Eşeğini Sağlam Kazığa Bağla Sonra Allah’a Ismarla
Kişi, herhangi bir iş veya durum için tüm tedbirleri aldıktan ve üzerine düşen her şeyi yaptıktan sonra işini Allah’a bırakmalıdır.
İslam anlayışında ”tevekkül” adı verilen bir kavram mevcuttur. Tevekkül, insanın üzerine düşenleri yaptıktan sonra, işini Allah’a bırakmasıdır. Tedbirini almadan, olmasını istediği iş için yapılması gerekenleri yapmadan gerisini Allah’a havale etmek akıllıların değil, ahmakların işidir. ”Allah her şeyi bilir, o isterse olur, istemezse olmaz, o zaman benim bir şeyler yapmama gerek yok.” diyen kişi ahmak kişidir. Oysa tevekkül bu değildir. Tevekkülde işi sağlama almak zorunludur. Düşünün ki üniversiteye hazırlanan bir öğrenci derslerine önem vermemekte, ancak kendince Allah’a güvenerek, üniversiteyi kazanmayı ummaktadır. Bu öğrencinin sınavı kazanması ne mümkün! Eğer öğrenci tevekkül edecekse her şeyden önce derslerine çalışacak, sorularını çözecek, öğretmenlerini dinleyecek ve yeterince çalıştığını, emek verdiğini düşünüyorsa, her şeyin hayırlısının olması için sırtını Allah’a bağlayacak. İşte gerçek tevekkül budur.
Yolculuk yapan bir adamın, gecelemek için gittiği handa atını dışarıda bırakırken bağlamaması, onu sözde, Allah’a teslim etmesi akıl karı mıdır? İşini Allah’a bırakacaksan, önce gereken tedbiri kendin alacaksın.
Eşeğini Sağlam Kazığa Bağla Sonra Allah’a Ismarla Kompozisyon
Giriş: “Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a ismarla” atasözü, kişinin herhangi bir işte başarılı olmak için önce tüm gerekli tedbirleri alması gerektiğini, sonrasında ise işi Allah’a bırakması gerektiğini ifade eder. Bu atasözü, insanın sorumluluklarını yerine getirmesinin önemini vurgular ve tevekkül anlayışını açıklar.
Gelişme: Bir işi başarmak için kişinin önce gerekli hazırlıkları ve önlemleri alması esastır. Örneğin, bir iş projesine başlamadan önce tüm planlamalar, araştırmalar ve hazırlıklar yapılmalıdır. Bu tedbirler, işin başarıyla sonuçlanabilmesi için kritik öneme sahiptir. Aynı şekilde, bir öğrenci sınavlara hazırlanırken, düzenli olarak çalışmalı, ödevlerini yapmalı ve yeterince emek göstermelidir. Bu adımların her biri, kişinin çabasını ve sorumluluğunu temsil eder.
Ancak tüm bu hazırlıklardan sonra, kişinin sonucu Allah’a bırakması ve tevekkül etmesi gerekir. Tevekkül, sadece tembellik ve sorumsuzluk anlamına gelmez; aksine, kişinin elinden geleni yaptıktan sonra işin sonucunu Allah’ın takdirine bırakmasıdır. Bu anlayış, kişinin hem gayretini göstermesi hem de takdir edilen sonucu kabul etmesini sağlar.
Örneğin, bir yolculuğa çıkan kişi, aracını iyi bir şekilde hazırlamalı ve gerekli tedbirleri almalıdır. Ancak yolculuk sırasında herhangi bir aksilik olması durumunda, kişinin bu durumu Allah’a havale etmesi gerekir. Aynı şekilde, bir iş insanı projede tüm detayları gözetmeli, ancak işin sonucunu Allah’a bırakmalıdır.
Sonuç: “Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a ismarla” atasözü, kişisel sorumluluk ve tevekkül arasındaki dengeyi anlatır. Kişi, işlerinde başarılı olmak için tüm gerekli tedbirleri almalı, sonra da sonucu Allah’a bırakmalıdır. Bu anlayış, hem kişisel başarıların hem de toplumsal uyumun sağlanmasına katkıda bulunur. İnsanın kendi çabasını ve emeğini göstermesi, ardından da sonuçları Allah’a bırakması, gerçek tevekkülün ve akıllıca yaklaşımın bir yansımasıdır.