Eden Bulur
Bir çiftçi ekin zamanı neyi ekerse, biçim zamanında da onu biçer. Arpa eken kişinin buğday biçmesi mümkün değildir.
İnsanların davranışları, eylemleri için de aynı şey söz konusudur. Bu dünyada iyilik eden iyilik; kötülük eden ise kötülük bulur. Hiç kimsenin yaptığı kötülük yanına kar kalmaz. Kendisinden bazen bu dünyada, bazen de ahirette çıkar. Birçok insan biliriz ki zamanında insanlara nice zulümler etmiş, nice kişinin kanına girmiş, nice yetimin hakkına girmişlerdir. Ancak bu devran hep böyle dönmez. Gün gelir onlar felekten öyle bir sille yerler ki her şey tersine döner. Allah onların üzerine tüm musibetlerini gönderir. Yaptığı kötülükler ya onların bizzat kendisinden ya çocuklarından yahut da torunlarından çıkar. Cezası diğer dünyaya ertelenenler ise cehennemde en büyük azapla, ateş azabı ile cezalandırılırlar. Hem de öyle bir ateş ki, dünyadaki ateş onun yanında serin kalır.
Her şeyin bir karşılığını olduğu bu dünyada zulmetmek, haksızlık yapmak akıllı insanın karı değildir. Başkasına yapılan zulüm, zamanı geldiğinde bize kat kat yapılacaksa, biz hangi akıl ve mantıkla, hangi cesaretle kötülük yaparız ki?
Eden Bulur, İnleyen Ölür Kompozisyon
Giriş: “Eden bulur, inleyen ölür” atasözü, insanların eylemlerinin ve davranışlarının doğal bir karşılığının olduğunu ifade eder. Bu atasözü, yapılan hareketlerin, işlenen suçların ya da gerçekleştirilen iyiliklerin her zaman bir sonuç doğuracağını belirtir. Kısacası, iyi ya da kötü her eylemin bir karşılığı bulunur ve bu karşılık, zamanla kişiye geri döner. Aynı zamanda, yaşamda sürekli yakınmak yerine harekete geçilmesi gerektiğini vurgular.
Gelişme: Atasözünün verdiği mesaj, eylemlerimizin sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacağımızı açıkça ortaya koyar. Bir çiftçi ne ekim zamanı neyi ekmişse, biçim zamanı da onu biçer; bu, yaşamda yaptığımız her işin bir karşılığının olduğunu simgeler. Arpa ekmenin sonucunda buğday biçmek mümkün değildir. Bu durum, insanların davranışları için de geçerlidir. Bir kişi bu dünyada iyilik yaparsa iyilik, kötülük yaparsa kötülük bulur. Hiç kimsenin yaptığı kötülük yanına kar kalmaz; bu kötülük, ya kişinin kendisinden ya da yakınlarından geri döner.
Geçmişte birçok insan, başkalarına zulmedip haksızlık yapmıştır. Ancak, bu dünyada yapılan kötülüklerin sonucu bazen hemen görülmeyebilir, fakat zamanla adalet yerini bulur. Bu adalet, bazen bu dünyada, bazen de ahirette kendini gösterir. Örneğin, bir kişinin yaptığı zulmün karşılığı, zamanla kendisi, çocukları veya torunları tarafından ödenir. Cezası diğer dünyaya ertelenen kötülükler ise, cehennemde büyük bir azapla, ateş azabı ile cezalandırılır. Bu ateş, dünyadaki ateşten çok daha şiddetlidir ve kişiye sonsuz bir acı çektirir.
Eylemlerimizin karşılığının her zaman var olduğunu bilmek, bireyleri adaletli ve vicdanlı davranmaya teşvik eder. Zulüm ve haksızlık yapmak, akıllı bir insanın yapacağı bir şey değildir. Başkasına yapılan zulüm, zamanla bize kat kat geri dönebilir. Bu nedenle, bir insanın kötülük yaparken düşünmesi gereken en önemli şey, bu kötülüğün sonucunda kendisine veya sevdiklerine nasıl bir karşılık döneceğidir. Yaşamda adaletli ve hakkaniyetli olmak, hem bu dünyada hem de ahirette huzurlu bir yaşamın anahtarıdır.
Sonuç: “Eden bulur, inleyen ölür” atasözü, eylemlerimizin her zaman bir karşılığı olduğunu ve adaletin er geç yerini bulacağını belirtir. İyilik ve kötülüğün her zaman geri döneceği gerçeği, bireyleri daha dikkatli ve adil davranmaya yönlendirir. Zulüm ve haksızlık yapmanın, uzun vadede kişiye veya sevdiklerine büyük zararlar verebileceğini bilmek, yaşamda daha doğru ve adil adımlar atılmasını sağlar. Sonuç olarak, her eylemin bir karşılığı olduğu gerçeği, adaletin ve vicdanın önemini vurgular ve insanları doğru yolda ilerlemeye teşvik eder.