10 Kasım Atatürkün Ölümü ile İlgili Kompozisyon

10 Kasım Atatürk’ün Ölümü

Türkiye Cumhuriyetinin önder kurucularının başında gelen Atatürk’ün ölümü 10 Kasım 1938 saat 09:05’te gerçekleşmiştir. Onun ölümü Türk milletini derin bir üzüntüye boğmuştur. Büyük emekleri ve kutsal mücadeleleri olan Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümü Türk milleti için büyük bir kayıptır.

Atatürk naaşı, bugünkü ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’de bulunmaktadır. Naaşı Anıtkabir’e 1954 yılında nakledilmiştir. Atatürk, bu ülke için gerçekten çok büyük mücadeleler vermiştir. Kimi zaman hapse atılma durumu, kimi zaman suikast girişimlerine uğramış ama davasından asla ayrılmamıştır. Türkiye Cumhuriyetini kurmak ve onu yüceltmek için elinden gelen tüm imkanları kullanmıştır. Ancak o da her insan gibi vakti geldiğinde ebedi dünyaya göç etmiştir. Bu, her canlının kaderidir. İnsan ölür, bedeni toprak olur. Onu ebedi bir şekilde yaşatmaya devam eden ise bıraktığı eserler olur. Atatürk’ün bize bıraktığı en değerli eser, şüphesiz ki Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Sadece devleti kurmakla yetinmemiş, yaptığı inkılaplar, yenilikler sayesinde devletimizin çok kısa bir süre içinde tam bağımsızlığa kavuşmasını ve çağdaş muasır seviyeye ulaşmasını da sağlamıştır.

Bizlere düşen, Atatürk’ün düşüncelerini ve eserlerini sonsuza dek yaşatmaktır. Onun naçiz vücudu elbette ki toprak olmuştur; fakat geride bıraktığı eserler ve düşünceler ilelebet yaşamalıdır. Bunları yaşatmak da hepimizin en önemli görevidir.

---

10 Kasım Atatürk’ün Ölümü Kompozisyon

Giriş: Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 tarihinde saat 09:05’te hayatını kaybetmiştir. Bu tarih, Türk milletinin hafızasında derin izler bırakan bir gündür. Atatürk’ün ölümü, sadece bir insanın değil, tüm bir milletin büyük bir kaybı anlamına gelmektedir.

Gelişme: Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmış, ülkesinin modernleşmesi ve çağdaşlaşması için büyük mücadeleler vermiştir. Onun hayatı, pek çok zorluk ve mücadele ile doluydu; hapse atılma tehlikesi, suikast girişimleri gibi pek çok engelle karşılaşmış, ancak bunlara rağmen davasından asla vazgeçmemiştir. Atatürk, ülkesini çağdaş bir devlet haline getirmek için gece gündüz demeden çalışmış, tüm imkanlarını seferber etmiştir.

Atatürk’ün cenazesi, ölümünden sonra 1954 yılında Anıtkabir’e nakledilmiştir. Anıtkabir, onun ebedi istirahatgahı olarak, Türk milletinin ona olan minnettarlığının bir sembolüdür. Ancak Atatürk’ün asıl mirası, bıraktığı eserler ve düşünceleridir. Türkiye Cumhuriyeti, onun en büyük mirasıdır. Sadece bir devlet kurmakla kalmamış, aynı zamanda yaptığı inkılaplar ve yeniliklerle bu devleti çağdaş ve bağımsız bir seviyeye taşıyan Atatürk, ülkesinin modernleşmesini sağlamıştır.

Sonuç: Atatürk’ün naçiz bedeni elbette ki toprağa karışmıştır; ancak onun düşünceleri ve eserleri yaşamaya devam etmektedir. Bizim görevimiz, Atatürk’ün mirasını korumak ve onun düşüncelerini gelecek nesillere aktarmaktır. Atatürk’ün fikirleri ve gerçekleştirdiği reformlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarını oluşturmakta ve bu ülkenin geleceği için ışık tutmaktadır. 10 Kasım’da, Atatürk’ü anarak, onun ülkemize kattığı değerleri ve ideallerini yaşatmak, hepimizin en önemli sorumluluğudur.