Akıl Yaşta Değil Baştadır
Akıl, Allah tarafından insanlara ihsan edilen en güzel nimetlerden biridir. Tüm yaşamımız akıl sayesinde şekillenir. Güzel bir hayat sürmemiz de sıkıntılı bir hayat sürmemiz de akıl ile olur. Akıl hem çevresel faktörlerden hem de genetik faktörlerden etkilenir. Ancak şu bir gerçektir ki Allah’ın verdiği aklı geliştirmek, çok okumaktan, çok öğrenmekten geçer.
İnsanlar yaşadıkça çeşitli tecrübeler yaşayıp hayatı daha iyi öğrenebilirler. Ancak çok yaşamış olmak, daha fazla şey bilmek anlamına gelmez. Yaşı küçük olup da daha fazla okumuş öğrenmiş biri, yaşlı birinden daha fazla şey öğrenmiş olabilir. Örneğin kendini geliştirmiş bir üniversite mezunu dedesinden kat kat fazla bilgi sahibi olabilir. Hayat sadece yaşanmışlıkla öğrenilmez. Artık bilgiye çok kolay yollardan ulaşılabilmektedir. Okuryazar olmayan birisi az bilgiyi öğrenmek için çok zamana ihtiyaç duyar; fakat okuryazar olan biri, yaşlı bir adamın birkaç senede öğrenebileceği bilgiyi, bir tek kitabı okuyarak öğrenebilir. İnsanları sadece bulundukları yaşa göre değerlendirmek, küçük yaştaki insanları bilgisiz veya tecrübesiz kabul etmek doğru değildir. Küçük yaşta öyle insanlar vardır ki kendisinden çok daha yaşlı kimselere göre çok daha fazla şey bilirler.
Akıl yaşta değil baştadır atasözünü hayatımıza da yansıtmalı, çevremizdeki insanlara o şekilde yaklaşmalıyız. Örneğin bir öğretmen gerektiğinde öğrencilerine danışmalı veya bir baba bir iş için karar verirken çocuklarının da düşüncesin almalıdır. Çocuğun babadan daha az akıllı olduğunu kimse söyleyemez.
Akıl Yaşta Değil Baştadır Kompozisyon
Giriş: Akıl, Allah tarafından insanlara verilen en değerli nimetlerden biridir ve hayatımızı şekillendiren temel unsurdur. Akıl, hem çevresel hem de genetik faktörlerden etkilenir, ancak bu, aklın yaşla doğrudan bir ilişkisi olduğu anlamına gelmez. Bilgi ve akıl, yaşla değil, öğrenme ve gelişimle ilgilidir.
Gelişme: İnsanlar yaşadıkça çeşitli tecrübeler kazanabilirler, ancak yaşamak tek başına bilgili ve akıllı anlamına gelmez. Yaşı küçük olup da birçok bilgi ve deneyim sahibi olan biri, yaşlı birinden çok daha fazla şey öğrenmiş olabilir. Örneğin, bir üniversite mezunu genç, kendini sürekli geliştiren bir birey olarak, yaşlı bir dededen çok daha fazla bilgiye sahip olabilir. Bilgiye erişim günümüzde oldukça kolaydır; okuryazar bir kişi, yıllar süren öğrenme sürecinde edinilebilecek bilgileri, bir kitapta bulabilir. Bu nedenle, sadece yaşa dayanarak bir kişinin bilgi veya akıl seviyesini değerlendirmek doğru değildir. Küçük yaşta bile büyük bir bilgi birikimine sahip olan kişiler bulunabilir.
Sonuç: “Akıl yaşta değil baştadır” atasözünü hayatımıza yansıtmak, çevremizdeki insanlara yaklaşımımızı da etkiler. Bir öğretmen veya baba, gerektiğinde gençlerin düşüncelerini dinlemeli ve değerlendirmelidir. Yaş, bir kişinin akıl ve bilgi seviyesini belirlemez. Bu nedenle, gençlerin bilgi ve fikirlerine değer vermek, toplumun genel bilgi ve deneyim seviyesini artırabilir. Akıl, yaşla değil, öğrenme ve gelişimle ilgili bir kavramdır ve bu anlayışla çevremizdeki insanları değerlendirmeliyiz.