Değerli edebiyatseverler, özellikle okullarda Türkçe dersi kapsamında yazdırılan önemli metin türlerinden bir tanesi de anıdır. Hemen hemen hepimiz, eğitim hayatımızda birden fazla kez, başımızdan geçen önemli bir olayı anı metin türünün özelliklerine uygun bir şekilde yazmak zorunda kalmışızdır. Bir anının nasıl yazılması gerektiği hakkında fikir sahibi olmayanlar, aşağıda yazdığımız anıyı dikkate alarak kendi anılarını yazabilirler.
Başımızdan Geçen Önemli Bir Olay ile İlgili Anı
İlkokul son sınıf öğrencisiydim. Sınıf arkadaşlarımdan birkaç tanesi ile okul çıkışı çantalarımızı eve gönderip dağın bayırın yolunu tutmuştuk. Güzel bir mayıs günüydü. Hava berrak, güneş olduğunca sıcak ve parlaktı. Kayısı çağlalarının tam da zamanıydı.
Köyün hemen kuzeyindeki bahçelerin birine dalmıştık; burada tahminimce yaşı 30-40’ı bulmuş kocaman bir kayısı ağacı vardı. Sahipli bir bahçenin sınırları dışında olduğundan, bahçe sahibi bu ağacı kimseden esirgemiyordu. Bu nedenledir ki çiçekler çağlaya durur durmaz köyün çocukları ağaca tırmanır ne var ne yok talan ederlerdi. Ancak ağaç o kadar uzundu ki ağacın zirvelerine uzanan dallardaki çağlaları toplamak her çocuğun harcı değildi ve ağaçta kalan tek çağlalar bu dallarda bulunuyordu.
Canımız çekmişti bir kere. Ne yapıp edip ağacın zirvesine tırmanıp yeterince çağla toplamalıydık. Ancak iyice yaşlanmış ve dalları çürümüş olan ağacın tepelerine çıkmak gerçek anlamda cesaret istiyordu. Hem de aptal cesareti. Ne yazık ki o aptal ben oldum. Cesaretimi arkadaşlarıma kanıtlamaya çalışırcasına kara lastik ayakkabılarımla tırmanmaya başladım. Nihayet ağacın en doruk dallarından bir tanesine ulaşmıştım. Elimin yetiştiği çağlaları koparıp koparıp gömlek yakamın altından atlet ile gömlek arasına dolduruyordum. Arada bir de ağacın altında ağızları sulana sulana bekleyen arkadaşlarıma birkaç tane yolluyordum.
Açgözlülüğümün kurbanı oldum. Durduğum dalda bir tane çağladan başka kalmamıştı. İnce bir dalın en ucundaydı. Uzanmaya çalışıyordum; fakat bir türlü ulaşamıyordum. Nihayet sol elimle kalınca bir dalı kavrayıp kendimi çağlaya doğru iyice sarkıttı. O an tek duyduğum şey ”çattt” diye bir ses oldu. Güvenip tutunduğum dal kırılmış, sapı elimde kalmıştı. ”Çat” sesinin ardından ”pat”, ”küt” sesleri gelmeye devam etti. Zemine çakılana kadar iki üç tane kalın dala çarpa çarpa son kalın dala geldim. Bu daldan sonra zemine yaklaşık 2 metre mesafe vardı. Bu mesafeyi de geride bırakarak yere çakıldığımda artık mecalim kalmamıştı. Sanki bütün kemiklerim kırılmış, üzerime büyük bir yük bindirilmiş gibiydi. Kalçamın üstüne düştüğüm için fena bir acı hissediyordum.
Nihayet zor da olsa kendime gelmeye başladım. Ancak pek yürüyecek bir halde değildim. Arkadaşlarım kollarıma girerek zor bela ulaştırdı evime. Birkaç gün yerimden kalkıp oturamadım bile. Günler geçip de tamamen iyileştikten sonra tövbe ettim. Bir daha böyle aptal cesaretleri sergilemeyecek, canımın kıymetini bilecektim.
Sevgili öğrenciler, dilerim ki yazdığım bu anı örneğini beğenmişsinizdir. Size önerim şudur: Öğretmeniniz sizden bir anınızı anlatmanızı istediğinde, ille de başınıdan geçmiş olan bir olayı anlatmak zorunda değilsiniz. Hayal dünyanıza sığının ve insanların ilgisini çekebileceğini düşündüğünüz ve gerçek hayatta da yaşanması mümkün olan bir anıyı kafanızdan kurgulayın. Örneğin yukarıdaki anı örneği tamamen anlık kurguladığım hayal ürünü bir olaydır. Kolay gelsin.
Başınızdan Geçen Önemli Bir Olay ile İlgili Anı
KÖYÜN YÜKSEKLERİNDE BİR DERS
Bir gün, ilkokul yıllarındaydım. Sınıf arkadaşlarımla birlikte, okulu bitirip evlerimize dağılmak yerine, kasabamızın dışında yer alan köyün yüksek tepelerine doğru bir keşfe çıkma kararı aldık. Bahar mevsiminin en güzel günlerinden biriydi; güneş parlak, hava ise oldukça ılık ve ferahlatıcıydı. Çevremizdeki doğal güzellikler, göz kamaştırıcıydı.
Gideceğimiz köyün hemen dışındaki bir meyve bahçesine yöneldik. Bu bahçede, yaşı büyük bir kayısı ağacı bulunuyordu. Bahçe, köyün halkına ait olduğu için bu ağaç, her yıl meyve verdiğinde köy çocukları tarafından rağbet görüyordu. Ancak, ağaç o kadar yüksek ve büyük ki, zirvedeki meyvelere ulaşmak, çoğu çocuk için imkânsızdı. Biz de, bu meyveleri toplamak için cesaretimizi toplayarak ağacın en yüksek kısımlarına ulaşmak istedik.
Ancak, bu girişimimiz fazlasıyla riskli bir hal aldı. Ağacın tepe dallarına tırmanmak, her birimiz için ciddi bir cesaret gerektiriyordu. Bu cesareti en fazla gösterdiğimizi düşündüğümüz an, kendimizi ağacın zirvesine çıkma görevini üstlenmiş bulduk. Kendisini bu göreve en uygun gören ben, kara lastiklerimle ağacın dallarına tırmanmaya başladım. Sonunda ağacın tepe dallarına ulaşmayı başardım. Çağlaları toplarken, ağacın altında bekleyen arkadaşlarıma da meyve göndermeyi ihmal etmedim.
Ancak, açgözlülüğüm sonucunda istenmeyen bir kaza yaşadım. İnce bir dalın ucunda, elimdeki çağlaları toplamaya çalışırken, dalların birinden destek almak istedim. O anda, dayanıklılığımdan emin olduğum dal kırıldı ve ben hızla aşağıya doğru düştüm. Çarptığım kalın dallar, düşüşümü yavaşlatmaya çalıştı fakat son anda yere çakıldım. Düşüşüm sırasında, acı içinde kıvrıldım ve oldukça uzun süre yerden kalkamadım.
Arkadaşlarım beni eve taşıdı ve birkaç gün boyunca evde dinlenmek zorunda kaldım. Bu olay, bana hem fiziksel hem de ruhsal açıdan büyük bir ders verdi. Bu tecrübeyle, cesaretin aşırıya kaçmaması gerektiğini ve kişinin kendi sağlığını her şeyden önce düşünmesi gerektiğini öğrendim.
Anı Yazılırken Nelere Dikkat Edilmeli?
Bir anı metni yazarken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Bu hususlara dikkat edilmesi, anıyı okuyan kişinin bu anıdan zevk almasını sağlar. anı yazarken şunlara dikkat edilmelidir:
- – İnsanların ilgisini çekecek önemli olaylar anlatılmalıdır.
- – Anı, hangi zamanda anlatılacaksa, metin boyunca o zaman kullanılmalıdır. Örneğin bir cümlede geniş zaman, diğerinde geçmiş zaman, başkasında şimdiki zaman kullanırsanız, büyük bir kopukluk oluşur.
- – Anı yazılırken, tarih verilmelidir.
- – Giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinde dikkat edilmelidir.
- -Sonu güzel bir şekilde bağlanmalıdır.Sevgili öğrenciler, dilerim ki yazdığım bu anı örneğini beğenmişsinizdir. Size önerim şudur: Öğretmeniniz sizden bir anınızı anlatmanızı istediğinde, ille de başınıdan geçmiş olan bir olayı anlatmak zorunda değilsiniz. Hayal dünyanıza sığının ve insanların ilgisini çekebileceğini düşündüğünüz ve gerçek hayatta da yaşanması mümkün olan bir anıyı kafanızdan kurgulayın. Örneğin yukarıdaki anı örneği tamamen anlık kurguladığım hayal ürünü bir olaydır. Kolay gelsin.
Metin türlerinden birisi olan ”Anı” yazısı örneğini sizler için oluşturduk. Yukarıda verdiğimiz Başınızdan Geçen Önemli İlginç Bir Olayı Anlatınız anı örneği, tamamen tarafımızca oluşturulmuş özgün anı örneğidir.
Başınızdan Geçen Önemli İlginç Bir Olayı Anlatınız (Anı Örneği) isimli konumuzu okuduğunuz için teşekkür ederiz.