Hayaldi Gerçek Oldu: Eğitim ve Gelecek
Eğitim, bir ülkenin geleceğini şekillendiren en önemli unsurlardan biridir. Türkiye’nin hemen her alanda büyük başarılar elde etmesine rağmen, eğitim sisteminin her geçen gün kalitesizleşmesi, bu başarının sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Eğitim sisteminin kalitesi, çıkan bireylerin kalitesiyle doğrudan ilişkilidir. Eğer eğitim sisteminden düşünebilen, analiz eden, kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler çıkmıyorsa, bu durum sistemde köklü bir sorunun varlığına işaret eder.
Son yüzyılda, eğitim sistemimiz üzerinde yapılan deneme yanılma yöntemleri, kayıp kuşakların büyüklüğünü gözler önüne seriyor. Eğitimde tek tip insan yetiştirme anlayışı, bireysel farklılıkları zenginlik olarak görmeyen, herkesin aynı kalıba dökülmesini hedefleyen bir yaklaşımdır. Oysa, her bireyin kendi yetenekleri doğrultusunda eğitim alması, ülkenin geleceği için büyük bir fırsattır. Eğitimde amacın, her bireyi kendi kabiliyetleri doğrultusunda yetiştirmek ve insanlığa hizmet edebilme noktasına getirmek olması gerekmektedir.
Eğitim anlayışımızdaki köklü değişiklikler, sistemin kalitesizliğini gidermenin anahtarıdır. Mevcut sistemde, bireylerin yeteneklerine göre yetiştirilmesi yerine, tek tip insan yetiştirme anlayışı egemen olmuştur. Bu durum, bireylerin yaratıcılığını ve potansiyelini köreltmekte, enerjilerini ve yeteneklerini boşa harcamalarına neden olmaktadır. Eğitim sisteminin, bireyleri dört işlemi yapamayacak seviyede bırakması, üniversite sınavlarında düşük notlar alması, mezunların iş bulamaması, eğitim sistemindeki köklü sorunların açık göstergeleridir.
Bu sorunun bir diğer boyutu da, eğitim alan bireylerin toplumda karşılaştığı ahlaki yozlaşmalardır. Eğitim sisteminden geçen bireylerin, en büyük suçlar arasında yer alan hırsızlık, dolandırıcılık, ihanet gibi eylemlerle toplumdan dışlanmaları, eğitim sisteminin ahlaki değerleri yeterince ön planda tutmadığını gösterir. Eğitim, sadece bilgi aktarımından ibaret olmamalı; aynı zamanda bireylerin ahlaki değerlerini de geliştirmelidir.
Bu bağlamda, eğitim sistemimizin yeniden ele alınması ve köklü bir reform gereklidir. Eğitim anlayışını değiştirerek, insanı merkeze alan, farklılıkları zenginlik olarak gören ve geçmişin değerlerinden beslenen bir sistem oluşturmalıyız. Eğitim, bireylerin sadece bilgiyle donanmasını değil, aynı zamanda karakter gelişimini de sağlamalıdır. Bu sayede, her birey kendi potansiyelini keşfedebilir ve ülkemizin geleceğine katkı sağlayabilir.
Eğitim sistemimizi yenileyerek, hayal ettiğimiz kaliteli bireyleri yetiştirmek, toplumsal sorunları çözmek ve geleceğe umutla bakmak için bu adımları atmalıyız. Eğitim, hayaldan gerçeğe dönüşmeli ve ülkemizin başarısının temel taşlarından biri olmalıdır.