “Can çıkar, huy çıkmaz” atasözü de benzer bir temayı işler. İnsanların kişilikleri ve huyları, yaşam boyunca büyük oranda değişmez. Bir insanın huylarından vazgeçmesi veya onları değiştirmesi, genellikle zordur. Bu, bireylerin kendi içsel özelliklerini kabullenmeleri ve bu özellikleriyle uyumlu bir şekilde yaşamaya devam etmeleri gerektiğini anlatır.
Sonuç: “İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur” atasözü, kişilik ve huyların çocukluk döneminde şekillendiğini ve yaşlılıkta da değişmediğini ifade eder. Çocuklukta edinilen huylar, bireylerin yaşamı boyunca devam eder ve kişiliklerinin temel taşlarını oluşturur. Bu nedenle, insanların huylarını ve kişilik özelliklerini kabullenmek, onları değiştirmeye çalışmaktan daha mantıklıdır. Her bireyin kendine özgü özellikleri ve huyları vardır ve bu özelliklerle uyumlu bir yaşam sürmek, daha sağlıklı ve tatmin edici olabilir.